Silver tradutor Francês
1,636 parallel translation
Silver kardeşinin evinde bir pijama partisi veriyor.
Je vais dormir chez Silver dans la maison de sa soeur.
Silver'ın yanında olduğunu biliyoruz.
Nous savons qu'elle est chez Silver.
Silver'ın partisinden sonra.
Après la soirée de Silver.
Bir anlık mazoşizm sonucunda... Silver'ın blog'unu okudum.
Dans un moment de masochisme extrême, j'ai été sur le blog de Silver.
Okula gitmeden önce Silver'la buluşmalıyım.
Je dois aller voir Silver avant l'école.
Hayır, Silver'la takılacağız.
Non, Silver m'emmène en balade.
Sınıfına git, Silver.
Allez en classe, Silver.
Üzgünüm Silver.
Je suis désolée, Silver.
Merhaba, Silver.
- Salut, Silver.
Silver da bizimle takılsa sorun olur mu?
C'est bon si Silver reste avec nous?
Silver'ı davet mi ettin?
T'as invité Silver?
Peki Bayan Silver, bowling oynamayı biliyor musunuz yoksa bu tarz şeyler için çok mu havalısınız?
Alors, Mlle Silver, vous savez jouer ou vous savez, vous êtes trop cool pour ce genre de choses?
Hadi Silver!
Allez, Silver.
Lütfen bunun iyi bir fikir olduğunu söyle çünkü bence burada tek eğlenen kişi Silver.
Je t'en prie dis-moi que c'était une bonne idée, parce que je crois que Silver est la seule à s'amuser.
İyi gidiyorsun, Silver.
Joue bien, Silver.
Silver, burada olduğun için gerçekten çok mutluyum eğer olmasaydın,... bence Dixon ve Annie çok daha mutsuz olacaklardı.
Silver, je suis vraiment contente que tu sois là parce que si tu ne l'étais pas, Dixon et Annie auraient été tellement misérables.
Hey Silver!
Hé, Silver.
Silver, Navid burada!
Silver, Navid est là.
Hadi, Silver!
Allez, Silver.
Bize katıldığın için çok teşekkürler, Silver.
Merci beaucoup d'être venue Silver.
Silver!
Silver?
Silver, bak babama güvenmek zorundasın!
Silver... Tu dois faire confiance à mon père.
Silver, başka bir şey getirmemi istermisin?
Silver, tu désires autre chose?
Pekala, Silver bu gece burada kalabilirsin. Bu olayı çözene kadar da bize göre böyle olması gerek.
Bon, Silver tu vas rester ici pour la nuit, jusqu'à ce qu'on trouve une solution.
- İyi geceler, Silver.
- Bonne nuit Silver.
Buraya Silver hakkında konuşmaya geldim, anne.
Maman, je suis venue pour parler de Silver.
Silver'a ne yaptığının farkında mısın?
Tu réalises ce que tu infliges à Silver?
Silver, ne yapıyorsun?
Silver, tu fais quoi?
Işıklarıma ne oldu, Silver?
Qu'est-ce qui se passe avec mes lumières, Silver?
Silver.
Silver.
Çok güzel, Silver.
Très bien, Silver.
Silver, ışıklarla ilgili...
Euh, Silver, à propos de la lumière.....
Yine. Tamam, Silver, sahne sorumlusu sensin.
Encore une fois.
Ne yapmayı düşünüyorsun?
Très bien, Silver, tu t'occupes des coulisses. Que vas-tu faire?
Perde ne zaman açılıyor...
Le rideau, c'est dans? Silver?
Silver? 15 dakika sonra.
Merde... 15 minutes.
Silver'ı arıyorum. Pardon.
Je cherche Silver.
Büyük... Kaynayan bir duygu kazanı. Cüzdanına bakabilir miyim?
Et Silver, tu sais, elle a mis les gros moyens les gros les gros moyens.
Efendim.
- Silver...
Silver bana zorla saçma sapan korku filmleri izletti, bende uyuyakalmışım!
Silver m'a fait regarder plein de films d'horreur pourris et je me suis endormi!
Kes şunu, Silver.
- Silver, arrête.
Haydi Silver, ileri!
Allez, ma pouliche!
Silver City'de bir eşin olabilirdi. Veya Nogalesde.
Tu pourrais avoir une femme à Silver City.
Silver Spring garından Georgia Bulvarı'na kadar birkaç mil yürür.
Marche 3 kilomètres sur Georgia Avenue depuis la gare de Silver Spring.
Bob Silver, Viking Baba.
Bob Silver, l'Oiseau de l'aube.
Beni "Uzun John Silver'in Yeri" ne goturdu.
Il m'a emmenée chez Long John Silver.
Ona et lokantasina gitmek istemiyorum dedigimde, beni "Uzun John Silver'in Yeri" ne goturdu.
Je ne voulais pas aller à la grilladerie, il m'a emmenée chez Long John Silver.
Silver ile sen geliyorsunuz, tamam mı?
Toi et Silver êtes là, n'est-ce pas?
Hey, silver.
Hé, Silver.
Silver, o tam bir duygu kazanı * *.
Merci.
Barney Silver'i Tuchman Marsh'da elinde tutuyor.
Eh bien, elle a engagé Barney Silver de Tuchman, Marsh.