English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ S ] / Soruşturma

Soruşturma tradutor Francês

4,373 parallel translation
Ama bunun ortak bir soruşturma olduğu sanıIıyor. Sen söyledin.
Mais c'est censé être une affaire conjointe... vos mots.
Bir soruşturma olacak, bunu biliyorsun.
C'est pas possible, il y aura une enquête.
Soruşturma için İngilizlere teslim ediliyor.
Il est remis aux Anglais pour leur enquête.
Ne tür bir soruşturma?
Quelle sorte d'enquête?
Tıpkı senin savcı cinayetinde ki soruşturma için benimle yatmayacağın gibi.
Comme tu ne coucherais jamais avec moi pour des renseignements sur une enquête de la D.E.A.
SORUŞTURMA VAR GİRMEYİN
- Je m'en branle.
Çok soruşturma yaptı, şimdi onlar gibi konuşuyor.
- Depuis qu'il interroge les voyous, il parle comme eux.
Soruşturma hala devam ediyor ve bu olay parçalardan sadece biri olacak.
Pour mon enquête, cet événement est une preuve de plus.
Watt şefliği döneminde Caruso hakkında hiç soruşturma başlatmamış.
Watt n'a jamais lancé d'enquête sur Caruso durant son mandat.
Leo Eischer'in ölümü ile babası David Eischer'in yazdığı koda ilişkin bir soruşturma yapıldı.
à propos de l'enquête sur la mort de Leo Eischer - et du code que vous pensez que son père David Eischer a créé.
O da soruşturma altında.
On enquête sur lui aussi.
Soruşturma için bayan avukatı tutuyoruz.
On peut engager l'avocate.
Soruşturma 24 saat aralıksız sürecek. Gündüzü biz, gece nöbetini ilçe alacak.
Ce sera une enquête permanente, nous sommes de jour, le comté de nuit.
Soruşturma devam ediyor.
- Elle est en cours.
Bu ciddi bir soruşturma Bay Topling.
Il s'agit d'une enquête des plus sérieuses.
Soruşturma açarlarsa, mutfağı fareler bastığı için mutfakta fare zehri kullanmıştım derim. Ki bu da doğru zaten. Zehir yanlışlıkla tencereye düşmüş.
En cas d'enquête, je dirai que j'ai dératisé parce que c'est plein de bestioles, ce qui est vrai, et qu'une boulette a atterri dans une casserole.
Soruşturma esnasında Ivan Plettinckx adı geçti mi?
Est-ce que le nom d'Ivan Plettinckx est sorti pendant l'enquête?
Görevi kötüye kullanma konusunda bir soruşturma yürütüyorum.
J'enquête en vue d'une mise en accusation.
Fransız polisi yetkiniz olmadan bir soruşturma yürüttüğünüz için şikayetçi oldu, yeter artık.
La police française s'est plainte que vous conduisez une enquête non autorisée... Je dois vous arrêter.
Soruşturma sırasında masum insanlara hayati zararlar verdiğini fark edince çok daha zor.
Surtout quand tu te rends compte que tu as transformé des innocents en victimes pendant une enquête.
Ders çalışmıyor, soruşturma yapıyor.
Elle n'étudie pas, elle enquête.
Soruşturma devam ediyor ama cinayet olduğu kararına vardık.
L'enquête est en cours, mais on l'a déclaré comme un homicide.
Soruşturma hakkında size bilgi vermeye gelmiştim.
Je veux vous donner une mise à jour de l'enquête.
Soruşturma sırasında Bjarne Thøgersen ile birlikte şiddet geçmişine sahip olan iki üst düzey yönetici öldü.
Deux directeurs exécutifs sont morts dans cette affaire. Ils entretenaient un passé de violence avec l'ancien détenu Bjarne Thøgersen.
Avukat Bent Krum'un da Ditlev Pram ve Ulrik Dybbøl ile birlikte olaya karışıp Pram ve Dybbøl'ün cinayetten suçlu olduklarını bilip bilmediğinin anlaşılması için Krum'un da her ikisiyle olan ilişkisi soruşturma altında.
L'éminent avocat Bent Krum semble être impliqué dans l'affaire de Ditlev Pram et Ulrik Dybbøl. L'enquête sur la relation de Krum avec les deux meurtriers morts est en cours, afin de déterminer s'il était avait connaissance que Pram et Dybbøl étaient coupables de meurtre.
Yakında soruşturma var. Avukat işini yaparsa tabii.
L'audience préliminaire, c'est pour bientôt... si l'avocat fait son boulot.
Silah kullanma protokülne göre, bir polis ateş ederse veya gözaltındaki bir şüpheli öldürülürse bir soruşturma açılması gerekiyor.
Le protocole des officiers nécessite à chaque fois qu'un officier fait feu, ou qu'un suspect est tué en garde à vue, qu'il y ait enquête.
Bu kariyerleri mahveden ve sonunda insanların öldüğü türden bir soruşturma.
C'est le genre d'enquête qui brise les carrières et tue des gens.
Ortağıyla soruşturma yaparken onlara saldıran saldırganın adı Cyrus Gold'muş.
Il a dit que le suspect qu'il était en train de suivre, lorsque lui et son partenaire ont été attaqués, était un homme nommé Cyrus Gold.
Şimdiyse dahili bir soruşturma var.
Maintenant il y a une enquête interne.
Dikkatin dağınık. Soruşturma sonucunda, seni zorunlu mazeret iznine çıkarıyorum.
Après avoir enquêté, je vous mettrai en congé forcé.
Federal soruşturma, ya da bizimle işbirliği Ya tıkanıklığı ile şarj edilebilir.
Soit vous êtes accusés d'obstruction à une enquête fédérale, ou vous pouvez coopérer avec nous.
Ben soruşturma ile işbirliği yapıyordu.
Je ne pouvais laisser personne savoir
Kaçakçılık şubesi soruşturma başlattı ama bu sabaha dair olanlar hakkında ellerinde hiçbir şey yok.
L'ATF a ouvert une enquête, mais ils n'ont rien de bien jusqu'à ce matin
Suç çekici kıyıya izinli denizcileri Donanması'nın endişe soruşturma Ajan Clark Tim'deydi parçası oldu.
L'agent Clark participait à une enquête conjointe avec la Navy à propos de marins en permission qui prendraient part à des activités criminelles.
Ajan Clark'ın soruşturma Peki, Taş o tek mahrem oldu Deeks'i söyledi.
Bien, Stone a dit à Deeks que lui seul était au courant de l'enquête de l'agent Clark.
- Aynı. Burada konuya bağlantısı olmayan iki soruşturma var.
Bon, il y a deux enquêtes indépendantes.
Aslına bakarsanız, şu andan itibaren bütün soruşturma limit dışıdır.
En fait, à partir de maintenant, cette enquête ne vous concerne plus.
- Bu çok hassas bir soruşturma.
- C'est une affaire délicate.
Bu çok hassas bir soruşturma, Susie.
Il s'agit d'une enquête très délicate, Susie.
Soruşturma yapabilsek paylaşacağız da...
Et afin que nous puissions partager, il faut que nous enquêtions.
- Soruşturma için kanıt bunlar.
Ce sont des preuves pour l'enquête.
Soruşturma sona ermiş. Bitmiş. Kaza olduğuna hükmetmişler.
Ils ont conclu à un accident.
Dolandırıcılık Masası olayla fazla ilgilenmedi. Savcı soruşturma açmadı.
Les Fraudes ont vérifié, le procureur n'a pas poursuivi,
O sikik palyaçolar herkesin kimin yaptığını bildiği şeyi.. ... bulacakları saçma bir soruşturma başlattılar.
Ces bouffons ont lancé leur enquête de merde, même si tout le monde sait précisément qui est la coupable, mais...
Tutuklamadan iki gün evvel, soruşturma JSTOR ve Cambridge'in yerel polisini aşmıştı bile.
Deux jours avant l'arrestation, les investigations avaient avancé entre JSTOR et la police locale de Cambridge.
Soruşturma kapsamındaki şüphelilerden biri de, genç hacker Jonathan James idi.
Un des suspects impliqués dans l'affaire Gonzales était un jeune hacker nommé Jonathan James.
Gonzalez'in suçları kendi üzerine yıkılacağına inanan James, soruşturma esnasında intihar etti.
Pensant que les crimes de Gonzales lui seraient attribués, James s'est suicidé pendant l'enquête.
Sorusturma bitene dek acele bir karar vermeyecegiz.
Nous ne ferons aucune action impétueuse avant de faire de nouvelles enquêtes.
Soruşturma bölümünden misin?
Vous êtes aux Affaires Spéciales?
Ben bir sorusturma muhabiriyim.
Je suis journaliste d'investigation.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]