English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ S ] / Saçın

Saçın tradutor Francês

14,208 parallel translation
Ayrıca Lanie'nin Susan'ın saçında bulduğu o tüyle eşleşme ihtimaline karşı yataktan ve yastıktan örnek alıyorlar.
Ils vérifient aussi la literie et les oreillers. pour voir si ça correspond avec la plume que Lanie a trouvée dans les cheveux de Susan Watt.
Oh, Saçın güzel olmuş Philly.
J'aime votre coupe de cheveux.
Saçını ben tutarım.
Je vais te tenir les cheveux.
Neden uzun oğlan saçını öyle yapmış?
Et pourquoi le grand est-il coiffé ainsi?
- Saçını değiştirmişsin.
Vous avez changé votre coiffure.
Saçını alev alev gösterdi.
Il fait ressembler vos cheveux à de l'or filé?
Saçına farklı bir şekil vermeyi düşündün mü hiç?
Tu n'as jamais pensé à faire quelque chose de différent avec tes cheveux?
Yazın bonus gibi kızıl saçın vardı ben de dünyadaki en beyaz Puerto Ricoluyla çıkmıştım.
Tu as eu un été avec ton afro roux, et je suis sortie avec le Porto-ricain le plus blanc de la planète.
Hayır, saçını düzleştirmeyeceksin.
Non, tu ne te feras pas lisser les cheveux.
Saçın yanıyor!
Tes cheveux brûlent!
Saçın!
Tes cheveux!
Saçının yandığını duydum.
J'ai appris pour tes cheveux en feu.
Oraya her gittiğinde saçını farklı biri kesiyor.
Je veux dire, tu viens là, des personnes différentes te coupent les cheveux à chaque fois.
Tamam, belki biraz saçın ama gerisi...
Ok, peut-être les cheveux, mais le reste...
Büyüyle ne bir ağaçtaki yaprağı titretmiş, ne bir toz zerresini yerinden oynatmış ne de bir kişinin saçının telini değiştirmişti.
Ni, par magie, fait trembler la moindre feuille sur un arbre, modifié la route d'un grain de poussière ou un seul cheveu sur la tête de quelqu'un.
Bu yaşta hâlâ kestirecek bir saçın olduğu için mutlu olmalısın.
Quelqu'un de ton âge devrait être heureux d'avoir encore des cheveux à couper.
Adamın kıyafetlerinde senin saçını bulduk.
On a trouvé un de vos cheveux.
Tesisin olduğu kata, çantasıyla giren bir kadın olmasını garipsemezler mi?
Ils ne trouveront pas celà étrange de voir une femme porter un sac à l'étage du réacteur?
Üzerinde bu etiketin olduğu Siyah silindir çantada bir kadın cesedi bulundu.
On a trouvé le corps d'une femme dans un sac marin noir avec cette étiquette.
Spor çantanın içindeydi. üzerinde Archer Loftus'a ait yazan etiketle.
Elle était dans un sac marin avec une étiquette au nom d'un certain Archer Loftus.
Ne bu kadını ne çantayı hayatımda görmedim.
Je ne l'ai jamais vue, ou ce sac, de ma vie.
Sırt çantası gibi, Delia'nın sahip olacağı türden birşey.
C'est un genre de sac à dos. Le genre de truc que Delia aurait.
Delia'ın içine tıkıldığı çantayı kızlardan hiçbiri görmedi ama sen gördün.
Les filles n'ont pas vu le sac dans lequel Delia a été fourrée. Mais vous l'avez vu.
Archer Loftus geçenlerde yerel bir cinayet olayında sorgulandı... genç bir kadının cesedi bir çantada bulundu.
Archer Loftus a été interrogé à propos d'un meurtre récent. Le cadavre d'une femme a été trouvé dans un sac avec l'adresse d'Archer.
Hangi kadın bir torba dolusu portakal istemez ki?
Quelle femme ne veut pas d'un sac d'orange?
Kahretsin Woodhouse, seni kemik yığını. Banyomu kullanıyorsan bir ölüm ilanına ihtiyacın...
- Nom de dieu, Woodhouse, vieux sac d'os, si tu utilises ma salle de bain, tu vas avoir besoin d'une nécrolo -
Evet, özellikle çantasını.
Ouais, surtout un sac à main
Bunu kurbanın cüzdanında bulduk.
On a trouvé ça dans son sac.
Belki de Prentice'in iddiasını araştıran polisler çıkmaz sokaktan ziyade "Giriş yasaktır" levhasıyla karşılaştı.
L'enquête de la police sur le harcèlement de la soeur de Prentice n'a pas dû se heurter à un cul-de-sac mais à une porte close.
Ne notu? Maria'nın cüzdanında bulunan not.
- Celui retrouvé dans le sac de Maria, celui qui indiquait que Sherlock allait la rencontrer.
Maria'nın cüzdanındaki hani.
Celui trouvé dans le sac de Maria?
Neden çantadan kurtulmadın?
Pourquoi ne pas avoir jeté le sac?
Gezide kovanla dolaşabilmen için izin kağıdını imzaladım.
J'ai mis ton autorisation de sortie pour ton excursion chez l'apiculteur dans ton sac.
20 dakikadır bölünmüş durumdayız ama daha şimdiden hayatlarınız kuantum rüzgarına saçılmış durumda.
On est divisé depuis 20 minutes et vos vies sont déjà dispersées à travers le [Bleep] vent quantinque?
Ceset torbasını dairemin önüne yuvarlarken gözlerini bile kırpmadılar.
Ils ont fait rouler le sac mortuaire jusqu'au hall d'entrée de mon immeuble, et personne n'y a prêté attention.
Saçımın rengini tartışıyorlar.
Ils parlent de ma couleur de cheveux.
Vay! Ben bir dükkana girdiğimde.. ... benden sırt çantamı tezgâhın gerisinde tutmamı istiyorlar.
Je rentre dans un magasin, ils me font laisser mon sac à dos derrière le comptoir.
Bir sürü teknik zırvalık kullandın ve bu odada senin saç kesimine sahip insanlar genellikle hiç hiç- - Yok bir şey.
Rien.
Kız kardeşimin cüzdanını çalmaya kalktı.
Il a essayé de voler le sac de ma soeur.
Cüzdanı sen çaldın, Jacon.
Tu as volé le sac, Jacob.
Elemanın kafasında amma saç var yahu.
Oh... Ce chat a une sacrée touffe de cheveux sur la tête.
Müdavimlerinden biri ona saç boyası ve tıraş losyonundan Molotof kokteyli yapmasını öğretmiş.
Un de ses clients lui a appris comment faire un cocktail molotov en utilisant de la couleur pour les cheveux et de l'après rasage.
Haberimin olmadığı başka bir çanta olayının içinde miyiz?
Est-ce que c'est moi? On est encore dans une histoire "sac à main"?
Tam boy şekerleme, plastik poşet içinde sinekkuşu ve bir adet Springfield Geyler Korosunun söylediği "Mutlu Yıllar, Millhouse" şarkısının cd'si.
Des barres chocolatées géantes, un colibri dans un sac en plastique, un CD du Chœur des Hommes Gays de Springfield chantant "Joyeux Anniversaire, Milhouse."
Sürpriz poşetine gerek duymazdın çünkü parti zaten çok eğlenceli geçerdi!
Tu n'avais pas besoin d'un foutu sac cadeau, parce que tu allais à une foutue fête!
Sadece bir tane sonsuz doğum günü kutlaması var ve onda da herkes sürpriz poşetleri alır ve hiçbir ebeveyn işin kolayına kaçamaz.
Il n'existe qu'une seule fête d'anniversaire sans fin où tout le monde reçoit un sac cadeau et où aucun parent s'en tire facilement.
Eğer annemin çantası mikrodalga fırınına ait değilse, oraya neden sığıyor?
Si le sac à main de maman a pas sa place dans le micro-ondes. pourquoi il rentre dedans?
Bu torbayı kanıtı korumak için internetten satın aldım.
J'ai acheté ce sac en ligne pour garder les preuves
Bulduklarını ona vermeni istiyorum.
de la CIA. Mets ça dans un sac pour lui.
Bulduğum saç teli * CODIS'te bulunamadı ama eğer sakız ile saç eşleşirse ikisinin de Sucking Chest Wound'a ait olduğunu doğrulamış olacağız.
L'ADN du cheveu n'était pas fiché, mais s'il correspond à celui du chewing-gum, nous confirmerons que les deux viennent de Sucking Chest Wound.
O halde Atherton, sahte İç Güvenlik Birliği Konseyi'ne, İGBK, yardım etti. Amerika'nın ana kurumlarının iç güvenlik departmanlarıyla FBI'ı koordine etmeye ve Yurt Güvenlik'in soruşturmalarına yardım eden bir federal ofis.
Qui à son tour a mis en place l'Alliance pour la Sécurité Domestique ou D-SAC, une agence fédérale coordonnant les enquêtes du FBI et de la Sécurité intérieure avec les services de sécurité des grandes entreprises américaines.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]