Sinyal tradutor Francês
4,970 parallel translation
Senin için bulduğu şeyin yalnızca sinyal olmadığını duydum.
Apparemment c'est pas le seul truc qu'elle a tracé.
Bir anlığına Emily'den sinyal geldi ve şimdi yok.
J'avais le signal d'Emily pendant un moment. Maintenant il est parti.
Ayrıca burası açık alan belki uzaktan sinyal yakalayabiliriz.
Et ici, le réseau est si bon qu'on peut recevoir le signal à des kilomètres.
Tate'in ayağındaki verici güvenli evden 2 blok ötede sinyal veriyor, Winter.
Le bracelet de Tate le situe à deux pâtés de maison de la maison sécurisé, Winter.
Sinyal daha güçlü olsaydı, tam olarak nerede...
Si le signal était plus fort, la localisation...
Bilgisayarlar elektromanyetik sinyal tespit etti kisacasi sebekemize zarar veriyor.
Les infos rapportent une impulsion électromagnétique qui a brièvement interrompu le réseau de communication.
Elektromanyetik sinyal nereden geliyor?
Une IEM qui vient d'où?
Bu da herhangi bir sinyal problemini çozecektir.
Ils s'occuperont des problèmes d'impulsion à large bandes.
Bulmuş olsam bile bu bina içerisinde hiçbir sinyal kullanılamaz.
Même si j'en avais trouvé un, vous ne pouvez émettre un signal de ce bâtiment.
Sinyal yok.
Pas de signal.
Mei Chen'den bir sinyal yok.
Pas de signe de Mei Chen.
Matt Fritz, Boston Sinyal'den.
Matt Fritz, du Boston Signal.
Sanıyorum dur işaretinde durdunuz, her iki yola da baktınız sinyal verdiniz, arabayı sürdünüz lanet olsun ki arabadan inmediniz.
Je suppose que quand vous arrivez à un stop au panneau stop, vous regardez des deux côtés, vous mettez les clignotants, vous vous lancez, mince, vous ne sortez pas de la voiture.
Bir sinyal, bir bozuklukmuş. Bill.
C'était un mauvais moment, une anomalie.
Komiser, az önce Kira Larsen'i kişisel iletişim aygıtından sinyal yakaladık.
Capitaine, on vient d'intercepter un signal venant des communications personnelles de Kira Larsen.
Sinyal bu.
C'est le signal.
İki telefona da sinyal gönderen bir kuleyi hacklemeyi başardım.
J'ai pu pirater la tour de téléphone relayant les signales venant des téléphones trouvés par Mlle Shaw.
Yani bölgeyi tarayıp sinyal yakalamaya çalışacağız.
Donc on recherche ici pour capter le signal.
Eğer 500 CPM'den fazla bir sinyal alırsanız yaklaşıyorsunuz demektir.
Et si vous mesurez quelque chose à plus de 500 CPM, alors c'est que vous vous en rapprochez.
Şimdi bir sinyal yakaladım.
Je viens d'avoir un signal.
Bu bir sinyal.
C'est un signal.
Kim için sinyal?
Un signal pour qui?
Sinyal gücü iyi görünüyor.
La force du signal semble bonne.
Sinyal kesildi.
Plus de signal.
Evet belki sinyal almı...
Oui, j'ai peut-être pas de...
Yok sinyal varmış.
Non, j'ai du signal.
Görünüşe göre ormanda sinyal alamıyor.
Apparemment, elle ne capte pas de signal ici.
Ama telefon en son dün gece St. Louis'te sinyal vermiş, - Clara Riggins'in evinin yanında.
Mais il a émis en dernier hier soir à St Louis, non loin de chez Clara Riggins.
Sinyal geldiğinde navigasyon sistemleri kafayı yemiş.
Quand le signal porte , le système de navigation s'est déréglé .
Sinyal yok!
Ouais, je n'ai rien.
Sana yeteri kadar sinyal verdim Tanrı biliyor ki.
Dieu sait que je t'ai envoyé des signaux.
Sinyal yok...
Pas de réseau.
Yoksa sinyal mi?
Ou c'est un signal?
- Sinyal güçleniyor.
- Le signal devient plus fort.
Merdivenlerdeyim ve sinyal zayıfladı.
Je suis dans les escaliers et le signal s'affaiblit de nouveau.
Bat-Sinyal'i önemsiz şeyler için bile yakalım derim.
Je dis utilisons ce Bat-Signal même pour des petites affaires.
Sinyal sesinden sonra mesajınızı bırakın, size dönüş yapacağız.
Laissez un message après le bip sonore, Et on vous rappellera.
- Sinyal ateşi.
- Un feu. C'est un signal.
Sinyal ateşi?
Le signal?
Eğer yeterince uzaklaşabilirsem ve bir sinyal gönderebilirsem seni buradan kurtarabilirim.
Si j'arrive à passer un signal, je pourrai te ramener à la maison.
Bir sebepten ötürü dalaktan hiç sinyal alamıyoruz.
Pour une raison, on a aucun signal dans la rate.
- Onu daire içinde tutmaya yarayacak bir tür sinyal yayacaklar.
Elles vont émettre des signaux qui l'obligeront à rester à l'intérieur du périmètre.
Sinyal güçlü değildi.
Le signal n'était pas clair.
Ulaşamıyorum efendim. Buradan sinyal alamazsınız kıdemli astsubayım.
Vous n'aurez pas de signal ici, Maître Principal.
Zayıf bir sinyal alıyorum ama takip etmesi zor.
et difficile à tracer.
Daha iyi bir sinyal alıyorum.
Le signal est plus fort.
Sinyal, kaybolduğu düşünülen ve uzun zaman önce öldürülmüş bir Jedi Üstadına ait bir gemiden geliyor.
Le signal viens d'un vaisseau perdu il y a longtemps et son dernier propriétaire est un maître Jedi tué il y a longtemps.
Burada hiç sinyal almıyoruz.
Nous n'avons rien ici.
Her deneğin yaydığı sinyal tek ve eşsiz. Tıpkı- - Parmak izi gibi, biliyorum.
Le signal de tous les sujets est unique... comme une empreinte digitale, je sais.
Bo, güçleri kullanarak yeterince büyük bir sinyal yaydığında makine tam olarak yerini saptayabiliyor.
Bo fait quelque chose de conséquent, utilise ses pouvoirs, cette machine peut indiquer sa position.
Bir sinyal yakaladım.
J'ai un signal.