Six tradutor Francês
26,606 parallel translation
Altı yılda arazide bir şeyler ekip, hasat yaparsın.
En six ans nous sèmerons la terre et recueillerons ses produits.
Maalesef altı penim yok.
Je crains de ne pas avoir six pence.
Senden altı peni almayacağım.
Je ne te ferai pas payer six pence.
Konuştuğumuzdan beri 6 hafta geçti ve konuşmaya hazırdım.
Ça fait six semaines qu'on s'est pas parlés, et j'étais prêt à parler.
Sırtlanlar altı laboratuvarımızı yaktılar.
Ces Hyènes ont brûlé six de nos labos.
Peters ortadan kaybolunca parası da buhar oldu uzun zaman sonra ortaya çıkan kardeş de bir anda Flatbush'da Sar Limanı'na bakan 6 yatak odalı bir dairenin sahibi oldu.
Après que Peters ait disparu, son argent aussi, et ce frère disparu depuis longtemps, passe d'un studio dans le Flatbush à un six chambres dans le Sag Harbor.
Altı, belki yedi saat.
- Six ou sept heures.
6 Ay Sonra
Six mois plus tard
Kibir Joe Six-Pack'ı cezbetmez.
L'insolence ne séduit pas. Pour monsieur tout le monde.
Altı ay önce.
Il y a six mois.
Sadece bir kaç haftadır ayık sense altı aydır.
Il n'est sobre que depuis quelques semaines, tu en es à six mois à peine.
Altı haftadır hiç kullanmadı.
Il est clean depuis six semaines.
Kimse önümüzdeki 60 yıl boyunca huysuz, can yakan, seks hayatı olmayan bir Damon Salvatore ile uğraşmak istemez.
On veut surtout pas gérer durant six décennies un Damon Salvatore grincheux, amère et frigide.
- Irak'ta altı sene göre yaptı.
Six ans en Irak.
Eski bir mahkum olduğumu söylemek için genelde beş altı kez çıkana kadar beklerdim.
Eh bien, je l'habitude d'attendre jusqu'à la date de cinq ou six au printemps tout ex-détenu chose sur une fille.
Suriye'ye 70,000 birlik gönderip ISID'i 6 haftada tuzla buz edebilecegimizi.
Envoyez 70 000 hommes en Syrie et on en aura fini avec Daech en six semaines.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi.
Un, deux, trois, quatre, cinq, six, sept.
Üç hafta önce yaptığınız şu parti... Sahibi olduğunuz o küçük çocuklar altı saat falan birbirlerine bağırıp durdular.
Votre fête d'il y a trois semaines, ces jeunes enfants se criant après pendant six heures...
Bizden bir kaç blok ötede beş ya da altı yer daha var.
Ils ont cinq ou six logements près de chez nous.
Davasında yöntemini Zerakem'den altı ay önce duyurduğunu iddia ediyor.
D'après sa plainte, elle a publié son procédé six mois avant Zerakem.
Kiracıları orada altı aydan fazla tutamamamın sebebi sizsiniz.
Qu'aucun locataire ne veut rester plus de six mois d'affilée.
- Altı ay şartlı tahliye.
Six mois de mise à l'épreuve.
Son olarak 2008 ile 2012 yılları arasında altı kişiyi öldüren seri zehirleyici.
Enfin, l'affaire d'un empoisonneur en série qui a tué six personnes entre 2008 et 2012.
Altı ay önce Mucize Mina'nın ilk fotoğrafları ailesi tarafından basına yayıldı.
À cause de ses oreilles. Il y a six mois, les premières photos de la miraculée ont été données par sa famille à la presse.
Ben onu açıklayacak altı farklı sebep buldum bile.
J'ai déjà trouvé six explications différentes.
Önümüzdeki altı ay rezerve edildi.
Nous sommes pris pour les six prochains mois.
Alpha, Kuzey tarafından size doğru gelen 6 düşman var.
Alpha, vous avez six Tangos venant dans votre direction depuis l'extrémité du nord.
Sürenin bitmesine altı saat var.
Six heures du temps limite.
Serum, oksijen, 6 ünite kan, taramaları boşaltın.
IV, O2, six unités de sang, préparez les scanners.
6'dan 5'ini bildim ve 6.'yı da bir sayı ile kaçırdım.
J'avais cinq numéros sur six, et il me manquait le dernier.
6'da 5 sana yine de 50 bin kazandırır.
Cinq numéros sur six, je crois que tu gagnes quand même 50 milles dollars.
Altı kez!
Six!
Kirpik uzatmak için 100 $, Pump Me, Pumps isimli bir mağazada 640 $, Bir Vespa'ya 6000 $...
100 $ pour de faux cils, 640 dans un magasin appelé Pompe moi, Pompes, six mille pour un Vespa...
6 basamaklı şifrede kullanılmış.
Utilisation d'un code à six chiffres.
Dinleme cihazı takarak altı kez uyuşturucu alışverişi yapmak zorunda olduğumu söyledi.
Il dit, je dois faire six achats de médicaments, tout en portant un fil.
Altı alışverişi tamamlayınca suçlamalarımı düşüreceğini söyledi.
Il a dit, une fois que je fais six achète, il va obtenir mes charges abandonnées.
Altı tane uyuşturucu satıcısı bilmiyorum.
Je ne sais pas six trafiquants de drogue.
Bana altı tutuklama yapmam için yardımcı olurlarsa suçlamalar düşer.
Si elles me aider à faire six arrestations, je laisse tomber les accusations.
Muhbirlerimin çoğu altı tutuklama işlerini yaptı ve onları bir daha hiç görmedim.
La plupart de mes CI de, une fois qu'ils me ont obtenu leurs six bustes, Je ne les vois jamais à nouveau.
İçeri 6 kutu tahıl almak isteyen bir adam girmiş.
Des gens sont rentrés dans le magasin, en voulant acheter six boîtes de céréales.
Bu sabit sürücüde altı aylık veri var.
Il y a six mois de données sur ce disque dur.
Ve günde altı saat uyuyup bilgisayar oyunu oynamak dışında hiçbir şey yapmıyor ; derslerimin hiçbirine katılmıyor, görevlerimin hiçbirini yapmıyor ve aileme yalan söylüyordum.
Et je ne faisais rien, à part dormir environ six heures par jour, et jouer à des jeux vidéo. Je ne suivais plus aucun cours, je ne faisais aucun progrès et je mentais à mes parents.
Örneğin, ABD'de gördüm yaklaşık beş altı milyar kimlik kayboldu.
Je l'ai constaté aux États-Unis, par exemple. Cinq ou six milliards de personnes ont perdu leur identité.
Bakıyorum bile ama son 6 saatte bildirilen bir şey yok.
Déjà fait, monsieur, rien ces six dernières heures.
Dün gece son 6 haftadaki 3. kurbanı buldular.
Ils ont trouvé hier soir la dernière victime, c'était la troisième en six semaines.
Gördün mü, 603 numara.
Le 603. Six.
Asansördeki panelleri yeniden düzenlediler bu yüzden altı numara, dokuzun altına geldi.
Ils ont réagencé la plaque sur l'ascenseur ainsi le six est sous le neuf.
KALİFORNİYA, NEWPORT BEACH... bana yumruk atıp bayılttılar, çenem çatladı ve altı saat boyunca bilincim kapalıydı.
Je me suis levée, j'ai voulu partir, et ils m'ont frappée, assommée et décroché la mâchoire. Je suis restée sans connaissance six heures, durant lesquelles ils m'ont violée sans discontinuer, jusqu'à mon réveil.
- 6 ay mı?
Six mois?
Dostça bitirdik.
Nous nous sommes séparés il y a six mois.
- Nereye gidiyorsunuz?
Une journée de douze heures, et je reviens dans six. - Où allez-vous?