Sokaklarda tradutor Francês
2,658 parallel translation
Bunlar sokaklarda vurularak iyi işler çıkaran, iyi polisler.
Ce sont de bons policiers qu'on abat dans la rue.
Bunlar sokaklarda vurulan ve işlerinde başarılı... -... iyi polisler, tıpkı...
Ce sont de bons flics qui se font descendre dans la rue
Evin garajında değil. Çevre sokaklarda değil.
Elle n'est ni au parking de l'immeuble, ni dans les rues voisines.
Metro bölümünün yarısı kaldırılıyor. Tecrübeli dedektifler tekrar devriyeye çıkıyor. Adamlarımız sokaklarda mücadeleye devam ediyor.
Démanteler des divisions, renvoyer des inspecteurs expérimentés en patrouille, lutter pour garder nos gars dans les rues.
Benim merak ettiğim, sokaklarda Kızılderili görüp göremeyeceğimiz.
Je me demande si on verra des Indiens dans les rues.
Kolombiya'da keçilerin üzerinde gezip sokaklarda insan öldürüyoruz çünkü.
En Colombie, on trébuche sur les chèvres, on tue les gens.
Evet. Ben sokaklarda yaşıyordum.
Je vivais dans la rue.
Sokaklarda o hâlde dolaşırken her an düşüp bayılabilir.
Errer dans les rues, jusqu'à s'évanouir?
O zaman bilmelisin ki kurbanlarını evlerinde öldürdü, ara sokaklarda değil. Sonra da ellerini önlerine getirip cenaze pozisyonuna soktu.
Vous savez donc pas dans des ruelles. les mains jointes.
Külüstür aracınla sokaklarda turla.
{ \ pos ( 192,210 ) } Va faire un tour en voiture.
Ben Hindistan'da büyüdüm. İneklerin sokaklarda yürüdüğü ve hiç kimsenin katı vücut atığı olmayan tek ülke!
Aucune chance, j'ai grandi en Inde, le pays avec des vaches partout et où tout le monde a la diarrhée.
2 aydır sokaklarda yaşıyorsun,
T'es à la rue depuis 2 mois, mais tu te débrouilles.
Yıllarca sokaklarda onları aramış.
Pendant des années, elle les a cherchées dans les rues.
Sokaklarda şarkı söyleyip dans ederdim.
Je chanterais et danserais dans la rue.
Kalküta'da sokaklarda dilenen fakir biri olmayı... Burada, Amerika'da bir gün daha kalmaya bağımlı, işe yaramaz biri olarak amaçsızca yaşamaya yeğlerim.
Je préfère être un mendiant dans les rues de Calcutta plutôt que de rester un jour de plus en Amérique, dépendant, inutile, et sans but.
Arka sokaklarda beni yakalamaya çalışan bir adamla sohbet?
Parler avec un gars qui a essayé de m'agresser dans une ruelle?
Ben sokaklarda öylesine dolaşan insanları işe almıyorum.
Je n'embauche pas de gens qui arrivent à l'improviste.
Özel evlerde ve daha çok da sokaklarda çalışan uyuşturucu müptelası biri olarak kayıtlara geçmiş.
Signalée comme consommatrice de drogue bossant en salon, et récemment, dans la rue.
Bak, ben sadece bana olan borcun istiyorum, hepsi bu, böylece minik kıçını bu gece sokaklarda görebiliriz, tamam mı?
Tout ce que je veux, c'est récupérer mon fric. Alors, voilà... j'espère voir ton joli petit cul dans la rue ce soir.
Sokaklarda çalışan uyuşturucu müptelası biri olarak kayıtlara geçmiş.
Signalée comme consommatrice de drogue, finançant sa dépendance
Hemen hemen sokaklarda dolaşan kimse yok.
Quasiment personne dans les rues.
Ne kadardır o lanet sokaklarda bu işi yapıyordu?
Depuis quand elle traîne dans ces putain de rues?
Siz sadece sokaklarda, şehirde yeni bir suikastçi olduğunu yayacağız.
On a qu'à faire passer l'info en ville de la présence d'un nouveau tueur.
Sokaklarda yaşadım.
J'ai vécu dans les rues.
Bu kadar zamandır sokaklarda takılıyordum -
Je traîne avec les truands...
Bu adamın sokaklarda gezinmesini istemiyoruz ama görünüşe göre memur bey de kanunları hiçe saymış.
- On ne veut pas que cet individu soit libre. Mais un policier semble avoir rendu justice
Adamın birini geceleyin dar sokaklarda ve elinde belirsiz bir cisimle kovala bakalım.
Tu poursuis un mec dans une ruelle, et cet objet dans sa main?
Ya Kara Lotus için çalışacaktık, ya da sokaklarda dilenciler gibi açlıktan ölecektik.
C'était travailler pour le Lotus noir ou mourir de faim dans la rue, comme des mendiants.
Onun sokaklarda sürünmesine göz yumamazdım yani.
Je ne pouvais pas la laisser errer dans les rues.
- Bahse girerim arka sokaklarda takılıyordur.
Il doit être dans les petites rues.
Sen yoluna gittin, ben yoluma. Sokaklarda dolandım.
Chacun prend la fuite de son côté.
Sokaklarda yatmamalısın.
Tu ne devrais pas dormir dans la rue.
- Sokaklarda konuşulan bu.
C'est la rumeur.
Son birkaç aydır sokaklarda sürünüyormuş.
Quant à la fille, c'est une fugitive du nord du pays. Elle a traîné dans les rues quelques mois
Cory ve Carlton sokaklarda büyümüş çocuklar.
Mais Cory et Carlton viennent des rues.
Bağımlı danışmanlarımız onu sokaklarda kalırken buldu.
On l'a trouvée errant dans la rue.
Sokaklarda elmaslar hakkında bir fısıltı dahi yok. Tahminin ne?
Les diamantaires ne savent rien.
New York şehri polis memuru olarak sokaklarda şehir için çalışan,
Comme tous les policiers arpentant les rues chaque jour,
Caniler sokaklarda yürüyor, sarhoş sürücüler ve ben telefonla konuşuyorum diye tartışıyorum.
Des assassins, des chauffards ivres et on m'embête parce que j'utilise mon portable.
Lanet olası uyuşturucu yaratıcıları, bu sıralar sokaklarda.
Fichues drogues de synthèse.
O yedi milyon kişinin hayatını kurtarmaya çalışıyordu eğer başarırsa yedi milyon insan radikaller tarafından öldürülme korkusu olmadan sokaklarda yürüyebilecekler.
- Il veut en sauver sept millions. Pour que sept millions de gens puissent marcher dans la rue sans avoir peur d'être assassinés par des extrémistes.
Yani diyorum ki öylece sokaklarda koşup onun ismini haykırmak ve evsiz insanları kucaklamak istiyorum.
Je veux juste aller courir dans les rues en criant son nom et embrasser les SDF.
Haydi ama, şu anda sokaklarda benimle olmaya tercih edeceğin her hangi bir yer söylesene.
Voudrais-tu être ailleurs que dans la rue?
Görev bazen evde, sokaklarda olduğundan daha zordur.
Ce travail est plus dur à la maison que dans la rue.
Senin için iyi olmayabilir, Lemon sokaklarda kağıdın olmaması tarzı bir şey.
Ce n'est pas une bonne publicité pour vous.
Sokaklarda uyuşturucu satarsan böyle oluyor demek.
C'est ce qui arrive quand on vend de la drogue dans la rue.
Sokaklarda adı, Pala olarak biliniyor.
Dans la rue, on l'appelle Machete. Qui est-il? Qu'est-il?
Michael, insanın elinde içkisiyle sokaklarda elini kolunu sallayarak yürüyebildiği sihirli bir yer hayal et.
Imagine un endroit magique où un homme et sa boisson peuvent se promener tranquilles.
Üçümüz de güçlü, orta sınıf ailelerden geliyoruz, geceyi arka sokaklarda betonda yatarak geçirecek değiliz ya.
On est des jeunes des classes moyennes, on va pas dormir dans une quelconque allée.
Sokaklarda çalışıyorum.
Je travaille dans la rue.
Göklerde ve sokaklarda bir mesaj var
GOBE-MOUCHES