Senin için her şeyi yaparım tradutor Francês
313 parallel translation
Senin için her şeyi yaparım.
Je ferai n'importe quoi pour toi. N'importe quoi.
Senin için her şeyi yaparım.
Je ferai n'importe quoi pour toi.
- Senin için her şeyi yaparım.
- Je ferais tout pour toi.
Senin için her şeyi yaparım. Bunu biliyorsun, değil mi?
Je ferais n'importe quoi pour vous.
Senin için her şeyi yaparım, ama bunu yapmana izin veremem. Benim ne hissettiğim umurunda değil mi?
Je ferais n'importe quoi pour toi mais je préfère te savoir mort que meurtrier.
"Bay Dowd, senin için her şeyi yaparım."
"M. Dowd, je ferais, n'importe quoi pour vous."
Senin için her şeyi yaparım. Biliyorsun.
Je ferais n'importe quoi pour toi.
Senin için her şeyi yaparım.
Je ferais n'importe quoi pour vous.
Hayır, Mae, dinle akıllı değilim, zengin değilim ama senin için her şeyi yaparım.
Mais si. Mae, écoute... Je ne suis pas futé et je ne suis pas riche, mais je ferais tout pour toi.
- Tabii senin için her şeyi yaparım.
- Je ferais n'importe quoi pour vous.
Senin için her şeyi yaparım Joey.
Je ferais n'importe quoi pour toi.
- Senin için her şeyi yaparım.
J'aurais tout fait pour toi.
Çok iyi biliyorsun ki... İyi biliyorsun ki senin için her şeyi yaparım.
Vous savez très bien que je ferais n'importe quoi pour vous.
Senin için her şeyi yaparım, Molly.
Je ferai tout ce que tu voudras, mais...
Senin için her şeyi yaparım dostum!
Tout ce que tu fais... est bien fait mon... Blaireau.
Senin için her şeyi yaparım Dave.
Je ferais n'importe quoi pour toi.
Senin için her şeyi yaparım.
Si je peux t'aider, dis-le.
Senin için her şeyi yaparım, Mesala. Halkıma ihanet etmek dışında.
Je ferais tout pour toi, Messala... sauf trahir mon peuple.
Ama bir şey söyleyeyim. Senin için her şeyi yaparım.
Mais sachez que je vous donnerais jusqu'à ma chemise.
Senin için her şeyi yaparım.
Tu peux tout me demander.
Ben de senin için her şeyi yaparım. Birlikte açlıktan ölürüz bile. Ama bebekten bunu isteyemeyiz.
Je ferai tout pour toi... même si nous devons mourir de faim ensemble... mais nous ne pouvons demander ça au bébé, pas à son âge!
Senin için her şeyi yaparım.
Tu peux l'avoir. Je te la donne.
Senin için her şeyi yaparım, her şeyi. Ama bana soytarılık yaptırma.
Je ferais tout pour toi, mais pas le clown.
Dediğim gibi... senin için her şeyi yaparım.
Comme je t'ai dit... Je ferais n'importe quoi pour toi...
Senin için. Senin için her şeyi yaparım aşkım.
On a prouvé que sexe et travail sont compatibles.
Senin için her şeyi yaparım.
Bien sûr. Tout ce que vous voulez!
- Senin için her şeyi yaparım.
- Je ferai n'importe quoi pour vous.
Senin için her şeyi yaparım hayatım, her şeyi... çünkü sen, benim için her şey demeksin... bir gülümsemen uğruna nereye istersen giderim... bir gülümsemen uğruna her istediğini yaparım...
Je ferais tout Pour vous, mon amie Car vous êtes tout pour moi J'irais n'importe où
senin için her şeyi... senin için her şeyi yaparım hayatım, her şeyi... çünkü sen, benim için her şey demeksin... bir gülümsemen uğruna nereye istersen giderim... bir gülümsemen uğruna her istediğini yaparım...
Tout? Tout pour vous! Je ferais tout Pour vous, mon ami
senin için her şeyi yaparım canım, her şeyi...
Je ferais tout Pour vous, mon amie
Sana yardım edeceğim. Senin için her şeyi yaparım.
Je dirai ce que tu me diras de dire.
Senin için her şeyi yaparım.
Je ferais tout pour toi!
Tam burada, Bayan Chandler. - Senin için her şeyi yaparım.
Je suis ici, Mlle Chandler.
Senin için her şeyi yaparım.
A vos services, mademoiselle.
Çünkü senin için her şeyi yaparım, yas tutmaktan başka.
Je ferais tout pour toi mais je ne te pleurerai pas.
Jeri, biliyorsun senin için her şeyi yaparım ama çocukları sevmem.
Jeri, je ferais n'importe quoi pour toi, mais... j'ai horreur des gosses.
"Senin için her şeyi yaparım, güneşim benim." Çantasını alıp gence verir.
"Tout ce que tu voudras, mon soleil", et il lui donne son portefeuille.
Ben de senin için her şeyi yaparım.
Et je suis prête à tout pour vous.
- Senin için her şeyi yaparım Koç.
- Vraiment, ce que tu me fais faire.
Buna minnettarım, Charlie, ama senin için her şeyi yaparım.
C'est gentil, Charlie, mais je ferais n'importe quoi pour toi.
Senin için her şeyi yaparım.
Je ferai tout pour toi.
Senin için her şeyi yaparım, biliyorsun değil mi?
Je ferai tout pour toi.
Senin için her şeyi yaparım.
Tout, pour vous.
- Senin için her şeyi yaparım anne.
Je sais que j'ai été très présente dernièrement, mais tu m'as sauvé la vie. Je ferais tout pour toi, maman.
O gece senin o dairede olduğunu öğrenmemeleri için her şeyi yaparım.
Je suis prête à tout pour les empêcher de savoir qui était avec lui ce soir-là.
Her şeyi itiraf etmeye ne dersin? Suçunu kabul edersin, mahkemede ben de elimden geleni yaparım. - Senin için af isterim.
Faites des aveux complets... et je vous obtiendrai les circonstances atténuantes.
İstediğin her şeyi yaparım, senin için çıldırıyorum.
Je ferai tout ce que tu voudras. Je t'aime tant!
Müvekkilim için her şeyi yaparım, hele ki senin kadar tatlıysa!
Que ne ferait-on pas pour une charmante cliente!
Senin için dünyada her şeyi yaparım.
Je ferais n'importe quoi pour toi.
Sana bakarım, çapulculuk ederim, senin için öldürürüm, her şeyi yaparım.
Je m'occuperai de vous, je trouverai des provisions, je tuerai pour vous. Tout.
Senin için her şeyi yaparım.
Je ne peux rien te refuser.