Sevdiğim tradutor Francês
10,271 parallel translation
Sevdiğim adamın bir seks bağımlısı olduğunu ve birden fazla kişiyle yattığını daha yeni öğrenmiştim.
Je venais d'apprendre que l'homme que j'aimais était un accro au sexe, qu'il couchait avec de multiples partenaires.
En sevdiğim çocuğum O.
Elle est ma préférée.
- En sevdiğim hafta sonu sabahı.
C'est le genre de samedi matin que je préfère.
Zip line benim en sevdiğim şey, fakat onu alırsam oturduğum katlanan sandalyeye ihanet etmiş olurum.
L'accro-branche c'est tout pour moi, mais si je le prend, je ne mérite pas la chaise sur laquelle je m'assoie.
En sevdiğim biberli peynirli!
- Jalapeño cheddar, mon préféré.
En çok sevdiğim şeyi çaldın benden.
Tu m'as dépouillée de ce que j'aimais le plus.
Bu projede sevdiğim şey anlatılan şeyin sadelikle anlatılması.
Ce qui me plaisait, c'était la simplicité du message.
Sevdiğim herkes beni terk etti senin neden bir farkın olsun ki?
Toutes les personnes que j'ai aimées m'ont abandonnée. Pourquoi serais-tu différent?
En sevdiğim.
Mon préféré.
Kocamın isteklerine nasıl ihanet edebilirim, ülkesini nasıl tehlikeye atabilirim? Sevdiğim bir ülkeyi.
Comment puis-je trahir la volonté de mon mari, et mettre en danger son pays?
Kaderi sevdiğim başka birine bir kehanetle bağlı olan bir kadın.
Une femme s'est connectée a moi Une femme dont le destin est aussi connecté à quelqu'un que j'aime par une prophétie.
En sevdiğim bölüm ne biliyor musun? Dünya Cumhuriyeti taburunu parçalayıp onları merdiven olarak kullandığın yer.
Tu sais, mon passage préféré est quand tu découpes le bataillon républicain et l'utilise en échelle.
Sevdiğim insanları tehlikeye atacak hiçbir şey yapmayacağım.
Je ne fais rien. de mettre les personnes que j'aime en danger.
Meleğe en sevdiğim kitaplara ipuçları saklamasını söylemiştim.
J'ai dis à l'ange... De cacher des indices dans mes livres préférés...
En sevdiğim oyun.
C'est mon jeu favori!
Sevdiğim bir şey, büyü onu öldürmemi istiyor. - Kurban etmek.
Je dois tuer quelque chose que j'aime.
En sevdiğim renk hangisi?
Quelle est ma couleur préférée?
Zaten sevdiğim erkeklerden birini bunun için kaybettim.
Que j'ai déjà perdu l'un des hommes que je aime.
En sevdiğim üç şeyi onlara borçluyum.
Ils sont à l'origine - de mes 3 choses favorites.
Bu mahalleyi pek sevdiğim söylenemez.
Je peux pas dire que j'aime le voisinage.
Brooklyn'deki en sevdiğim ucuzcunun ismi.
C'est le nom de mon magasin discount préféré à Brooklyn.
Sevdiğim şehri, Marcus Walker'in şefkatli ellerine teslim ettiğimi söyleyerek teselli buluyorum.
Mais je suis rassuré de savoir que la ville que j'aime sera entre de bonnes mains avec Marcus Walker.
Ortada bir sır var ve bedeli sevdiğim insanlar oldu.
Il y a un secret, et mes proches en ont payé le prix plus que n'ai jamais voulu.
18 ayı aşkın süredir ayıktım ama tekrar içmeye başladım ve sevdiğim insanları incittim.
Uh, j'ai eu 18 mois de sobriété, mais j'ai recommencé à boire, et j'ai blessé des gens que j'aime.
Şimdiye kadar sevdiğim tek erkekti.
Il était le seul homme que j'aie jamais aimé.
John sevdiğim tek adamdı.
John a été le seul homme que j'ai jamais aimé.
Sevdiğim bir şey.
Quelque chose que j'aime.
En sevdiğim şey bu.
C'est exactement ce que j'aime.
Francis bu seçimi onu sevdiğim için yaptığımı düşünüyor, onu reddettiğimi düşünüyor.
Francis pense que j'ai fait ce choix par amour, que je l'ai rejeté.
Seni sevdiğim için.
Mais parce que je vous aime.
Bugün en sevdiğim gün değildi.
Aujourd'hui n'a pas été mon meilleur jour.
- Bu, en sevdiğim kafesim.
C'est ma cage préférée.
Benim sevdiğim adam bunun içini görebilmeli.
L'homme que j'aimais devrait le savoir.
Seni ne kadar çok sevdiğim hariç.
Sauf que je t'aime.
Günün en sevdiğim zaman dilimi.
Mon moment préféré de la journée.
Asıl sevdiğim şirketi.
C'est la compagnie que j'aime.
En sevdiğim torunumun sesini duydum gibi.
J'ai cru entendre mon petit-fils préféré.
Tamam, ben onların yaşlarındayken yapmayı sevdiğim şeyleri gösteriyim o zaman.
OK, je vais juste leur montrer ce qui me plaisait quand j'avais leur âge.
Demek istediğim, bunlar benim magnet okulunda edinmeyi sevdiğim tarzda bilgiler.
Mais l'idée c'est que c'est exactement le genre d'expérience éducative que j'aime à propos des maternelles.
Hukuk şirketimle alakalı en çok sevdiğim şey ne?
Qu'est-ce que j'aime le plus dans mon cabinet?
Tabii ki Pocatello'da homoseksüel bir topluluk var. Hatta en sevdiğim çiçekçi de gey.
Bien sûr, il y a une communauté homosexuelle à Pocatello, et mon fleuriste préféré est gay.
Pekâlâ. Mira, bu benim en sevdiğim lokanta.
Meera, c'est mon restaurant préféré.
Orlando'ya tuzak kurmasına yardım etmezsem sevdiğim herkesi öldüreceğini söyledi.
Il a dit que si je ne l'aidais pas à trouver Orlando, il tuerait tous ceux à qui je tiens
Of Anne, Gordon'la ilgili en sevdiğim hikâyelerden biri, konumuzla hiç ilgisi yok.
Maman, c'est mon anecdote préférée. Ça n'a strictement rien à voir.
Hayatta O'ndan daha çok sevdiğim bir şey yok.
Il n'y a rien que je n'aime plus qu'elle.
Sevdiğim bir erkek, bağlı olmak zorunda olduğum bir erkek değil.
Je veux ce que j'ai.
Masum insanlar, önemsediğim, sevdiğim insanlar.
Des gens importants, que j'aime.
Bana sevdiğim bir şeyi getirin öldüreyim.
- Fais-le.
Golf oynamayı sevdiğim gibi sevmeyeceğim.
Tu sais, transmettre à quelqu'un, comme il l'a fait pour moi.
Sanki kaledeki sevdigim ve tanidigim herkes tarafindan ihanete ugramis gibi hissediyorum.
J'ai le sentiment de trahir tout ceux que je connais et aime dans ce château.
- En sevdiğim pozisyon.
Ma position favorite.