Sita tradutor Francês
117 parallel translation
Sita, Rahibe Clodagh'a git ve onunla konuşmak istediğimi söyle.
Tita, va dire à sœur Clodagh que je désire lui parler.
Edecekler Sita, hikayemizi duyduklarında.
Ils le seront Sita, quand ils auront entendu notre histoire.
Onu öldürdün, Sita!
Tu l'as tué, Sita!
Gel Sita.
Viens Sita.
Bir gün prenses Sita korulukta yaralı bir ceylan görmüş ve Rama ona yardıma gitmesi için rica etmiş.
Un jour... la princesse Sita vit une biche blessée... et implora Rama de lui porter secours.
O gece prenses Sita korkunç bir ağlama sesi duymuş.
Cette nuit-là, la princesse entendit un cri affreux.
Rama hayata geri döndükten sonra Sita'yı kurtarmak için hızla canavarın sarayına doğru yöneldi ama Ravana göründü.
Rama, revenu à la vie... s'élança vers le palais du monstre pour délivrer Sita. Et soudain...
Pekala! Tanrı Rama bile Sitay'yı kazanarak Tanrı Shiva'nın boynunu yukarı kaldırdı.
Même le seigneur Rama a dû se battre contre le seigneur Shiva, pour gagner Sita.
Muhtar Ram-Sita dan bahsederek iyi bir şey yaptı.
C'est une bonne chose que le maire ait mentionné cette histoire de Ram-Sita.
Lord Rama gibi Anne Sitayla evlenmesi
Comme le Seigneur Rama en route pour marier Mère Sita.
Bu nedir? Bu bizim köyün ayrıcalığıdır.
Ce sont les empreintes de pas du Seigneur Rama et de Sita.
Bunlar Tanrı Rama ve Sita'nın ayak izleri.
Quoi? ! Les empreintes de pas de Ram et Sita!
Thera Sita'yi gördüm.
J'ai le Thera Sita.
Gemiye gelen Thera Sita yolcularının detaylı listesi geldi.
Amiral, le Thera Sita est tombé en panne, ses occupants sont à bord.
Sumitra'nın oğlu. Sita ise Rama'in eşiydi.
Sita était l'épouse de Ram.
Doğru, ve ayrıca, Sita'nın babası Janak idi.
Je sais aussi que Janak était le père de Sita.
Sita'nın birçok ismi vardı.
Sita a plusieurs noms.
Sita sadece onlardan biriydi.
Sita en est un.
- nasıl? Vaidehi adında bir oyun gördüm, evet, ve ondan da Sita'nın başka bir ismini öğrendim.
J'ai vu une pièce nommée Vaidehi, qui est un autre nom pour Sita.
ve Sita'da "Sen gidersen ben de giderim" dedi.
Et Sita d'ajouter : "Si tu pars, je pars."
Hayır, Sita.
Non, Sita.
Ravana, Lanka'nın kötü kralıydı ve Sita'yı kaçırdı.
Ravana était le roi maléfique de Lanka. Il a tout simplement enlevé Sita.
Anladığım kadarıyla Ravana'nın yaptığı en kötü şey Sita'yı kaçırmasıydı.
La seule mauvaise action qu'il ait commise est d'avoir capturé Sita.
Sevili kardeşim Ravana, Rama'nın karısı Sita'yı gördün mü?
Cher frère Ravana, as-tu vu Sita, l'épouse de Rama?
Ravana Sita'yı karın yap.
Fais de Sita ton épouse, Ravana.
Böylece Rama koruması olmadan bende Sita'yı çalayım!
Je saisirai Sita pendant qu'elle est sans protection!
Sita benim olacak!
Sita sera mienne!
Bilmiyorum, Sita.
Je ne sais pas, Sita.
Pekala, Sita.
D'accord, Sita.
Ben de seni seviyorum, Sita.
Je t'aime, Sita.
Böylece Sita neden öyle davrandı biliyorsunuz artık. Mücevherlerini nasıl tek tek düşürdüğünü - herkese söylediğini.
Savez-vous ce que fait Sita pour qu'on la retrouve?
Oh Sita, sana ne oldu?
Sita, qu'es-tu devenue?
Şimdi git ve Sita'yı bul!
Pars, retrouve Sita!
Seni seviyorum Sita.
Je t'aime Sita.
Denizi geçerek Lanka'ya gideceğiz ve Sita'yı kurtaracağız.
Nous traverserons la mer et sauverons Sita.
Neden öyle soğuktu?
Pourquoi était-il froid envers Sita?
Seninle daha fazla birlikte olamam, Sita.
Tu ne m'es d'aucune utilité, Sita.
Gerçekten garip birşey kimse Ravanayı kaba kuvvet uygulamadı diye övmüyor...
Personne ne félicite Ravana de ne pas avoir forcé Sita.
Sita bu konuda kendini defalarca ispat etti.
Sita l'a prouvé à plusieurs reprises.
Ve Rama hala ikna olmadı, sanki, Sita ateşle sınandıktan sonra Demek istediğim, öyle birşey ki -
Il n'est toujours pas convaincu, même après son épreuve par le feu.
Rama ikna oldu, Sita'dan artık kuşkulanmıyordu
Il était convaincu, il lui a dit :
Beni affedebilecek misin, Sita?
Me pardonneras-tu, Sita?
İşte o an Sita'yı kovduğu an, üzgünüm. - Doğru.
En fait, c'est à ce moment-là qu'il la bannit.
Uh, söyle Sita, biraz dolaşmak ister misin?
Sita, que dirais-tu d'un petit voyage?
Sita'yı ormana götürmeli ve orada terketmelisin.
Tu dois conduire Sita dans la forêt et l'y abandonner.
Sita'nın gitmesini istedi, çünkü - sanırım herzaman içinde bir kuşku olacaktı.
J'ai l'impression qu'il a toujours eu un doute.
Ama sanırım herzaman Sita'nın iffetli olmadığına dair içinde bir kuşku duydu.
J'ai l'impression qu'il avait toujours eu un doute sur sa pureté.
Hayır. Sita sürgüne gönderilince ve o tekrar ormana gitti.
Quand elle a été bannie et qu'elle retourne dans la forêt.
Rama ve Sita'nın ayak izleri!
Charanpur!
Ey Sita!
Ce Ram-Ram tu le répète sans cesse
Ram'ın ne meziyetini gördün?
Oh Sita!