Sonar tradutor Francês
586 parallel translation
Bu gökyüzünü takip etmek için. Ve şu da sonarı takip için.
Le sonar est dans cette direction avec la proue du navire anti-aérien comme référence.
Oğlum doğduğunda, ben denizde gönüllü vazifedeydim, yeni sonar sistemimizi deniyorduk.
Je recherchais... les missions en mer. Quand mon fils Butch est né... J'étais en plongée.
- Bu, ses radarı sayesinde çekilen fotoğraf.
Elle a été prise au sonar, à très haute altitude.
- Sonar odası hazır.
- Sonar paré.
Sonar, kaptan konuşuyor.
Capitaine à sonar.
Emredersiniz efendim. Sonar indiriliyor.
Projecteur sonar abaissé.
Sonar dalgaları gönderiliyor efendim.
Le sonar est en mode détection.
- Sonarda kim var bay Ware?
- Qui est au sonar, lieutenant?
Sonar dalgaları kaptan.
Contact sonar, Herr Kapitän.
Sonar, sahte yem sinyal yolluyor.
Capitaine au sonar. Il utilise un leurre.
Sonarda onu kaybetti kaptan.
Le sonar l'a perdu.
Sonar, hidrofondan kesin ve tam bir dinleme istiyorum.
Capitaine à sonar. Repos, mais continuez de surveiller attentivement l'hydrophone.
- Köprü, burası sonar.
- Sonar à passerelle.
- Devam et sonar.
- Allez-y.
Köprü burası sonar.
Sonar à passerelle.
- Sonar hedeften garip sesler bildiriyor.
- Le sonar rapporte un grésillement.
Sonar, belki de onları hakladık.
Sonar, on l'a peut-être touché.
Devam et sonar.
Bien, sonar.
Sonar, yukarıyla bağlantı kuruldu mu?
Sonar, pas de contact en surface?
100 feet ( 31 metre ). Sonar bağlantısı kur!
A 100 pieds, contact sonar.
- Dinlemeye geç ve beni durumdan haberdar et. - Baş üstüne, efendim.
Mettez-vous au sonar et rendez compte!
Sonar, bebek ağlamasına benzer sesler duyduğunu söylüyor, Kaptan.
Commandant, au sonar ils ont détecté comme des cris de bébé.
Bu tarafta ise, şu radar, bu da sonar.
Et ici, on a Ie radar et là, Ie sonar.
Sonar, su altında bir şeye çarpmamızı önler.
Le sonar repère Ies obstacles sous l'eau.
- Sonar?
- Sonar!
Radar ve sonar, ikisi de çalışmıyor. Onlarsız hareket edemeyiz.
Le radar et Ie sonar sont H.S. impossible de naviguer sans.
Sonar ve radara gelince, buralar güvenli sular.
Sonar et radar sont superflus, on est en eaux sûres.
- Kaptan, burası Sonar.
- lci, le sonar,
Sonar. Bağlantıyı PA'ya ilet.
Sonar, mettez-vous en écoute passive.
Grönland kıyısına ne kadar yaklaşırdın, civardaki destroyerlerin ve sonar sisteminin radarlarını aldatmak için?
Vous approcheriez-vous... du Groenland pour éviter les radars?
Ve bir seri maksimum sonar taraması yapın.
Et faites une série de sondages sonar.
İşte bu! Sonarı devreye sokun.
Sonar en route!
- Emredersiniz efendim. - Sonarı devreye sok.
Sonar, en route.
- Queffle? - Kaptan, sonar bağlantısı kurduk.
J'ai un écho sonar.
Jacobson Fiyort'unun girişinde sonar bağlantısı kuruldu.
Contact sonar entrée du Fjord Jacobson.
Sonar bağlantısı mil yatağı 3-0-1, sabit.
Contact sonar à 301 degrés.
Sonarını kapattı.
Il a arrêté son sonar.
Sonarı aç. Büyük Kızıl'ı duymak istiyorum.
Mettez le sonar que j'entende le Grand Rouge.
- Sonarı açın.
Mettez le sonar.
- Bilmem. Sonar bağlantısı kesildi.
- J'ai perdu le contact.
- Sonarı kapat. Sadece dinle. - Sessiz ilerlemeye hazırız.
Arrêtez le sonar et écoutez.
Sonar yok, motor yok, hiçbir şey yok.
Ni sonar, ni bruits de machines, rien.
Sessizliğe bakılırsa sonar bağlantınızı kaybetmişsiniz.
Vous semblez avoir perdu le contact sonar?
Radar ve sonar taramasını maksimum seviyeye çıkarın ve birisi Queffle'ın elinden o çizgi romanı alsın.
Recherches radar et sonar, distance maximum. Supprimez à Queffle son magazine illustré.
Queffle, sonar bağlantısı kurdun mu?
Avez-vous un contact sonar?
- Evet efendim. Sonar hoparlörü açık.
- Haut-parleur du sonar.
Sonarımızı ıskalayacak şekilde pruvanın ötesinden geçsin.
Assez loin de l'étrave pour éviter notre sonar.
- Emredersiniz. - Sonar nasıl?
Comment est le sonar?
Sonar devrede.
En marche.
- Sonar. - Efendim.
Sonar.
- Sonarı kontrol et.
- Contrôle sonar.