Stiller tradutor Francês
155 parallel translation
Babasının, dünyanın en büyük orkestra şefi olması bir yana... harika bir adamdı da üstelik.
Son père, le vieux Stiller, était le plus grand chef d'orchestre, mais aussi le meilleur homme qui soit.
Kazama Dojo var olduğu sürece, diğer stiller asla en iyi olamaz.
Tant que notre école Kazama existera, aucun style ne sera plus efficace.
Stiller'in dün gelmesi gerekiyordu.
Stiller aurait dû rentrer hier.
Gerçekten ilginizi çekmişsem Stiller...
Je m'appelle Fred Stiller.
- Merhaba. Stiller'i gördün mü?
- Bonjour, tu as vu Stiller?
Neyin peşindesiniz Stiller?
Qu'avez-vous en tête, Stiller?
Bu bey de Dr. Stiller. Kendileri vekâleten teknik müdürümüz olurlar.
Voici le docteur Stiller, qui représente provisoirement la direction du service technique.
Dün akşam Lause'yi bir tek siz görmüşsünüz Bay Stiller.
Vous semblez être le seul à avoir vu Lause hier soir.
Bu olayı unutalım artık Stiller.
J'aimerais oublier cet incident.
Sağ olun Fred Stiller.
Merci, Fred Stiller.
- Siz Fred Stiller olmalısınız.
Vous êtes bien Fred Stiller? C'est exact.
Ne vardı Stiller?
Qu'est-ce qu'il y a, Stiller?
Stiller, arkanızdaki adamı görüyor musunuz?
Vous voyez l'homme derrière vous?
Tages Anzeiger gazetesinden Rupp. Size kısa bir sorum olacak Bay Stiller.
Rupp, du journal Le Quotidien.
Sağ olun Sayın Müdür Stiller.
Merci, M. Stiller.
Günaydın Bay Stiller.
Bonjour, M. Stiller.
Hemen Bay Stiller.
Tout de suite.
- Sibernetik ve Fütüroloji Enstitüsünden Stiller.
Stiller, de l'institut pour la cybernétique.
Heyecanlanmayın Bay Stiller.
Doucement, Stiller.
Buyurun oturun Dr. Stiller.
Asseyez-vous, M. Stiller.
- Bay Hartmann sözünü bitirsin, Stiller.
Laissez-le donc finir.
Neyi yapıp yapamayacağıma, sevgili Stiller bırakın da ben karar vereyim.
Ce que je peux ou ne peux pas... C'est mon affaire.
Gördüğünüz üzere, Stiller bir bilim adamı.
Voyez-vous, Stiller est un scientifique.
Ancak Stiller'in içindeki küçük idealistin icabına bakacağım.
Mais je saurai avoir raison de l'idéaliste chez Stiller.
- İyi günler Bay Stiller.
- Bonjour.
İyi günler Dr. Stiller.
Bonjour, M. Stiller.
Stiller bu bey oluyor.
Voilà M. Stiller.
Bazı sorularım olacak Bay Stiller.
J'ai de nombreuses questions.
Açık konuşacağım Bay Stiller.
Je vais être franc.
Hoşça kalın Bay Stiller.
Au revoir, M. Stiller.
Stiller Geri Dön
STILLER REVENEZ
Bay Stiller, siz de en iyisi evinize gidip dinlenin.
M. Stiller, rentrez chez vous et reposez-vous.
Vakit doluyor. Stiller'in dönmesi lazım.
Le temps presse, Stiller doit revenir.
Bay Stiller, telefonunuz var.
APPEL POUR M. STILLER
Sizin hakkınızda çok kafa yordum Stiller.
J'ai beaucoup réfléchi à votre sujet, Stiller.
Meslektaşım Dr. Stiller ile birlikte simülasyon modeli hakkında bazı açıklamalarda bulunacağız.
Mon collaborateur, M. Stiller, et moi-même avons une déclaration à faire sur le modèle de simulation.
Dr. Stiller ile Prof. Vollmer bir simülasyon modeli geliştirdiler.
M. Stiller a créé le simulateur en collaboration avec le professeur Vollmer.
Dr. Stiller bu yeni bilgisayar sistemi hakkında sizleri bilgilendirecek.
Il va maintenant vous parler du nouveau système.
Daha anlaşılır bir şekilde, bu şey ne işimize yarayacak Dr. Stiller?
Plus concrètement, que peut-on en faire?
Dr. Stiller doğal olarak açıklamasını bilimsel terimlerle yaptı.
M. Stiller réfléchit naturellement en termes scientifiques.
Buyurun Dr. Stiller.
Allons, M. Stiller.
Bu Enstitüde yaptığımız şey de tüm enerjimizi daha iyi, yeni, daha insancıl ve eşitlikçi bir dünyayı dizayn ederek Bay Stiller ve bizlerin umutlarıyla hayallerini buluşturmaktır.
Nous consacrons, au sein de notre institut, toute notre énergie à définir un monde meilleur, nouveau et plus humain, correspondant aux espérances de M. Stiller et de chacun de nous.
Günaydın Stiller.
Bonjour, Stiller.
Hiç Bay Stiller, bir şeyim yok.
Rien, M. Stiller.
Öyle mi sanıyorsunuz Stiller?
C'est ce que vous croyez.
Fred Stiller, koca bilgisayar şefi...
Fred Stiller, l'homme aux ordinateurs...
Fred Stiller isimli kimlik birimi.
L'unité identitaire Fred Stiller.
Edelkern, benim Stiller. Kantindeyim ve acilen sana ihtiyacım var.
Edelkern, je suis dans la cantine, j'ai besoin d'aide, vite!
Dr. Stiller şu an bir sosisli sandviç tezgâhı kurmaktan bahsetmiyoruz.
M. Stiller...
Sağ ol Stiller.
Merci, M. Stiller.
- Stiller geldi.
- M. Stiller pour vous.