English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ S ] / Sayuri

Sayuri tradutor Francês

93 parallel translation
Sayuri!
Sayuri!
Ama bu resim Sayuri'nin sıradaki olduğunu söylüyor!
Mais d'après cette photo, Sayuri est la prochaine sur la liste!
Sayuri?
Sayuri?
Sayuri'nin öldürüldüğü konser salonu.
C'est la salle de concert où Sayuri a été tuée.
Biri sınıf arkadaşımız, Sawatari Sayuri, diğeriyse Tsugaru Boğazı'nın karşısındaki dev kuleydi.
L'une d'elles était notre camarade de classe, Sawatari Sayuri. L'autre était la tour géante qui se trouvait de l'autre côté du Détroit de Tsugaru.
Yine de gece vakti o trenin kokusunu, arkadaşımın güvenini ve Sayuri'nin varlığını bu dünyadaki tek şeylerimmiş gibi düşünmeden edemiyordum.
Pourtant, je ne pouvais m'empêcher de penser que l'odeur de ce train de nuit, la confiance de mon ami... et la présence de Sayuri étaient les seules choses existantes pour moi dans ce monde.
Üç yıl önce, Sayuri bize bir hoşça kal bile demeden ayrıldığında bu bizde şok etkisi yaratmıştı.
Il y a trois ans, lorsque Sayuri nous a quittés sans même nous dire au revoir... Ce fut un véritable choc pour nous.
Sayuri'yi rüyamda gördüğüm zaman yine bu günlerden biriydi.
Ce sont durant ces journées-là que parfois je rêve de Sayuri.
Rüyalarımda soğuk bir yerde tek başına kalmış Sayuri'yi bulmaya çalışıyordum.
Dans ces rêves, je recherche Sayuri qui se trouve seule dans un endroit glacé.
Uyandığımda geriye sadece kalbimi titreten Sayuri'nin varlığı kalıyordu.
Pourtant, après que je me sois réveillé, la seule chose dont mon corps se souvienne est la douce présence de Sayuri qui fait trembler mon coeur.
Çünkü Sayuri ile ilgili rüyalarım etrafımdaki dünyadan daha gerçek görünüyordu.
Le rêve que je viens d'avoir avec Sayuri me paraît plus vraisemblable que la réalité même qui m'entoure.
Sayuri Hiroki-kun, Takuya-kun,...
Sayuri... Hiroki-kun, Takuya-kun...
Sawatari Sayuri'yi sürekli uykuda tutmalıyız.
Nous nous devons de conserver Sawatari Sayuri en état de sommeil.
Öyle olsa bile, Sayuri'nın sıcaklığını tüm bedenimde hissediyordum.
Et pourtant, la douce chaleur que Sayuri avait laissée sur ma peau flottait toujours à travers tout mon être.
Bu Sayuri'yi kurtarmakla dünyayı kurtarmak arasında bir seçim.
Est-ce que tu vas choisir de sauver Sayuri... ou choisir de sauver le monde?
Ama o zamanlar Sayuri'nin bu parlak dünyanın merkezi olduğunu sanıyordum.
Mais, à cette époque... je pensais que Sayuri était le centre de ce monde resplendissant.
Sayuri-chan gerçekten uyanacak mı?
Sayuri-chan va-t-elle réellement se réveiller?
Sayuri'yi hayata bağlayan verdiğimiz söz.
La promesse que nous nous sommes faite, est ce qui retient Sayuri dans la réalité.
Kuleye yaklaştığında muhtemelen etraftaki alanda bir miktar yer değiştirme olacaktır ve Sawatari uyanınca bir miktar daha.
Lorsque tu t'approcheras de la tour, il risquera certainement d'y avoir... quelques transformations du sol aux alentours, et encore plus lorsque Sayuri se réveillera.
Sayuri bana bir şeyleri kaybediyormuşum gibi hissediyorum demişti.
Un jour, Sayuri nous avait dit... qu'elle avait la sensation d'avoir perdu quelque chose.
Hey, Sayuri.
Hé, Sayuri.
Lütfen Tanrım, Sayuri'yi bu uykusundan uyandır.
Je vous en prie mon Dieu... faites que Sayuri se réveille.
Sayuri!
Sayuri.
Sayuri!
Sayuri...
Döndüğüne sevindim.
Bon retour... Sayuri.
Sayuri öldü...!
Une étudiante a été tuée.
Bugünden itibaren adın Sayuri.
A compter d'aujourd'hui, tu t'appelles : "Sayuri".
O çaydanlıkta bir damla çay olsa, Sayuri onu dökmeyi başarırdı.
S'il était resté une goutte de thé dans la théière, Sayuri l'aurait sortie.
- Sayuri.
- Elle s'appelle Sayuri.
Bu, benim yeni kız kardeşim, Sayuri.
Voici ma plus jeune sœur, Sayuri.
KatıIdığın ilk sumo güreşi mi, Sayuri?
Un héros. Sayuri, c'est votre premier match?
Sayuri, hayatının çok önemli bir döneminde olan özel bir kız.
Sayuri est une fille particulière à un moment particulier de sa vie.
Ne kadar mutlu bir an, Sayuri.
C'est un rare moment de joie.
"Sayuri ile aynı okiya'da yaşıyorum."
" Je vis dans la même okiya que Sayuri.
- Hala kazanabiliriz, Sayuri.
Nous pouvons encore gagner, Sayuri.
- Başkan hep kibar davrandı. - Sayuri.
- Le Président a été généreux...
Nobu ve Başkan iş ortakları.
- Sayuri. Nobu et le Président sont des associés.
Sayuri nasıI oluyor da başrolde oynuyor?
Pourquoi a-t-elle le rôle principal?
Sayuri, doktoru hatırlıyor musun?
Sayuri, tu te rappelles du docteur.
Sayuri ne kadar tutkulu bir gösteri sergiledi, değil mi Başkan?
M. Le Président. L'interprétation de Sayuri était remarquable, n'est-ce pas?
Sayuri malikanenizdeki çiçeklerin içinde büyüleyici görünmez miydi, Baron?
Baron, Sayuri serait éblouissante au milieu des fleurs de votre propriété.
Ama Sayuri'nin tiyatroda olması gerekiyor.
Mais Sayuri est attendue au théâtre.
Hayattan mutluluk beklememeliyiz, Sayuri.
Nous ne devons pas attendre le bonheur.
Bu paranın bir kuruşunu bile Sayuri almayacak.
Evidemment, Sayuri ne touchera rien de cette somme.
Evlatlık kızım Sayuri'ye kalacak bu mülkün.
Dont Sayuri héritera en tant que ma fille adoptive.
- Sus, Sayuri.
Silence, Sayuri.
Ama ya Sayuri?
Mais Sayuri?
Sayuri.
Sayuri.
- Sayuri.
Sayuri.
Baron'umu çok iyi tanıyorum, Sayuri.
Je connais mon Baron, Sayuri.
Sayuri tarihe geçti.
Sayuri entrera dans l'histoire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]