Soracağım tradutor Francês
4,706 parallel translation
Onlara soracağım.
Je leur demanderai.
Soracağım soru şu! Olay Yeri İnceleme Ekibi kapı kolunda parmak izi aramış mıdır?
La question est est-ce que le CSU a vérifié les empreintes sur cette poignée de porte?
Hayır. cidden, ne soracağımı düşünüyorsun?
Sérieusement, non. Que penses-tu que je vais lui demander?
Bana bakmayı kes, yoksa cevap vermek istemediğin sorular soracağım.
Arrête de me fixer. Si tu continues à faire ça, je vais commencer à te poser des questions inconfortables.
Bu nedenle sana soracağım.
Alors je vous demande.
Sana geleceğim ve büyük bir alçakgönüllülükle sana kocam olma şerefini kabul eder misin diye soracağım.
Je viendrai pour vous et je vous demanderai, le plus humblement possible, si vous me feriez l'honneur de devenir mon mari.
O halde tekrar soracağım.
Maintenant, retour aux affaires.
O halde hızlı hızlı soracağım.
Alors je vais juste continuer et demander.
Soracağım bir sürü şey vardı.
Tu le demandes finalement. J'avais quelque chose à dire.
Evet, soracağım.
- J'y penserai.
Yarın soracağım ona.
Je lui demanderai demain.
Bu yüzden sana bir kez daha soracağım.
Donc je vais te le demander encore une fois.
Peki Carol. Sana bir soru soracağım.
Si un jour, ma mère et moi portons des vestes assorties, étouffe-moi dans mon sommeil.
Önce karşılaştırma yapabilmek için bir kaç soru soracağım. Sonra da Dedektif Bell'le yaptığınız konuşmaya dayanan evet-hayır sorularına geçeceğiz.
Les premières questions établiront d'abord un repère, puis on passera à votre conversation avec l'inspecteur Bell.
Şimdi sana bir kez daha soracağım.
Alors je ne poserai la question qu'une seule fois.
Soracağım sorular şunlar.
Ce qui m'amène à vous poser les questions suivantes.
- Ben bir şey soracağım.
Oui, vous l'avez dit, plusieurs fois. Je serai dans mon bureau, si vous avez des questions.
Ayrıca, "En kötü tacir hangisidir?" diye soracağım.
Et je vous demanderai qui rapporte le plus :
İlerleyen dakikalarda, en çok hangi sebze bükülmeye dayanıklı diye soracağım. Yani kırılmadan önce en fazla hangisi bükülebilir?
Plus tard : quel légume a la plus grande force de torsion, c'est-à-dire qui peut se tordre le plus avant de se briser?
Sana bir şey soracağım.
Oui, bientôt. J'ai quelque chose à te demander.
Sana bir şey soracağım.
Attends un instant. J'ai quelque chose à te demander.
Peki, size bir şey soracağım.
J'ai une question pour vous alors.
Bir şey soracağım, 126 diye bir şey duydun mu?
Dis-moi, tu sais ce qu'est un 126?
Merak etmeniz gereken şey, size şimdi soracağım soru.
La seule question importante est...
Şimdi sana çok garip gelecek şeyler soracağım.
Je vais te demander quelque chose qui va te sembler très étrange...
Soruyu tekrar soracağım Miriam. Yine hayır diye cevaplarsan olacaklar için özür dilerim.
Miriam, je vais te demander encore une fois, et si ta réponse est encore non, je me excuse pour ce qui va se passer ensuite.
Bundan gerçekten gurur duyarım ve bir sonraki toplantıda ortaklarımın onayını soracağım.
J'en serais très fier. Je demanderai l'appuis de mes partenaires à la prochaine réunion.
" Bir şey soracağım.
" Juste une question,
" Bir şey soracağım.
" Laisse-moi te poser une question.
Hey, hemen bir şey soracağım, senin katıldığın zengin işi siyah takım etkinliklerini mi kaçırdım?
J'ai manqué des soirées huppées?
Bir kez daha soracağım.
Je vais te le demander encore une fois.
Sana bir soru soracağım ama cevaplamak zorunda değilsin.
Je peux... te poser une petite question?
Polis olan benim o yüzden bütün soruları ben soracağım.
C'est moi le flic, alors c'est moi qui poserai les questions désormais.
Bir şey soracağım, buraya benim inancımı sorgulamaya mı geldiniz?
Une question. Êtes-vous venu me voir pour questionner ma foi?
Bir şey soracağım.
Dis-moi un truc.
- Peki. 20 soru soracağım.
D'accord, On pose 20 questions.
Bunu bir kez soracağım.
Je vais vous le demander une seule fois.
- Nick, bir şey soracağım.
Nick, explique-moi une chose.
Bir şey soracağım. Julia senin ırzına geçtiğinde bayıltmak için ne kullanmıştı? Gülme gazı mı?
Dis-moi, quand Julia t'a violé, elle s'est servie de gaz hilarant?
Sana son kez soracağım.
Je vais te demander une fois de plus.
Dinle, sana bir şey soracağım ve bana karşı kesinlikle dürüst olmanı istiyorum.
Écoute, j'ai une petite question à te poser. Je voudrais que tu répondes le plus honnêtement possible.
Evey'e birkaç soru soracağım sadece.
Nous voulons simplement poser quelques questions à Evey.
Bekle, son bir soru daha soracağım..
Une dernière question, et j'arrête.
Soracağım.
Je le ferai.
Bir şey soracağım.
Laisse-moi te poser une question.
- Bir kaç soru soracağım.
J'ai quelques questions.
Bir şey daha soracağım ;
Dis-moi juste une chose.
Ama eğer Bay Gardner'in soracağı bazı özel soruları olacaksa.
Mais si M. Gardner a quelque chose de plus spécifique Qu'il le demande.
Evet, yüz defa söyledin. Soracağınız bir şey olursa ofisimde olacağım.
Je les appelle an-flams parce que j'étudie la pharmacologie.
Sana son kez soracağım.
Je vais te le demander une dernière fois.
Ayrıca "Gerçekten akıllı bir otobüs şöförüyle tanıştınız mı?" diye de soracağız.
- On demandera aussi : avez-vous déjà rencontré un conducteur de bus intelligent?