Sherlock tradutor Francês
1,783 parallel translation
Aferin sana dedektif.
Dans le mille, Sherlock.
Sonra içeri girdik, kapıdan adımımızı atmamızla birlikte,... nehirden geçen yük gemilerinin seslerini duyabiliyorduk,... tıpkı bir Sherlock Holmes romanına ayak basmışız havasındaydı.
Nous sommes rentrés, et en franchissant la porte, on entendait derrière le bruit des gros bateaux, qui descendaient le fleuve, vous vous seriez crus dans du Sherlock Holmes!
"Baskerville'lerin Köpeği" Sherlock Holmes.
"Le chien des Baskervilles", Sherlock Holmes.
Cengiz Kağan, Sherlock Holmes,
Ils sont tous là! Gengis Khan, Sherlock Holmes une espèce de...
Balmumu Sherlock Holmes!
Sherlock Holmes?
Ben kanlı Sherlock Holmes'um! Büyütecimi gördün mü sen?
Je suis l'incroyable Sherlock Holmes!
Sağ olasın, Sherlock Holmes.
Oh merci. Merci Sherlock Holmes.
- Sherlock Holmes oldun yani.
Wahou. Sherlock est sur le coup, hein?
- Sherlock Holmes.
Sherlock Holmes.
Çok sağol, Sherlock Holmes.
Merci, Sherlock Holmes.
Amma dedektifmişsin ha, göğsünde Birleşik Krallık bayrağı olan birini bulmak için İngiltere'ye geldin yani?
Tu es un vrai Sherlock Holmes. Le type au drapeau anglais tatoué sur le torse habite en Angleterre!
İyi iş, Sherlock.
Bien joué, Sherlock.
Vay anasını, ciddi misin?
Sans déconner, Sherlock.
Şansım siz iki Sherlock'a rastlayana kadar yaver gitti.
Pas de bol, je tombe sur vous, Sherlocks.
Conan Doyle Sherlock Holmes'u bir doktor dan esinlenmiş.
Conan Doyle a imaginé Sherlock Holmes en tant que docteur.
- Ürkütücü Sherlock'tu.
- Réfléchis y. Alors c'était terrifiant Sherlock.
İyi iş çıkardın "Sherlock Homo"
Elémentaire Sherlock Homo!
Sherlock Holmes.
Sherlock Holmes.
- Sherlock!
- Sherlock!
- Yüzbaşı Gregson, Sherlock Holmes.
- Capitaine Gregson, Sherlock Holmes.
- Sherlock Holmes.
- Sherlock Holmes.
- Sherlock...
Sherlock...
- Biliyor musun Sherlock?
Vous savez quoi, Sherlock?
Yapma ya, Sherlock.
Sans blague, Sherlock.
Yakala onu, Sherlock!
Chope-le, Sherlock!
Aferin, Sherlock.
Bien joué, Sherlock.
Rahatla, Sherlock.
Du calme, Sherlock.
Bu mızmızcaları dinleme, Sherlock.
Ne les écoute pas. T'es couillu.
Yakala onu, Sherlock!
Attrapes le, Sherlock!
Rahatla, Sherlock.
Relax, Sherlock.
- Ne yapıyorsun, Sherlock?
Sherlock!
- Sherlock, kızlarını kaybettiler. Bence...
Sherlock, ils ont perdu leur fille.
Uyumuyorsun, yemiyorsun... - Bu Sherlock'u sıkıcı bir çocuk yapacak.
Pas de sommeil, pas de nourriture... feront de Sherlock un être terne.
Adım Sherlock.
Je m'appelle Sherlock.
Sherlock benim müşterim.
Sherlock est mon client.
Sherlock'tan.
C'est Sherlock.
Çünkü cinayetlerdeki kesmek kelimesini anımsatıyor.
Une à la Sherlock pour nous deux.
Efendim... Sherlock Holmes geldi!
Monsieur, c'est Sherlock Holmes!
The Strand'den ben de çok hoşlanırım ancak Sherlock Holmes'un hayali bir karakter olduğundan eminim.
J'apprécie The Strand Magazine tout autant que tous, mais je sais bien que Sherlock Holmes est un personnage fictif.
Sherlock Holmes.
Vous me prenez pour qui? Sherlock Holmes.
Rahibe Jude, otelin birinde konaklayan İsrailli bir Sherlock Holmes bozmasını mı tutmuş yani?
Vous voulez dire que Sœur Jude... a terré un Sherlock Holmes israélien dans un motel non loin?
Bir şeyler buldun mu Sherlock?
Trouvé quelque chose, Sherlock?
Sherlock Ho.
Sherlock à deux balles.
Sherlock, kapıyı kıracaklar.
Très bien, nous rentrons!
Bizi açma zahmetinden kurtarmış olurlar.
Sherlock, ils vont casser la porte.
Evet, Hayır S * * * * oradan, Sherlock!
Sans blague!
Sherlock?
Sherlock?
Senin için iyi umutlarım vardı, Sherlock.
J'avais des projets pour toi, Sherlock.
Bu mızmızcaları dinleme, Sherlock.
n'écoutes pas ces pleurnichards, Sherlock
Senin için iyi umutlarım vardı, Sherlock.
J'avais de grands espoirs pour toi, Sherlock.
Sana Sherlock Ho demeliydim.
J'aurais dû dire ça.