English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ S ] / Softball

Softball tradutor Francês

342 parallel translation
Kızlar softball takımı olsa ve içine birkaç numara koysak, müzikal olabilir. " lsınma Sahasında Oldu :
On en fait une équipe de filles, on met des chansons, ça fait une jolie comédie musicale :
Bu Cumartesi oynanacak yardım amaçlı softbol oyununun halkla ilişkiler yöneticisiyim.
Je m'occupe de la publicité du match de softball de charité.
- Beyzbol oynamıyorsunuz değil mi?
Vous jouez au softball, par hasard?
Ping-Pong batı oyun salanunda. softball Doğudaki oyun salonunda.
Flipper sous l'arcade ouest, base-ball sur le terrain est.
Softball oynamayı.
On joue base-ball á 1 0.
Ne zaman Softball öğreteceksiniz?
Quand, le base-ball?
Bize ne zaman softball öğreteceksin?
Quand allez-vous nous apprendre base-ball?
Bay Cronauer, bize softball öğrettiğiniz için sağ olun.
M. Cronauer, merci pour votre bon enseignement de base-ball.
"Co-ed Softball... Katılımcı Ödülü."
"Prix de consolation pour les participants".
Parkta softball oynarken Bayan Midler'a düşüncesiz bir oyuncu şiddetle çarptı bu görüntüler amatör bir kameramana ait.
En jouant au softball, elle a été blessée par un joueur qui s'est jeté sans Vergogne sur elle. La scène a été filmée par un amateur.
Birkaç hafta sonra, Gilbert softball oynarken, hata yaptı.
15 jours plus tard, Gilbert se fait dérouiller.
Beyaz, koza halinde.Yaklaşık olarak bir voleybol topu kadar.
Blanc, comme un cocon, de la taille d'une balle de softball.
Pon-pon kızı, ilk keman... okul orkestrasında... kız softball takımının kaptanı.
Premier violon dans l'orchestre du lycée. Capitaine de softball.
... ben vurucu, o yakalayıcı diye aramızda bir bağ olduğunu mu sanıyor?
Le fait qu'au softball je lance et que lui attrape Le fait qu'au softball je lance et que lui attrape ne crée pas de lien spécial.
Ve beyzbol takımımızın derecesi var.
On a gagné le championnat de softball.
Softball'daki homer ( * ) gibi bir şey mi?
Comme un coup de circuit au base-ball?
Hey Benim softball eşyalarımı gördün mü?
T'as pas vu mes affaires de sport?
Hatırlarsan bir daha softball oynamaya gitmeyeceğini söylemiştin.
Tu as dit que tu allais arrêter de jouer au softball.
- Pekala Softball'u bırakıyorum.
- D'accord, je vais arrêter le softball.
Antrenmanda da top tam senin hayalarına gelmişti!
Et au softball, quand tu t'es pris la balle dans les couilles!
Softball kadar bir yeri kazdılar. ( Softball : Beyzbolun küçük sahada oynananı )
Ils ont réduit la tête à la taille d'une balle de tennis.
Bunun karşılığında Elaine softball maçına gelecek ve kitap okumayacak.
En échange, Elaine vient voir tes matchs, mais sans bouquiner.
Miranda, firmasının yıllık softball oyununa katılmak zorundaydı.
Miranda devait assister au match de soft-ball annuel de son cabinet.
Bir hukuk firmasının softball oyunu tıpkı diğerleri gibidir. Yalnızca, burada bir avukat sayı yaptığı zaman terfi ettirilir.
Les matchs de soft-ball d'un cabinet d'avocat sont pareils aux autres... sauf que si un avocat vole une base, il a une promotion.
Hally McBeal'l izliyorsun.
Tu joues au softball. Tu regardes Ally McBeal. Le championnat de poids et haltères!
Dünyayı değiştirmeyi bırak, bir softball takımı kuracak kadar bile insan yok.
On n'a même pas assez de gens pour une équipe de baseball.
Luka ben softball oynamam.
- Je ne joue pas. - Tu n'es pas obligée d'être bonne.
Softball oynuyor.
- Il joue au softball.
Erkek arkadaşınla softball oynamaya bile gitmiyorsun.
Tu refuses même d'aller jouer avec ton copain.
Luka softball oynadığını bilmiyordum.
- J'ignorais que vous saviez jouer.
Hey, öğleden sonra beysbol var.
Softball cet après-midi.
Hatta kravat takan ve "mütevelli" gibi kelimeler kullanan bir muhasebecim bile var.
J'ai oublié un truc. Demain matin, je vais à un match de softball.
Buna inanmayı çok isterim.
- Tu joues au softball? Non.
Kocan da softball oynuyor mu?
- Tu dis n'importe quoi.
I need to find a retarded kid Zeka özürlü bir çocuk bulup ona softball oynamayı öğretmeliyim!
Je dois trouver un gamin attardé et lui apprendre à jouer au foot.
Kızlar takımının sponsoruyuz.
On est des sponsors d'équipes féminines de softball.
Bazen softball oynayan arkadaşlarımı seyretmeye giderim.
Parfois, je vais regarder mes potes jouer au softball.
Ve softball takımı iki yıl akışı Spragg, Askins ve Rovello'ya kaybetti.
Votre équipe de softball a perdu tous ses matchs depuis deux ans contre le cabinet Spragg, Askins et Rovello...
Şirket, gençliğinin verdiği fırsatçılık karşıtı oluşunu takdir ediyor, özellikle de beysbol maçı öncesi.
Ta jeunesse fait vraiment de toi un sérieux con current dans cette société, surtout lors du match annuel de softball.
Aslında George Sr.'ın maçı nerdeyse tüm gün sürmüştü.
En fait, la partie de softball de George père avait bien occupé sa journée.
Sürekli beysbol oynuyorsun.
Tu joues au softball sans arrêt.
- Artık beysbol yok. - Bu çılgınca.
- Fini, le softball.
Aslında George Sr.'ın maçı nerdeyse tüm gün sürmüştü.
Il ne fait que manger de la crème glacée et jouer. En fait, la partie de softball de George père avait bien occupé sa journée.
Sana ihtiyacım var Michael!
Non, j'ai besoin de toi, Michael. - Fini, le softball.
Bu pazarki softbol için hazır mısınız?
Vous êtes prêts pour le match de softball dimanche, les mecs?
- Oyun nasıldı? - Müzisyenlerin softbol ligi tam bir komedi.
L'association des musiciens est nulle en softball.
Lezbiyenler heryeri istila etti.
Les lesbiennes ont envahi nos terrains de softball. Et alors?
Sokak beyzbolu takımında birlikte oynadığınızı hatırlıyor musunuz?
Vous vous rappeler la fois où vous avez joué au softball ensemble?
Orası Greg Coleman'ın Marlene Garcia'ya softball boyunda... alet verdiği yer. Richie Ruehl ve Amanda Lourdes'un işi pişirdikleri yer.
Là où Richie Ruehl et Amanda Lourdes l'ont fait.
- Neden baban bana senden daha çok inanıyor?
- "Tu joues au softball?" Excellent.
- softball oynuyor.
- Il joue au base-ball.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]