Scout tradutor Francês
1,190 parallel translation
- Bari şunu alayım. - Siz gerçekten iyi bir hademesiniz.
- Un vrai boy-scout.
Ben izciyim.
Le boy-scout.
Sen bir izcisin.
Tu es le boy-scout.
Adama yardım etmek istiyorum.
Essaye d'être un bon scout?
Gözcü 17'den Herkül'e. Devriyeye başlıyorum.
Scout 17 à Héraclès, je commence la patrouille.
Ben izciyken bana hep kötü işleri verdiler çünkü 3 yıl boyunca yarışları sürekli kaybetmiştim.
Quand j'étais scout, j'ai stagné 3 ans à cause de la course de voitures en bois!
Mets'in scout işinin başına getireceği birisine ihtiyacı var.
Les Mets ont besoin d'un recruteur.
- Scout başkanı mı?
Un recruteur?
Mets'in gelecekteki scout direktörüne bakıyorsunuz.
Tu es en présence du futur recruteur des Mets.
George, şuan New York Mets'in yeni scout başkanına bakıyorsun.
Vous êtes en face du nouveau recruteur des Mets.
Sen izcilerdendin.
Tu as été scout.
İzci der ki belki markete koşup biraz kibrit almalısın.
Le scout te conseille d'aller à l'épicerie acheter des allumettes.
İzci sözü.
Parole de Scout.
İzci?
Scout?
Kartal gibi gözleri vardı.
L'incarnation du boy-scout.
Tamam, tamam, Bay İyilik Perisi.
Très bien, monsieur le boy-scout.
Eski usul, tatmin-etmeye-hevesli nasıl-dersem-öyle-yap, izci usulü seks.
Du bon vieux bien normal avec un gars qui veut te satisfaire... et qui t'obéit comme un boy-scout.
Hayır, bu izci kemeri.
C'est un ceinturon de scout.
Ne zaman izciydin bakalım?
Alors comme ça, tu as été scout?
Siz ve ortağınız, bir otobüs dolusu yumurcağı kurtarsanız bile umurumda değil.
Je me fiche que vous sauviez un bus plein d'adorables bambins en route pour leur camp de scout.
Kampa girdim.
J'ai été boy-scout!
Devriyede.
Il est scout.
İzcilik yapan bir mareşaldi.
C'était qu'un boy-scout de merde!
Siz bir sivil gözlemcisiniz, Bay Taggart... askeri bir görevli değil.
Vous êtes un scout civil, M. Taggart... Pas un officier de marine.
Sen bir sivil gözlemcisin.
Vous êtes un scout civil.
Ben bir polis misin, yoksa bir izci misin?
Il soutient qu'il est communiste. Tu es un officier de police ou un putain de boy-scout?
Ben oymak beyiydim, kendi oymağım vardı.
J'étais chef-scout, j'avais ma propre tribu.
Ben ve bir başka izci şefi bizden daha genç kızlara... refakat etmek için bir gezintiye katıldık.
Moi et cet autre chef-scout, on a fait une sortie en chaperonnant des filles plus jeunes.
İkimiz birlikte izcilik yaptık.
Je l'ai connu quand j'étais scout.
İzci olduğumu hiç söylemedim.
J'ai jamais dit que j'étais un boy scout.
Geçen ay baktığım obabaşına olanları görmeliydin.
T'as vu ce qui est arrivé au chef scout?
İyi iş, izci.
Bon boulot, Scout!
Baba, Eğer sana izci olmak istemediğimi söylesem nasıl tepki verirdin?
Comment tu réagirais si je voulais plus être scout?
Tanrıya şükürler olsun ki sorunumuz bu değil Sen bir izcisin.
Mais c'est pas le cas. Toi, t'es un scout.
İşte benim izcim!
Mon scout préféré!
Hemen grup liderini arıyorum.
J'appelle ce chef scout!
New York gitmenin bir yolunu bulmalıyız Chris'i tekrar izci yapmanın.
Faut qu'on aille à New York et que Chris redevienne scout!
Ona izci olmak istemediğini söyle.
Pour lui dire que tu veux pas être scout.
İzci olmak istemiyorum, baba.
Je veux pas être scout. Ça me branche pas vraiment.
Papazları mı?
Les prêtres? Les chefs Scout?
Yavrukurt nişanları koleksiyonum.
C'est ma collection de badges de scout.
Nesin sen, Çiftçi Rick mi?
Vous êtes scout?
Ama İzci olmak için Yahudiliğin temel ilkelerine inanmalısın.
Tu dois croire en Iahvé, pour être scout.
Yahudi İzci olmak için çok küçüksen Döllere katılırsın.
Faut être Que dalle avant d'être scout.
Sen de katılmalısın, ki bir gün cesur bir Yahudi İzci olabilesin.
C'est ton tour et plus tard, tu seras scout juif.
Bir Yahudi İzci olacağıma ant içerim.
Je m'engage à être un scout juif.
— Onurum, yüksek ve gerçektir. — Bir Yahudi İzci olmaktan gururluyum.
Je suis fier d'être scout juif.
İzci Broflovski, Jübile'ye bir gayrı-Musevi getirerek Yahudi İzcileri lekeledin mi sen?
Scout Broflofski, as-tu enfreint la règle en emmenant un non-juif au Jubilé?
- Ağustos'tu! Kapı çalındı, açtım. - Kapıda küçük bir izci kız duruyordu.
On frappe, j'ouvre, c'était une adorable petite fille scout.
— Vauv, kral. — Epey sapa bir yere gidiyoruz galiba, değil mi?
Ce camp scout est vraiment loin de tout.
Bir Yahudi İzci olacağıma ant içerim. — Onurum, yüksek ve gerçektir.
Etre scout est un honneur.