Sinbad tradutor Francês
356 parallel translation
- Ama denizci Sinbad'ı buldum. Ve bize gemisinde iki yer ayırdı.
J'ai parlé à Sinbad le marin, il nous prend sur son bateau.
- Gördüm. Güzel! O zaman bu gece Sinbad ile gidebiliriz.
Nous pourrons partir cette nuit.
Sinbad eder.
Sinbad, si.
Kaptan Sinbad, fıçıyı tatlı suyla dolduruyor.
Le capitaine remplit un baril d'eau fraîche.
Kaptan Sinbad, bakın!
Capitaine! Regardez!
Efendim Sinbad, ülkesinde büyük bir prens.
Mon seigneur Sinbad est un grand prince chez lui.
Üç defa hoşgeldin, Sinbad.
Sois le bienvenu, Sinbad.
Çünkü Sinbad'ı oğlum gibi severim.
Car j'aime Sinbad comme mon fils.
Sinbad, görülmedik güçlerin olduğunu söylüyor.
Sinbad dit que vos pouvoirs sont exceptionnels.
Sinbad, senin fikrin ne?
Sinbad, qu'en penses-tu?
Sinbad'ın sözü benim sözümdür.
La décision de Sinbad... est la mienne.
Sinbad'ı her yeni günle daha da çok seviyorum.
J'aime Sinbad un peu plus chaque jour.
İyi yaptın Sinbad.
Tu as bien fait, Sinbad.
Sinbad, buradayım!
Sinbad, je suis là!
Sinbad, bak!
Regarde!
Ben Kaptan Sinbad.
Je suis le capitaine Sinbad.
Birşey iştahını kapatmış, Sinbad.
Quelque chose te coupe l'appétit.
Sinbad. Benim gibi küçük fark edilmez bir kadını nasıl seviyorsun?
Sinbad... comment peux-tu aimer... une femme aussi petite que moi?
Kaptan Sinbad!
Capitaine!
Sinbad'ın adamları tuzağa düşmüş olmalı.
Sinbad doit avoir été capturé.
Sinbad, yardım et!
Sinbad, à l'aide!
Sinbad!
Sinbad!
Sinbad. Sıkışmış.
Sinbad, c'est coincé!
Açtım, Sinbad.
C'est fait, Sinbad.
Üzüntün ne, Sinbad?
Qu'y a-t-il, Sinbad?
Sinbad, lambaya gireyim.
Sinbad... laisse-moi entrer dans la lampe.
Özgür olmak, Kaptan Sinbad gibi denizlere açılmak istiyorum.
Je voudrais être libre... pour sillonner les mers comme le capitaine Sinbad.
Güçlü Sinbad, lambanın kölesi emrine amade.
Puissant Sinbad, l'esclave de la lampe t'obéira.
Senin Sinbad'ın, lambayı getireceğini biliyordum.
Je savais que votre Sinbad nous apporterait la lampe.
Sinbad, buradayım.
Je suis là!
Sinbad Bulvarı.
Sinbad, Sinbad le marin...
Sinbad Bulvarı.
Avenue Sinbad...
Kandahar Sokak... ve Sinbad.
La rue Kandahar, la rue Sinbad...
Sinbad durmadan havlıyor.
Sinbad n'arrête pas d'aboyer.
Uslu dur Sinbad!
Reste tranquille, Sinbad!
Tamam efendim, onu şık bir Sinbad-tarzı komediyle partiye dahil edeceğim.
Bien, monsieur. Il commencera par des blagues Sinbad-esques.
Şey, dürüst olmak gerekirse, ben... ben Herkül veya... en azından Sinbad'ı umuyordum.
C'est que, franchement, j'attendais Hercule, au moins Sinbad.
Sinbad'ı o kadar uzun süre yalnız bırakamazmış.
Il ne voulait pas laisser Sinbad si longtemps.
Sindbad?
- Sinbad?
Bu anca Sinbad kadar komik.
C'est aussi drôle que Marx.
Omurgan Sinbad'ın evlenmeye çalışırken ki halinden daha çok kıvrılmış. Yani?
Votre épine dorsale est plus tordue que l'opinion de Sinbad sur le mariage.
Sinbad
SINBAD : LA LÉGENDE DES SEPT MERS
- Hala kızlar gibi dövüşüyorsun. - Sinbad?
- Tu te bats toujours comme une mamie.
Sinbad.
- Sinbad!
Evet. Sinbad, konuşmalıyız.
II faut qu'on parle.
- Karşındaki benim Sinbad.
- Mais c'est moi!
Sinbad! O benim gemim!
Mon navire!
Sinbad! Gidelim!
Viens, partons!
- Sinbad!
- Attention!
Hepsi senin yüzünden Sinbad.
Tout ça à cause de toi.
Kandahar Yolu, Sinbad Yolu.
Sinbad...