English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ S ] / Suites

Suites tradutor Francês

396 parallel translation
Şimdi yaptıklarınızın sonuçlarını açıkça gördünüz. Söyleyin, öyle değil mi?
Vous vous rendez bien compte des suites que cet incident aura pour vous.
Claridge'deki tüm balayı odalarının Radyolarında çalar
Au Claridge, dans les suites nuptiales La radio joue, c'est normal
Geçen günkü tartışmamızın bir sonucu maalesef.
Des suites de notre discussion.
O görüntü, psikolojik nöbetin bir sonucu.
Votre vision est due aux suites psychologiques.
- Böylesi tehlikeleri göre göre mi?
Avec des suites pareilles?
Aynı tüfeğin geri tepmesi gibi patlamalar da roketi ileriye doğru iter.
Ce sont les suites d'explosion... qui font que la fusée avance.
Burada bundan daha fazla odası olan yer var mı?
Il y a des suites plus grandes que celle-ci?
Pekçoğu radyasyondan öldü.
Beaucoup sont morts des suites de la radiation.
Bu işten bir zarar gelecekse, yalnız yapanların başına gelsin.
Va! Les suites de cet acte n'incombent qu'à nous, ses auteurs.
Sonuç ne olur, bilmiyorum ama her kötülüğü haketti.
Quelles que soient les suites, il l'aura mérité.
Eğer bu şekilde evlenirse, neticesi çok feci olacaktır.
Si elle se marie telle quelle, les suites seront désastreuses.
Dava açmak değil, sadece parayı geri almak istiyorlar.
Il n'y aura pas de suites... si elle rend l'argent.
Bitişik iki süit için telgraf çekmiştim.
J'ai réservé deux suites voisines à l'avance.
- Ben anımsıyorum! İki süit istiyorum.
Je veux deux suites.
İki bitişik süit, öyle mi?
Deux suites voisines?
İpek çarşaflar, elmas yüzükler, balayı süitleri.
Draps de satin, bagues de diamants, suites nuptiales.
İşi, Başkan süitlerinden idare edeceğim.
On agira depuis les suites présidentielles.
Ne zaman güvenmeyi denesem etkileri şarap gibi kötü olmuştur.
Comme le vin, ses suites sont douloureuses.
Sanırım Sam'ın başkentteki arkadaşları işi ele aldılar, zira arkası gelmedi.
Les amis haut placés de Sam ont dû intervenir, car il n'y a pas eu de suites.
Belirtiler o kadar çabuk kaybolur ki, felç geçirdiklerinin farkına varmazlar.
Et sans suites. Les symptômes disparaissent avant qu'on ne les remarque.
Ya fetihlerine bir son verirsem? Böyle bir düellonun sonuçlarından korkarım.
Je mettrais bien un terme à ses succès, mais je crains les suites d'un tel duel.
Affedersiniz, özel süitlerinizden birini denetlemek istiyordum.
Excusez-moi, j'aimerais inspecter l'une de vos suites.
Seninle ilgili soruşturma kararını General Worden verecek.
Le général Worden décidera des suites disciplinaires.
Şimdi bu 475'ten 500'e kadar olan sırayı İncil'in ilk sırası ile karşılaştır.
Confrontez ces suites de 475 à 500 à cette première série de chiffres.
Sebastian'ın benim için yazmaya başladığı, içinde iki yeni süit olan yeni bir klavye kitabım vardı.
J'avais un nouveau petit livre de clavier que Sebastian avait commencé pour moi avec deux nouvelles suites.
Chicago ve New York'a süit.
Des suites pour Chicago et New York.
Ya ameliyat yüzünden ölürse?
Et s'il meurt des suites de l'opération.
Asker Miller, yaralarından dolayı öldü,
Le soldat Miller est mort des suites de ses blessures,
Bugün Dallas'ta silahla vurulan Başkan John F. Kennedy... Parkland Hastanesi'nde öldü.
John F. Kennedy est décédé á l ´ hôpital Parkland des suites de l ´ attentat de Dallas.
Süit mi? Hiç süitimiz yok... ama çok güzel çift kişiliklerimiz...
Non, on n'a pas de suites, mais on a de très belles doubles...
O zamanlar bu önemsiz olayın trajik olayların başlangıcı olduğunu anlayamamıştım.
J'ignorais alors que cet incident présageait des suites tragiques.
Leonardo çok fazla içmişti, Bach'ın bütün solo eserlerini çaldı.
Léonardo a bu et s'est mis à jouer toutes les Suites de Bach.
Artık şu TV programını tamamlayana kadar onlar için çalışacağım.
Je vais bosser pour eux. Ils m'ont donné de la pellicule. Je commencerai par un truc sur les suites de ces jeux.
Sorunumuz hakkında neler yapabileceğimize bir bakalım.
Je vais songer aux suites à donner à cette affaire.
Sadece Amerika'da olur. 12 oda ayırın.
Ça n'arrive qu'en Amérique. Retenez-moi 12 suites.
Ama bu uykusuzluğu bana bırakan geçmişteki endişelerim olmalı.
Mais ce doit être les suites de mes précédents soucis qui me causent cette insomnie.
- Yedi oda istemişsiniz. - Yedi oda.
Vous vouliez sept suites.
- Birşey sorabilir miyim?
- De grandes suites.
İşin aslı şu, Biko bir ölüm orucu tutarken vefat etti.
UNE SEULE NATION Biko est mort des suites d'une grève de la faim.
Aşırı kokainden ölmüş.
Décédée des suites d'une attaque due à un usage répété de cocaïne.
5 Ocak 1965'te öldü, ani bir hastalıktan.
Décédée le 5 janvier 1965, des suites d'une courte et brutale maladie.
Kısa ve ani bir hastalık.
Des suites d'une courte et brutale maladie.
Bir çoğu senin yüzde yüz arkanda. Ama Japonlarla olan iş, hükümeti güçsüzleştirdi.
Mais le gouvernement paie les suites de l'affaire japonaise.
Hayır, kalp krizinden ölmüş, ama nedenini bulamıyorum.
Il est mort des suites d'une attaque, mais je n'en connais pas la cause.
Sebebini bilemiyoruz. Etkileri de belirsiz.
Nous en ignorons la cause sans parler des suites...
- İki süit için rezervasyon yaptırmıştım.
- j'ai deux suites réservées. - A quel nom?
Kaza nedeniyle değil ama, yüksek dozda ağrı kesici verdiğim için.
Pas des suites de l'accident, mais d'une erreur de ma part dans les analgésiques.
Evet, altı ay önce zatürreeden öldü.
Des suites d'une pneumonie, il y a six mois.
Bresnavitch için güzel bir konumdaydı.
Et les suites de cette rupture l'inquiétaient beaucoup.
Bu odaları istiyoruz.
On veut ces suites.
Eylül'ün 12'sinde ölmüştür. Ve ölümünün nedeni, böbrek yetmezliğine ve diğer komplikasyonlara neden olan bir beyin hasarıdır.
Premièrement, le défunt Bantou Stephen Biko, un homme noir âgé de 30 ans, est mort le 12 septembre des suites d'un traumatisme crânien ayant entraîné une déficience rénale.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]