Shell tradutor Francês
279 parallel translation
Bu, Bay Shell.
Voici M. Shell.
Shell kuşuyla sorun yaşıyor.
Shell a des problèmes avec son oiseau.
Shell döndüğünde, Johnny'i bana verin.
Quand Shell reviendra, rendez-moi Johnny.
Shell, onun ölebileceğini söyledi.
Shell a dit qu'il allait peut-être mourir.
Shell!
Shell!
Otur, Shell!
Assieds-toi!
Bir gün öleceksin, Shell.
Un jour, tu mourras.
Ne içersin, Shell?
Qu'est-ce que tu bois?
Shell için hiç yok mu?
Il n'y en a jamais pour Shell.
İğrenç birisin, Shell.
Tu es infect.
Shell Oil, Imperial Tobacco,
Imperial Tobacco! Le thé Lipton!
- Shell petrol mü?
- Shell?
Petrolcü Shellin küçük oğlu.
Shell Junior.
Shell Petrol'den.
Elles viennent de Shell.
Yani, Shell petrol ve şu işe bak.
Enfin, Shell et tout.
Nereye gidersem gideyim, her köşede hep bir Shell istasyonu var.
Partout où j'irai, il y aura toujours une station Shell.
İyi fikir, Shell.
Bonne idée, Shell.
Tanrım, saçına ne yaptın, Jiffy Lube?
T'es allé te faire coiffer chez Shell?
Deniz Kabuğu Kumsalı'na giden yolu biliyor musun yoksa?
Hé, vous connaissez le chemin pour Shell Beach?
Deniz Kabuğu Kumsalı'nda mı büyüdüm ben?
Shell Beach, c'est là que j'ai grandi?
Deniz Kabuğu Kumsalı senin memleketin...
Shell Beach, ta ville natale.
"Johnny Murdoch'ın yazdığı Deniz Kabuğu Kumsalı rehberi"
"Guide de Shell Beach par Johnny Murdoch."
Hiç Deniz Kabuğu Kumsalı diye bir yer duydun mu?
Vous avez entendu parler de Shell Beach?
- Deniz Kabuğu Kumsalı'na.
- Shell Beach.
Deniz Kabuğu Kumsalı, Carl amca? .
Shell Beach, Oncle Karl.
Deniz Kabuğu Kumsalı'na.
A Shell Beach.
Acaba Deniz Kabuğu Kumsalı buralarda mı, biliyor musunuz?
Vous savez où se trouve Shell Beach?
- direk bana sordu, Shelly.
- Il me l'a demandé directement, Shell.
Olur. Bana " dürüst'" demelerinin bir sebebi var tabi ki.
Il y a une raison pour laquelle ils m'appellent Shell l'honnête.
Tanrım, Shell Jack hakkında bazı çok güzel şeyler söyledin.
Doux Jésus, euh, Shell, c'était de... très gentilles choses que vous avez dit à propos de Jack.
Shell termin veer kwa. Ve acil durum talimatlarının baskısı için gazeteleri uyardım.
Les journaux vont publier les mesures d'urgence.
Shell, bugün beş ve altıncı bölümleri sen alır mısın?
En effet. Ecoute, Shel, tu dois t'occuper des sections 5 et 6.
Üşüttün Shell.
Détends-toi.
Biraz kafayı yedim Shell.
J'ai fait une connerie.
Shell her zaman sağlıklıydı.
Comme quoi? Elle était en bonne santé
- Babam Shell için çalışıyordu.
Venezuela. Mon père a travaillé pour Shell un moment.
Ve Shell için.
L'Agence Shell.
Hayır, teşekkürler, Shell. Sen...
On ne peut pas...
Shell, bu haksızlık.
Shell, ce n'est pas juste.
İnsanlar bizi sadece ekonomik yan ile ilgilenmekle suçlarlar çünkü düşündükleri [Shell Eski Başkanı] ticari kişinin aklı fikri bu sanırlar sadece para.
On nous reproche de ne penser qu'à l'aspect économique. On croit qu'un homme d'affaires est obnubilé par l'argent.
25 kişi geldi [Sir Mark Moody-Stuart ] evimizin üstüne bir pankart astılar [ Shell Eski Başkanı] katiller dediler gaz maskeleri ile evin çevresinde dans ettiler falan.
25 personnes ont accroché une grande banderole sur notre maison "assassins". Ils ont dansé dehors avec des masques à gaz.
Sorun siz değilsiniz.
"C'est Shell le problème, pas vous"
Sorun Shell. Ben de dedim ki durun konuşalım bu konuda Shell nedir?
J'ai dit, "Attendez, de quoi est composé Shell" De gens comme moi.?
Moody protestoculara çay ikram ederken Shell Nigeria rakipsiz miktarda gazı yakarak dünyanın tek en kötü kirlilik kaynağı olabilir.
C'est pourquoi, pendant que les manifestants boivent du thé, au Niger, Shell peut brûler de l'essence en quantité et en faire une des pires sources de pollution au monde.
Ve çevre hakkındaki tüm dile getirilen endişeler Ken Saro Wiwa ve sekiz diğer eylemciyi Nijer Delta'sındaki Shell çevre uygulamalarına karşı gelerek asılmaktan kurtaramadı.
Et le soi-disant intérêt porté à l'environnement ne sauve pas Ken Saro Wiwa et huit activistes de la pendaison pour s'être opposés aux pratiques de Shell dans le delta du Niger.
Endişelerinize kulak veriyorum. [Shell Eski Başkanı] İklim konusunda endişeleniyorum.
J'écoute vos inquiétudes, je m'inquiète pour le climat pour la pollution.
Ve daha yakınlarda Shell'in bir proje müdürü.
Et dernièrement, de directeur de projet pour Shell.
Ben Peach Caddesi'nden yürüyerek Al'ın dükkânının arkasındaki sokağa giderim. Çitten atlarım.
Et si les gars prenaient la route habituelle, je marcherai jusqu'à Peach, puis l'allée derrière chez Al, par dessus la clôture, et ils pourraient me récupérer 700 m plus bas, à la station Shell
Hepsi peşimizdeler.
Shell!
- Hayır, Shell binası.
– Non, c'est l'immeuble de la Shell.
Shell'de misin?
- Multinationale?