Susmayacağım tradutor Francês
67 parallel translation
Susmayacağım.
Je ne la fermerai pas.
Sana kapa çeneni dedim! Söyleyeceklerim bitmeden susmayacağım.
je me tairais quand je t'aurais dit qu'elle s'est foutu de toi
Hayır, susmayacağım.
Non, je ne me tairai point.
- Susmayacağım.
- Je la fermerai pas.
- Sus, Kitty. - Susmayacağım.
Attention!
- Susmayacağım! Ona hiçbir zarar vermedim demiştin!
Tu disais qu'il ne serait pas blessé, que c'était sûr.
ama kocamın hayatı sözkonusu olduğundan susmayacağım... Bana bunca yaptıklarından sonra bile.
Mais pas assez pour risquer la vie de mon mari, peu importe ce qu'il m'a fait.
Susmayacağım.
J'arrêterai pas.
Skipper hakkında susmayacağım.
Pas dans cette affaire!
- Susmayacağım! Ben özgürlüğümü istiyorum! - Ben de hapse girmek istiyorum!
- Non, je me tairais pas, je veux sortir!
Şimdi kükremeye başlarsam asla susmayacağım.
Si je commence à grogner aujourd'hui, je ne durerai jamais.
Hayır susmayacağım.
Non, je ne me tairai pas!
- Belki öyle, ama susmayacağım.
Peut-être. Mais je ne le ferai pas.
Boşuna vurma, susmayacağım.
Arrête tes coups de pied, je ne me tairai pas.
- Hayır, susmayacağım.
Grand-mère a été très claire :
Susmayacağım Chewbacca. Niye kimse benim sözümü dinlemiyor?
Pourquoi personne ne m'écoute?
Hayır, susmayacağım. Ne zamandır aklımda olan bir şeyi söylemek istiyorum.
Je dirai ce que je pense depuis ton coup de téléphone!
Susmayacağım!
Je me tairai pas!
Susmayacağım!
Je ne me tairai pas!
- Hayır, susmayacağım!
- Pas question. Je n'ai pas fini!
Bu sefer susmayacağım.
Cette fois je ne vais pas me taire.
- Hayır olmayacağım ve susmayacağım da. Bunu çözmek mi istiyorsun.
Tu veux résoudre le problème?
- Susmayacağım!
- Je ne me tairais pas!
Özür dilerim ama susmayacağım.
Pardon, mais je ne me tais pas.
Hayır, susmayacağım. Avukatım olur musun diye sormadım sana.
Tu sais, je ne t'ai pas demandé d'être mon avocat!
- Rohan'a evet demeden susmayacağım.
- Pas avant que tu ne dises oui à Rohan.
- Susmayacağım.
- Non, je ne la fermerai pas.
Bu sefer susmayacağım!
- Pas cette fois-ci!
Susmayacağım!
Je vais pas la fermer!
Hayır, susmayacağım. Yalan söylüyor.
Arrêtez de me faire chut.
Hayatıma mal olsa bile artık susmayacağım.
Je ne vais plus me taire, même si cela doit me coûter la vie!
Susmayacağım.
- Chut! - Je ne me tairai pas.
Hayır, Charles. Bu defa susmayacağım. Onu hep bastırdın.
Charles pas cette fois ci, tu as tujours voulu la brider.
Susmayacağım.
Je ne vais pas me taire.
Susmayacağım.
Je ne veux pas me taire!
Ve eğer benim tezahüratlarım ona bu bunu sağlayacaksa, susmayacağım.
Exactement. Et si mes encouragements y contribuent, je ne vais pas me taire.
Seninle konuşmaya geldim ve susmayacağım.
- Tu empires les choses, papa. - À quel point ça peut empirer?
Tanrım. Hayır, susmayacağım. Bekle.
Non, je ne me tairai pas.
Hayır, susmayacağım, Appa!
Non, je ne me tairai pas, papa.
susmayacağım!
Pas de chut avec moi!
Susmayacağım.
Pas besoin.
Onya'nın anayasal hakkını ihlal etmeye çalıştığınız sürece susmayacağım.
Tant que vous tenterez de déroger au 5e amendement, je ne me tairai pas.
- Susar mısınız? - Susmayacağım.
Vous allez vous taire?
Asla susmayacağım.
Jamais! Jamais je ne me tairai!
- Sus hadi. - Susmayacağım!
- Je ne vais pas la fermer!
Anlatmazsan susmayacağım. Anlat bana. Anlat bana.
Je n'arrête pas avant que tu me dises, dis-moi, dis-moi, dis-moi, dis-moi, dis-moi...
Hayır, susmayacağım...
Mais...
Susmayacağım!
- Le Corbeau a raison...
Susmayacağım işte.
Non.
- Susmayacağım!
Je fais ce que je veux!
Susmayacağım.
Je ne me tairai pas.