English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ S ] / Seraphin

Seraphin tradutor Francês

59 parallel translation
Seraphin, 2 Frank : Sahnede sarhoş olup, küfrettiği için.
Séraphin Barrigni, 2 F d'amende : "Entré en scène en état d'ivresse".
- Joseph Seraphin Amadeus Boomako.
- Joseph Seraphin Amadeus Boomako.
Şu benim arkadaşım, Seraphin.
C'est mon amie Séraphine.
Seraphin!
Séraphine!
- Seraphin'i gidip alacağım.
- Je m'occupe de Séraphine!
"KURBAN" Seraphin'i beş... beş yaşından beri tanıyorum.
Je connais Séraphine depuis qu'elle a 5 ans.
Seraphin... senin neyin var?
Séraphine! Qu'est-ce qui te prend?
Seraphin... neden bahsettiğine dair bir fikrin yok.
Séraphine, tu ne sais pas ce que tu dis.
Seraphin'in bahsettiği şu yeniden doğma.
Séraphine a parlé de renaissance.
- Burası senin yerin değil. Bunlar senin arkadaşların değil, Seraphin.
Non, et ces gens ne sont pas tes amis.
Onu asla geri alamayacağımızı düşünüyorsun... Seraphin'i, biliyorum.
Tu crois qu'on retrouvera la Séraphine que je connais?
Köylüler çarşılardan yiyecek çalan bir serseriyi farketmişler. Tarife göre, Seraphin ile gördüğümüz rahipe benziyor.
Quelqu'un vole à manger sur les marchés, ça pourrait bien être le prêtre de Hope.
Onu takip edenlerin Hope ile bağlantıları sayesinde, Seraphin doğrudan beni ona götürecek.
Hope communique avec ses disciples, Séraphine me conduira à elle.
Hope'un tam olarak istediği şeyi ona verdiğimizin farkındasın... - Seraphin'i.
On a donné à Hope ce qu'elle voulait, Séraphine.
Senin ilk olarak Seraphin'i buraya getirmen gerekmiyor muydu?
Tu ne devais pas nous amener Séraphine?
Seraphin, masum insanların katledilmesinden bahsediyorsun.
Des innocents sont massacrés.
Seraphin Hope'un özel bir amacının olduğunu söyledi.
- Séraphine parlait d'un plan.
- Serafim'in Nefesi.
De la poudre de seraphin.
- Bu, kardeşim Serafin.
Mon frère Séraphin.
Damolini, Ange Séraphin, 41.
- Damolini Ange, Séraphin.
Melek Pandiklebeni.
Séraphin Tripotémoi.
O bir Seraphim.
C'est un séraphin.
Tanrı, Serpahim'i, Nephilim'lerin ruhlarını Şeytan'dan önce geri getirmesi için dünyaya gönderir.
Dieu a envoyé le séraphin sur terre pour rapporter les âmes des néphilins. - Pour que le diable ne les réclame pas.
Seraphim'in ihtişamına bakmak birisini cennete göndermektir.
Quand on regarde la splendeur du séraphin, notre âme va droit au paradis.
Seraphin bir dakikalığına normale döndü.
Séraphine est redevenue elle-même.
- Seraphin!
- Séraphine!
Ben bir Seraphim'im.
Je suis un séraphin.
İnancımdan da, bağlılığımdan da eminim Bu da benim yükselmemi tetikleyen şey oldu. Bu tırmanış, en üst kademeye, Serafim'e kadar devam edecek.
Je suis sûr de ma foi et de mon dévouement, qui a permis mon ascension rapide dans la hiérarchie, et qui va continuer avec une promotion comme séraphin.
Eh, peki öyleyse neden hala Serafim'e katılmadın?
Je me demande pourquoi tu n'es pas encore séraphin.
Ya da cennete dönersin, Seraphim'e katılırsın,.. ... Sonsuza kadar emirleri yerine getirirsin.
Ou tu peux retourner aux Cieux, devenir un séraphin et passer le reste de l'éternité à recevoir des ordres.
- Yüce Melek.Her şekilde.
- Séraphin pure laine.
Ben bir meleğim, Allison. Bir yüce melek.
Je suis un ange, un Séraphin.
Bir melek mi?
Un Séraphin?
- Bir "Yüce Melek" ti.
- C'est un Séraphin.
Hayır, Yüce Melek'ti.
Non, c'était un Séraphin.
Ne olursa olsun, Yüce Meleği öldürmek zorundayım.
Je dois tuer le Séraphin à tout prix.
"YÜCE MELEK", MELEK DEĞİL "ARAQIUEL" İSİMLİ BİR NEPHELİM
Le Séraphin n'est pas un Séraphin C'est le Néphélim Araquiel
Yarı melek olarak yeniden doğdum.
La royauté renait en tant que séraphin.
Ben yarı-meleğim!
Je suis un séraphin.
Taktik Uydusundaki altın titanyum alaşımını kullan.
Utilise l'alliage d'or et de titane du satellite tactique Séraphin.
- "Serafim" yani "ateşli olan".
- "Séraphin" veut dire "l'enflammé".
Onları ben asmıştım merhaba. keruvlar veseraf!
Le Chérubin et le Séraphin.
Bir serseri de büyük melekler kadar kutsal!
Le clochard est aussi sacré que le séraphin!
Yapımcı ADİ BİR HERİF
Réalisé par UN SÉRAPHIN
Cimri bir pezevenk var.
On a un séraphin au comptoir numéro un.
Cimri bir pezevenk.
Séraphin au comptoir numéro un.
Cimri bir pezevenk değilse, meteliksiz piçin teki.
S'iI n'est pas séraphin, c'est un con sans le sou.
Cimri pezevenk, meteliksiz piç!
Séraphin con sans le sou au comptoir numéro un!
- Seraf'ın yerini söyledikten sonra çocuğu zarar görmeden bırakacağız.
Nous relâcherons l'enfant sain et sauf, après que vous nous ayez amenés au séraphin.
Kutsal yemin adına hizmet eden bir pederden diğerine Seraf nerede saklanıyor?
De prêtre à prêtre, au service de votre saint vœu, où le séraphin se cache-t-il?
- Seraf kendiliğinden bize gelmez.
Un séraphin ne se rendrait pas à nous.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]