English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ S ] / Sahip

Sahip tradutor Francês

34,333 parallel translation
Sendeki yeteneklere sahip bir kadının nelerle başedip nelerle, başedemeyeceğini bilemem.
Je ne présumerais jamais connaître ce qu'une femme de votre talent peut ou ne peut pas gérer.
Rebecca üstün biyolojik bileşenlere sahip olmasına rağmen, sahip olduğu nanitler tarafından sürekli olarak kontrol edilir ve korunur.
Bien que ses composants biologiques soient supérieurs, elle doit être constamment assistée et tuteurée par ses nanites.
Sen bizim biyoteknolojik insan yeteneklerine sahip kendi gücünü kendisi üretebilen, bilinçli ilk başarılı prototipimizdin.
Tu étais notre premier prototype réussi, un humain bio-développé capable d'auto-suffisance et de conscience.
Şu anda sahip olduğun arkadaşlarının tehlikeli olduğunu, ve geri geleceğini söyledi.
Que tu avais des amis maintenant, des associés dangereux, et que tu reviendrais.
Daha hızlı, daha güzlü ve senin içinde çoğalmış nanitlerin daha gelişmiş versiyonuna sahip.
Plus rapide, plus fort et il possède une version avancée de tes nanites.
Prototipler halihazırda ikinci nesil nanitlere sahip.
Les prototypes ont déjà la seconde génération de nanites.
Onun hep dansçı vücuduna sahip olduğunu düşünmüştüm.
J'ai toujours pensé qu'il avait plutôt un corps de danseur.
Yetişkinler tüm güce sahip ve biz sadece lafta kalıyoruz.
Les adultes ont tout le pouvoir, et nous on est mis de côté.
Ama senin dünyadaki son çalışan telesekreterine sahip olduğunu örenince hissettiğim hazzı bir düşün.
Mais imaginez ma joie de découvrir que vous êtes l'heureux propriétaire de ce qui est probablement le dernier répondeur en état de marche
Ancak davacı taraf sizin şüpheli karaktere sahip bir kadın olduğunuzu kanıtladı.
Mais l'accusation a prouvé que vous êtes une femme peu respectable.
Şüpheli karaktere sahip bir kadın olduğunuz için davacı Rajvir Singh ve arkadaşlarının nazarında o gün, o anda, seks yapmak istemediğinizi açıkça gösterecek ne yaptınız?
En tant de femme peu respectable aux yeux de l'accusé, Rajvir Singh et de ses amis.. ... ce soir là, à ce moment là, qu'avez-vous fait pour exprimer clairement que vous n'étiez pas intéressée par leurs avances?
O bir profesyonel ve keskin zekaya sahip biri.
C'est une professionnelle! Elle est vive d'esprit!
Sizin gibiler doğuştan yaramazlık hakkına sahip olduğunu düşündüğü için olur.
Mais les hommes comme vous se croient tout permis.
Bay Prashant, lütfen müvekkilinize sahip çıkın!
Mr. Prashant, maîtrisez votre client!
Şimdi, ben zekana güveniyorum, ama sen güvenmiyorsan bu yeteneğe sahip olmanın hiçbir manası yok.
Maintenant, j'ai foi en ton esprit, but si tu ne le fais pas, Il n'y a aucun intérêt d'avoir ta capacité.
Sahip olduğu tek güzel şeydi.
C'est le seul objet de valeur qu'elle ait eu.
Benim onun sahip olmadığımızı düşündüğümüz bir şey.
Des parents qu'on a pas eus.
Bu, bazı koşulların üstesinden gelebilecek insan gücüne sahip olduğumuz anlamına geliyor eğer kenarda oturursan anlatabildim mi?
Il signifie que nous avons les effectifs pour s'occuper de certaines situations si tu t'assois sur le banc de touche, tu vois ce que je veux dire?
Sahip olma kanunun dokuzuncu maddesi, tamam mı, dostum?
La possession est le neuf dixième de la loi, d'accord?
Çoğu sinema filmleri dijital gösteriyor artık, bu saniyede 900 gigabit demek, yani bu filmler uydu yoluyla aktarılıyor, bu da demek oluyor ki o sinema, Bulgaristan'daki askeri seviyede hack yapmaya yetecek seviyede bant genişliğine sahip tek mekân.
La plupart des cinémas diffusent des films en digital maintenant, donc c'est du 900 gigabits par seconde, donc ses films reçoivent des rayons satellites, ce qui veut dire que ce cinéma est un des seuls endroits de Bulgarie qui possède la largeur de bande nécessaire pour mettre en oeuvre un piratage de niveau militaire
Kesici silahlarda eğitimli, beşinci seviye siyah kuşağa sahip biriyim.
Une ceinture noire 5ème degré, s'entraînant avec des armes de combat tranchantes.
Ben de üzerinde 20 yıldız olan bir bayrağa sahip olamam.
Et je n'aime pas l'idée d'avoir un drapeau avec 20 étoiles dessus.
- Bay Rory zombi halinde olmasa bile aydınlatma panelini kullanacak zekaya sahip olduğunu düşünmüyorum.
Même si M. Rory n'était pas dans un été zombifié, Je doute qu'il possède l'intelligence de faire fonctionner un interrupteur.
Hızcı güçlerine sahip biri neden antik bir eseri ister ki?
Pourquoi quelqu'un avec des pouvoirs de bolide - voudrait cet ancien artefact?
Sadece arkadaşız. Aslında son arkadaşım kendini havaya uçuralıdan beri sahip olduğum tek arkadaşım o.
Ce n'est qu'une amie, la seule que j'ai depuis que mon dernier ami s'est fait sauter.
- Hıza sahip olmayı?
- Avoir de la vitesse?
Yani süper kuvvete sahip bir meta mı arıyoruz?
Donc on recherche un méta-humain avec une super force?
Telekinezi veya görünmez olma yeteneğine sahip bir meta yapmış olabilir.
Comme un méta télékinésiste ou des capacités de camouflage.
Senin tutumlarına sahip bir Wells'i daha kaldırabileceğimi sanmıyorum.
Je ne supporterai pas un autre Wells avec tes manières.
Anlaşılan, yansıtıcı yüzeye sahip her yerde hareket edebiliyor.
Disons qu'il peut voyager à travers tout ce qui a une surface réfléchissante.
Güneş yüksek yansıtmasına sahip her şeye Einstein-Rosen köprüsü kurabiliyor olmalı, değil mi?
Il doit pouvoir créer des ponts entre Einstein-Rosen et ses réflectivités du soleil.
Bu olağanüstü yeteneklere sahip onca kişinin yeteneklerini heba edişini izlemem yetti.
Il suffit que je voie ces gens qui se transforment, qui obtiennent des capacités incroyables, et qui les gâchent.
Benimkiyle aynı yüze sahip bir adamdan iki kere canınız yanmış.
Vous avez été dupés deux fois... Par un homme avec le même visage que moi.
O zaman iyi sahip çık.
Gardes-le.
Duyduğum kadarıyla... süper insan gücüne sahip olan bir tek onlar değilmiş.
Ils ne sont pas les seuls avec une force surhumaine, je crois.
Onun ordusunu geçebilecek güce sahip tek bir ordu var.
Je suis ici pour tuer Konstantin Kovar.
Ya da ek iş olarak başkanlık yapan bir kahramana sahip olmanın.
Ou le justicier travaillant au noir comme Maire.
Tam da tüm ülkeyi alaşağı edecek kadar silaha sahip olduklarını söylemişlerdi. Ben de bunun yeni takımını test etmek için uygun bir zaman olduğunu düşündüm.
Ils viennent de dire qu'il y avait assez d'armes pour détruire un pays entier, donc je pense que c'est le bon moment pour toi de tester ta nouvelle équipe.
Büyük resmi görecek kabiliyete sahip değilsin!
Tu n'as aucune aptitude à avoir une vue d'ensemble!
Yüksek reflekslere sahip olmak sadece olimpiyatçılara ait bir özellik değil.
Avoir des réflexes rapides n'est pas la seule qualité d'un Olympien.
Eğer Sampson bir ordu yapıyor ise, benim de kendi orduma sahip olmam gerek.
Si Sampson forme une armée, alors j'aurai besoin de la mienne.
Bu bir savaş, ama doğru şekilde savaşacağım çünkü bu şehrin sahip olduğu tek şeyim.
C'est une guerre, mais je vais la combattre de manière juste parce que cette ville n'a que moi.
Her erkeğin düğünden önce o bakışa sahip olduğuna eminim.
Je suis sûre que tous les mecs ont cet air la veille de leur mariage.
Geçtiğimiz gece birisi bana her şeye sahip olduğumu hatırlattı.
Hier soir, quelqu'un m'a rappelé que j'ai tout ce que je veux...
- Evet, görünüşe göre gerçek olmayan nişanlımın sahip olmadığı bir ofis binasına girmemiz gerekiyormuş, ki bu biraz bir durum.
Oui. Apparement on doit aller dans une tour que ma non-fiancée ne possède pas, ce qui est un peu étrange.
Bu şehrin tek sahip olduğu şey sensin.
Vous êtes tout ce que la ville a.
Eğer işten atıldıysa nasıl oluyor da, Tüm bu harika yeni oyuncaklara sahip oluyor?
S'il venait d'être renvoyé, comment a-t-il pu s'offrir tous ces merveilleux, nouveaux jouets?
"1001 Arap Gecesi" hikayesinde Kıskanç bir kral genç bakire bir kız ile Her gece yatarmış, Sonra o kızın kafasını kestirirmiş ki başka hiçbir erkek ona sahip olamasın.
Dans l'histoire des "Contes des 1001 nuits", un roi jaloux voulait coucher avec une nouvelle vierge chaque nuit, et ensuite la décapiter pour qu'aucun autre homme ne puisse l'avoir.
Eskiden insanların barınması için kullanılan bir bina artık kendi başlarına zapt edemeyecekleri kadar çok şeye sahip olan, bu yüzden bir mağazaya ihtiyaç duyanlara satış yapan bir yer olacak.
Un bâtiment qui abritait des humains Va maintenant être dédié à la vente de choses Aux gens qui ont tellement
Özel ihtiyaçlara sahip biri olduğumu öğrenirlerse de alabilirler, Fiona.
Ils pourraient aussi l'enlever s'ls pensent que j'ai besoin de traitements de faveur Fiona.
Sahip olduğumuz en iyi yeni baba.
Nous avons jamais eu un père si cool

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]