Studio tradutor Francês
3,826 parallel translation
Bakayım stüdyo açık mı.
Je vais voir si le studio est ouvert.
Son taşındığım stüdyo dairemden ayrılmam beş hafta sürmüştü.
Ouais, ça m'a pris cinq semaines pour tout emballer dans mon studio la dernière fois que j'ai déménagé.
Bir kez daha, sizin stüdyonuzdan biri park yerimi kapatmış.
Encore une fois, quelqu'un de votre studio est garé sur mes places de parking.
Kaydımın ortasında içeriye paldır küldür girebileceğinizi düşünüyorsunuz.
- vous pensez être autorisée à débarquer dans le studio.
Nicholas'ın stüdyosundaki faturalara ve kopya tablolara göre beyanlarının yalan olduğunu kanıtlayacak epey delilimiz var.
Et bien, en se basant sur les factures qu'on a trouvé dans le studio de Nicholas et les copies de peintures, on a en assez pour vous boucler pour fausse déclaration.
Resim yapar. Yapardı yani. - Bir stüdyoda en üst katta.
Il peint... peignait... dans un studio au dernier étage.
Öldürülen ressamın stüdyosunu buldum ve...
Le peintre assassiné, j'ai trouvé son studio et...
Stüdyodaki tüm tablolarda o var.
Toutes ces peintures au studio, toutes sont sur elle.
Stüdyoda bunu buldum.
J'ai trouvé ça au studio.
Sanatçının stüdyosu büyüdüğüm yerden altı mahalle falan sonraydı.
Tu sais que, hum, le studio de l'artiste était, genre, à 6 pâtés de maisons d'où j'ai grandi.
Sizce Oliver'ın bölümü için stüdyonun ilk tercihi kim olmuştur?
Qui pensez-vous était le premier choix du studio pour le rôle d'Oliver?
Stüdyomuzu korumak için ne gerekiyorsa yapacağım.
Et je vais dire tout ce qu'il faut pour sauver notre studio.
Glen'le yeniden stüdyoya girmek için iyi bir zaman olduğunu düşünüyorum.
Je pense que maintenant serait un bon moment pour toi de retourner dans le studio avec Glen.
Marlyse Dagan'a karşı Luncheonette Kayıt Stüdyosu.
Marlyse Dagan contre "The Luncheonette" studio d'enregistrement.
Evim ve Luncheonette aynı ara sokağı paylaşıyor, madde kullanıcıları, serseriler ve diğer holiganlar için, bir cennet haline gelen kayıt stüdyosuyla.
Mon appartement et le Luncheonette partagent une arrière-cour, qui est devenue, à cause du studio d'enregistrement, un paradis pour les drogués, les vagabons, et autres hooligans.
Bir de vampir dişi olsa tam özel efektler stüdyosu.
Ajoutes-y des canines de vampire et c'est un studio d'effets spéciaux.
Zanlı güvenlikli bir girişi geçebilmek için sabırlı ve zeki birisi.
Et lincoln vivait dans un studio au sixième étage.
- Kasaba'da stüdyo daire'de.
– En ville. J'ai un studio.
Mavi Şahin filminin yayınlanacağını açıkladıklarından beri stüdyolar eski televizyon dizisini kaldırmak için her şeyi yaptı.
Depuis qu'ils ont annoncé la sortie de ce film Blue Falcon, le studio a fait tout ce qu'il pouvait pour minimiser la série télé.
Stüdyo benden Mavi Şahin'i beyaz perdeye taşımamı istediğinde tek bir isteğim oldu.
Quand le studio m'a demandé d'adapter le Blue Falcon pour le grand écran, je n'ai eu qu'une seule question.
Beni ve stüdyoyu tehdit ettiği biliniyor.
Tout le monde sait qu'il m'a menacée, ainsi que le studio.
Ve yaparsak stüdyo bana teşekkür eder.
Et si c'est le cas, le studio devra m'en remercier.
Mavi Şahin filmi için stüdyoların ilgisini çekmeye yıllarımı harcadım ama benimle buluşmadılar bile.
J'ai passé des années à essayer d'intéresser le studio à un film de Blue Falcon, mais je n'ai jamais eu de réponse.
Seni stüdyoya bıraktıktan sonra Whit'le öğle yemeği yiyeceğim.
Je vais déjeuner avec Whit. Je te déposerai au studio après.
Sana bir stüdyo kiralayayım, gerçek bir sanatçı olabilirsin. "
Laisse-moi te louer un studio, tu seras une vraie artiste. "
Pekêlâ, dinle, filim şirketi senin onların filimlerinden birkaçını daha kitap haline çevirmeni istiyor.
Le studio voudrait que tu adaptes deux ou trois de leurs livres en films.
Evet, hatırladım. Stüdyoya ilk geldiğin zamanı hatırladım.
Je me souviens de ta première visite au studio.
Stüdyodaki toplantıdan beri aramalarıma yanıt vermiyorsun.
Tu ne décroches plus depuis l'entretien au studio.
Stüdyo ile imzalayacağın sözleşmeyi hazırlayacak.
Il va établir ton contrat avec le studio.
Karakterin sahibi stüdyodur.
Le personnage appartient au studio.
Bir zamanların oyuncusu, şimdi artık stüdyo bilgisayarında... -... bir karakterden ibarettir.
L'acteur n'est plus qu'un personnage dans l'ordinateur du studio.
- Stüdyo canı ne isterse onu yapar.
Le studio en fait ce qu'il veut.
Daha fazlası için, şimdi New York stüdyomuzdaki Daniel Ellsberg'e kulak veriyoruz.
Daniel Ellsberg se joint à nous dans notre studio de New York.
Resimleri buraya mı yoksa stüdyoya mı kaldıracağına karar vermelisin.
Vous devez décider de faire les photos ici, ou dans un studio.
Stüdyo en iyisi.
C'est mieux dans un studio.
Öğleden sonra şirkette herkesle tanışmak için bekleniyorsunuz
On vous attend au studio plus tard pour rencontrer tout le monde.
Sadece ben ve bir kaç şirket elemani
C'est juste avec les gens du studio.
3 aydir stüdyodasin..
Il a le studio pour trois mois. Puis, on part en tournée.
Hangi stüdyoda çalisiyor?
Il travaille avec quel studio? Electric Lady.
Onu stüdyoya getirip, iyi bir yapimci bulup
Je l'amène au studio. Je trouve un producteur.
Neden lanet bir stüdyo kiralayalim ki?
Pourquoi on aurait besoin de louer un putain de studio?
- Hazir Dünyanin ilk Jag mobil kayit stüdyosu
Le premier studio d'enregistrement Jaguar!
Ama 1969'da henüz hazır değillerdi. Bu yüzden Gentle Ben'deki film stüdyosunda Ay'a inme görüntülerini tezgahladılar.
Mais en 1969, ils n'étaient pas prêts, donc il ont tout truqué dans le studio de la série Mon ami Ben.
Size küçük bir stüdyo turu yaptırmayı umuyorduk.
On voulait vous faire visiter le studio.
Stüdyodan kaçmıştım.
Je me suis enfui du studio.
Dün kayıt stüdyosundan aradılar.
Le studio d'enregistrement appelé hier.
Adamların sanatkârımın atölyesini bastı.
Vos hommes ont cambriolé le studio de mon artiste.
New York ve Actor's Studio var sadece bundan sonra.
C'est New York et l'Actor studio pour moi.
Kıçını kaldır ve hemen stüdyoya gel, Tom.
Ramènes tes fesses au studio maintenant, Tom.
Renkli... çok iyi yapıldı... kostümler ve kullanılan teknikler hakkında bir çok detay. Her stüdyo bunun gibi bir kitap var.
Chaque studio avait un livre comme celui-ci.
- Film stüdyosunda.
Dans un studio.