Sonuç olarak tradutor Francês
1,857 parallel translation
Sonuç olarak çok insana verirseniz her gün kollarını sıvayıp çalışırlar. Ama fazladan para alan birinin egemenliğiyle sınırlanma varsa, bu adil olmaz.
Il y a plein de gens qui sont prêts à bosser dur mais si c'est le patron qui engrange tous les bénéfices, c'est injuste.
Sonuç olarak ifşa etmek isteyip istemediğinize karar vermenize izin verilir.
Cela vous permet de décider de prendre cette position, ou non.
Bu biraz çılgınca gelecektir, sonuç olarak birbirimizi yeterince tanımıyoruz ama benim evime taşınsana.
Je sais que ça peut paraître dingue, on se connaît depuis peu, mais... emménage avec moi.
Sonuç olarak, ilk başta bile fark edemediğimiz zaaflardan zamanında faydalandık da diyebiliriz bir nevi.
On peut dire qu'il y avait plus de faiblesses que nous l'avions d'abord imaginé et nous avons réussi à les exploiter dans les temps.
Yani, sonuç olarak, ben sadece parası ödenmiş bir seks oyuncağıyım.
Donc, je suis juste un objet sexuel qu'on paie pour avoir.
Sonuç olarak, hayır, beni rahatsız etmez.
Bref, ça me dérange pas.
Sonuç olarak, bebeğim için en iyi olanı yapmalıydım.
En fin de compte, j'ai dû faire ce qui était le mieux pour mon bébé.
Sonuç olarak, benim üç gün beklememe gerek yoktu ama ama Holly'nin gerçekten beklemesi gerekiyormuş.
En fait, je n'avais pas besoin d'attendre trois jours, mais pour Holly c'était vraiment, vraiment nécessaire.
Sonuç olarak, el ameliyatları uzmanlığım oldu.
En conséquence, j'ai considéré faire de la chirurgie de la main, ma spécialité.
Pekala, sonuç olarak Kraft için düşüncemiz nedir?
On en conclut quoi pour Kraft?
Sonuç olarak, eğer sadece dekoratör yengecine bakarsanız yaşadığı ortam hakkında bilgi sahibi olursunuz.
Par conséquent, si on regarde le crabe décorateur, on se fait une bonne image de ce qu'est son habitat.
Evet, herkes bir anda ilgilenmeye başladı ki bu çok dokunaklıydı ama sonuç olarak, nafileydi.
Oui, tout le monde s'intéressait soudain beaucoup à moi. C'était très touchant, mais somme toute... vain.
Sonuç olarak, Rose Kemper'ın artık korkacak hiç bir şeyi kalmamıştı.
Du coup, plus rien n'effrayait Rose Kemper.
Sonuç olarak başka şansımız yok.
Donc, nous n'avons pas vraiment le choix.
Sonuç olarak bütün siviller doğrudan cehennemi boyladı.
La population a vécu un enfer.
Sonuç olarak her zaman, elbiseni uygun şekilde giymelisin. Rahibe Marilyn gibi değil.
Pour finir, porte toujours ton habit modestement, pas comme soeur Marilyn.
Tek kelimeyle acımasız. Sonuç olarak çıktım.
C'était... super dur, en deux mots, mais je suis sorti.
Sonuç olarak, burada olmak istemiyorsunuz ben de burada olmak istemiyorum.
Alors tout ça pour dire, vous avez pas envie d'être là, et j'ai pas envie que vous soyez là.
Ve bu fazladan sera gazının atmosfere girişiyle, en kötü senaryo gerçekleşebilir, 6 veya daha fazla derece artabilir. Sonuç olarak dünyadaki yaşamın çoğu yok olabilir.
Ce surplus de gaz à effet de serre dans l'atmosphère pourrait faire grimper la température de 6 degrés ou plus et ainsi engendrer l'extinction de la vie sur terre.
Sonuç olarak bu yoksayılmamalı.
Par conséquent, on ne peut l'ignorer.
Sonuç olarak ne istiyorsun sen?
... tu veux quoi?
- Bu neyi kanıtlayacak? Sonuç olarak ben sonradan seni sevdiysem sen de sonradan beni artık sevmeyebilirsin.
Si j'ai fini par t'aimer tu peux finir par ne plus m'aimer.
Sonuç olarak St. Kitts ve Nevis ülkeleri olarak teklifi deskteliyoruz.
Ainsi, Saint-Kitts-et-Nevis soutient cette proposition.
- Sonuç olarak gittim ve bir kızla tanıştım. Güzel, normal bir kız ve sizinle tanıştırmak istiyorum.
Donc, je suis allé à la galerie et j'ai rencontré une fille, gentille, une fille normale, et j'aimerais vous la présenter.
Sonuç olarak nerede kalacaksın?
Où vas-tu t'installer?
Zhu-ge Liang sonuç olarak yalan söylemiyormuşsun.
Zhu-ge Liang. Après tout, vous ne mentiez pas.
Sonuç olarak, bebeğim böyle yürümüyor.
Le fond du problème, ça ne marche pas.
Sonuç olarak, üçümüz Yankee Stadyumu'nun klozetlerinden daha fazla kıç toplayacağız.
Conclusion : on va voir plus de culs que les sièges des toilettes du Yankee Stadium.
Sonuç olarak, ahlak yasaları dediğimiz şey belirsiz... ve kişiye göre değişen şeyler.
La loi morale est vague et dépend de chaque personne.
Sonuç olarak şirket siyah insanları takip etsin diye beyazları işe almaya ve onları da takip etsin diye tekrar beyaz insanları işe almaya devam ederse... 27 Haziran 2013 Perşembe gününe kadar.
Si la compagnie continue à embaucher des blancs pour suivre les noirs qui suivent les blancs suivant les noirs, d'ici... Le jeudi 27 juin 2013...
Sonuç olarak, Erica, karar vermek zorundasın.
En fin de compte, Erica, vous devez juste décider.
Sonuç olarak o çukuru doldurmak için elimden ne geliyorsa yapıp sizi şaşırtacağım.
Je vais prendre une résolution, je ferai tout ce qu'il faudra pour que cette fosse soit remplie.
Sonuç olarak bu kadarını doğru söylüyorum.
! Au moins, j'y avais eu un peu le droit.
Sonuç olarak hiç haber yok mu?
Tu n'as pas de nouveau, alors.
Sonuç olarak kız kayıp değilmiş. Ben yanıldım.
En fait, elle n'avait pas disparu.
Sonuç olarak ayrı yatmamızı öneriyor.
Il veut qu'on fasse chambre à part.
Sonuç olarak, gösterebileceğim bir şey yok.
Et d'ailleurs, je n'ai rien pour me justifier.
Sonuç olarak benim annem Marlene Griggs-Knope'dur.
En conclusion, ma maman est... Marlene Griggs-Knope.
Sonuç olarak, patronunun, Joseph Hollin ile iş yapması gerçeği hoşuna gitmiyor.
Juste pour être clair, vous n'avez pas aimé le fait que... votre patron fasse un marché avec Joseph Hollin.
Ve sonuç olarak, bir çok şeyi emin olmadan yaptı.
Et maintenant, il a mis en oeuvre ce conseil.
Sonuç olarak?
Viens-en au fait.
Birçok şeyin nasıl olması gerektiğini sonradan anladım sonuç olarak hayatımın sonbaharındayım, bu da ciddileşmenin tam vakti.
J'ai beaucoup réfléchi, ces derniers temps. Je suis à l'automne de ma vie, et il est temps pour moi de me ranger.
Sonuç olarak pilotluk lisansı alamam belki, ama balıkçılık lisansı alabilirim.
{ \ pos ( 192,230 ) } Ce qui nous amène à, non, je pourrais jamais piloter un jet, { \ pos ( 192,230 ) } mais oui, je peux avoir un permis de pêche.
Sonuç olarak Benjamin, bunu ben buldum.
Le fait est, Benjamin... que je l'ai inventé.
Sonuç olarak benden para mı istiyorsun?
Donc, tu veux de l'argent?
Sonuç olarak, teorisi evrimsel miydi devrimsel miydi?
Sa théorie était-elle évolutionnaire ou révolutionnaire?
Sonuç olarak, hayat daha çok şöyle görünmeli.
Par conséquent, la vie devrait ressembler à ceci.
Bir bağımlılığı olduğunu ve sonuç olarak ilaç alamadığı için acı çektiğini söylüyorsunuz.
Vous suggérez qu'il était dépendant, et qu'en conséquence, il était en manque.
Sonuçları estetik bakımdan daha iyidir ki yüz sinirlerinin yenilenmesine zemin oluşturur ve bu da işlevsel olarak daha iyi sonuç verir.
Cela permet une réinnervation des nerfs, pour un meilleur résultat fonctionnel.
Savunma olarak Lisbeth Salander'in hastanede geçirdiği zamana ait bilgileri ısrarla talep etmemize rağmen bir sonuç alamadık.
La défense a inlassablement tenté d'avoir accès au dossier médical de Lisbeth Salander sur les deux ans qu'elle a passé à St. Stephen's, mais sans succès.
Ayrıca tasarım imparatorluğunu, kırık kalbinin üzerine inşaa etti, sonuç olarak kim bu adam?
Il s'appelle comment? Julian.