English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ S ] / Sarek

Sarek tradutor Francês

94 parallel translation
Kendisiyle en çok özdeşleştirilen Elçi Sarek rolünden önce, bir Romulan'ı oynadı.
- Asseyez-vous, lieutenant. Si quelqu'un doit y aller, c'est moi. - Vous êtes mon supérieur.
Transfüzyonu zaman ya da etkinlik kaybetmeden verebilsem, yapardım. - Sarek nedenlerimi anlıyor. - Ben anlamıyorum.
Il y a 27 ans de ça, on avait 1 3 ans tous les deux, et on était membres du bulletin Star Trek de Majel Roddenberry.
Kaptan, Büyükelçi Sarek ve karısı, benim annem ve babam.
Capitaine, l'ambassadeur Sarek et sa femme sont mes parents.
Bayan Sarek, anlamıyorum.
Mme Sarek, je ne comprends pas. Amanda.
Turumuza devam edelim mi?
Pouvons-nous poursuivre? C'est le souhait de Sarek.
Bu durum Spock ve Sarek'in baba ve oğul olarak 18 yıldır konuşmamasına yol açtı.
Elle empêche Spock et Sarek de se parler de père à fils depuis 18 ans.
Spock babasıyla kariyer seçiminde aynı fikirde değildi.
J'en déduis que Sarek n'approuve pas le choix de carrière de son fils.
Belki. Fakat Sarek, Spock'un onun öğretilerini izlemesini istedi, Sarek'in de babasını izlediği gibi.
Mais Sarek voulait que Spock suive ses enseignements, comme il avait suivi ceux de son père.
Vulcanlı Sarek Coridan'ın Federasyon'a kabulü için oy kullanacak mısınız?
Voterez-vous en faveur de l'entrée de Coridan dans la Fédération?
Hayır, sen. Sen oyunu nasıl kullanacaksın, Vulcanlı Sarek?
Que voterez-vous, Sarek de Vulcan?
- Beyler. Büyükelçi Sarek, buranın konsey salonu olmadığını söylemekte haklı.
Sarek a raison, nous ne sommes pas en salle de conseil.
Bayan Sarek, Vulcanlı gençlerinin sert eğitimini biliyorum.
Je sais que les jeunes Vulcains suivent une formation rigoureuse.
Sarek, onunla gurur duyuyorsun, öyle değil mi?
Sarek, vous êtes fier de lui, n'est-ce pas?
İftiranızı ödeyeceksin, Sarek.
Vous paierez pour vos calomnies, Sarek.
Sarek!
Sarek! Qu'y a-t-il?
Çok büyük miktarlarda kana ihtiyacı olacak ilaç Vulcanlardaki gibi Rigelianlarda da işe yarasa bile, yine de Sarek'in kritik bir seviyede kanaması olacak.
Il nous faudrait de telles quantités de sang que même si le médicament était aussi efficace que sur un Rigélien, Sarek perdrait quand même trop de sang.
Sarek'in durumunda, uyarıcı onu öldürebilir.
Dans l'état de Sarek, le stimulant pourrait le tuer.
O zaman Sarek'i ölüme mahkum etmiş oluyorsunuz.
Alors, vous condamnez Sarek à mourir.
Ameliyat etmezsen, Sarek ölür.
Si vous n'opérez pas, Sarek mourra.
- Sarek mantığımı anlar.
- Sarek comprend mes raisons.
- Sarek nasıl? - İyi değil.
- Comment va Sarek?
Sen geri alana kadar orada kalacak, Sarek'in hayatına mal olsa bile.
Le temps que vous vous rétablissiez, même si ça doit coûter la vie à Sarek.
Bones, Sarek ameliyatı olmazsa ölür.
Bones, Sarek mourra sans cette opération.
Sarek'in kalp atışı 324 çıktı.
Rythme cardiaque de Sarek : 324.
Ve sen, Sarek.
Et vous, Sarek.
Sarek!
Sarek!
Sarek yukarıda bekliyor, komutanım.
Sarek vous attend, amiral.
Sarek. Skon'un çocuğu Solkar'ın çocuğu oğlunun bedeni hâlâ nefes alıyor.
Sarek... enfant de Skon et de Solkar.
David oğlu McCoy insan olduğun için Sarek'in senden ne istediğini tam olarak anlaman imkânsız.
McCoy, fils de David. Étant humain, on ne peut espérer... que tu comprennes la requête de Sarek.
Elçi Sarek, korkarım, bizimle beraber siz de burada kapana kısıldınız.
Sarek, je crains que vous ne soyez pris au piège avec nous.
- Anlamıyorsun. Sybok da Sarek'in oğlu.
- Sybok est aussi un fils de Sarek.
Sarek, oğlun.
Sarek... votre fils.
Vulkan yörüngesinde, Federasyon Büyükelçisi Sarek'i ve ilk eşi gibi... Dünyalı olan eşi, Perrin'i karşılamayı bekliyoruz.
En orbite autour de Vulcain, nous attendons l'ambassadeur Sarek et sa femme Perrin qui, comme sa 1ère femme, est terrienne.
Gemiye hoş geldiniz Büyükelçi Sarek.
Bienvenue à bord, ambassadeur Sarek.
- Bayan Sarek.
- Mme Sarek.
Bay Mendrossen'in talebine saygı gösterecek... ve Büyükelçi Sarek'in yalnız kalmasına izin vereceğiz.
Nous obéirons à la demande de M. Mendrossen et respecterons la retraite de l'ambassadeur.
Kesinlikle hayır Kaptan, ama Sarek şu anda meditasyonda.
Pas du tout, mais Sarek est en pleine méditation en ce moment.
Büyükelçi Sarek, Perrin, tüm mürettebat adına, hoş geldiniz.
Ambassadeur Sarek, Perrin, au nom de tout l'équipage, soyez les bienvenus.
Büyükelçi Sarek gücünün...?
L'ambassadeur Sarek serait-il...
Bu şiddet salgınının... tam olarak Sarek ve beraberindekilerin... gemiye ışınlandığı anda başladığına eminiz.
Nous avons déterminé que la vague de violence s'est déclenchée en même temps que Sarek et son équipe étaient téléportés à bord.
Biz, tüm bu olaylardan Büyükelçi Sarek'in... sorumlu olabileceğine inanıyoruz.
Nous pensons qu'il est possible que l'ambassadeur Sarek soit responsable de ces incidents.
- Sarek mi? - Konserde bir şey hissettim.
J'ai ressenti quelque chose durant le concert.
Sarek farkında olmadan duygularını diğerlerine yansıtıyor olabilir.
Sarek peut projeter inconsciemment des émotions sur les autres.
Sarek onlarla şahsi ilişkiler kurmuş.
Sarek a établi des rapports personnels avec eux.
Ben neden Sarek'in öne sürdüğünüz bu durumundan etkilenmiyorum?
Pourquoi ne suis-je pas affecté par la prétendue maladie de Sarek?
Sarek'in bu görevi tamamlayabilecek durumda olduğunu düşünüyor musunuz?
Considérez-vous Sarek capable de s'acquitter de sa mission?
Bu görevi tamamlaması için Sarek'le şeref bağım var.
Je suis tenu par l'honneur d'assister Sarek dans sa mission.
Sarek'e olan sadakâtiniz mi, yoksa Federasyon'a olan göreviniz mi?
Votre loyauté envers Sarek ou votre devoir envers la Fédération.
Tabi, yetişkin evlat ve aile arasındaki iletişimdi. Sarek o zamanlar 1 02 yaşındaydı.
On trouvait marrant qu'elle vive à Baltimore, moi dans l'Oregon, à près de 5 000 km de distance.
Sarek rica etti.
- Ca tenait plus de l'ordre.
Sarek Yıldız Filosu'na karşı değil.
Sarek n'a rien contre Starfleet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]