Susuzluktan ölüyorum tradutor Francês
44 parallel translation
Lowery, susuzluktan ölüyorum.
Je crève de soif!
Susuzluktan ölüyorum.
J'ai soif.
Ah, şey, bira. Susuzluktan ölüyorum.
Je meurs de soif.
Açlıktan ve susuzluktan ölüyorum.
Je meurs de faim et de soif.
Susuzluktan ölüyorum. - Ben de seninle konuşmak istiyordum.
- Isaac, je dois d'abord te parler.
Nadia... susuzluktan ölüyorum.
Nadia, tu veux me faire mourir de soif?
- Susuzluktan ölüyorum.
- Les damnés veulent-ils le salut?
Susuzluktan ölüyorum. Hemen biraz çay yapacağım, ve bir de kek.
Je meurs de soif, Je vais faire du thé, le gâteau à la cerise est là,
Susuzluktan ölüyorum.
Je crève de soif.
Susuzluktan ölüyorum.
J'ai tellement soif!
Susuzluktan ölüyorum.
parlez-m'en vite, je meurs de soif.
Lowery, burada susuzluktan ölüyorum.
Lowery, je crève de soif.
susuzluktan ölüyorum evet, tamam oo bak kim burda iyi misin?
Terry, je crève de soif! File-nous à boire! Vise qui est là.
Su getirecek olan çocuk nerede kaldı, susuzluktan ölüyorum.
Où est le type avec l'eau? Je crève de soif.
- Susuzluktan ölüyorum.
- Il fait soif, ici.
- Susuzluktan ölüyorum.
- Je meurs de soif, moi.
çünkü susuzluktan ölüyorum.
Parce que je crève de soif.
Susuzluktan ölüyorum.
Je suis mort de soif.
Şundan bir yudum versene. Susuzluktan ölüyorum.
File-moi ça, je crève de soif.
Bana sorma. Dostum, çöldeki bir adamım. Susuzluktan ölüyorum.
Mec, je suis dans le désert, je meurs de soif, tu as un thermos d'Oasis.
Ben, susuzluktan ölüyorum, ve sen...
- Je meurs de soif et vous me... parlez de...!
Susuzluktan ölüyorum.
J'ai vraiment trés soif.
Ben susuzluktan ölüyorum.
Je crève de soif.
Susuzluktan ölüyorum.
Je meurs de soif, s'il vous plait.
Bayan, yapmayın, susuzluktan ölüyorum.
Pardon. - Allez, je meurs de soif.
Susuzluktan ölüyorum arkada.
Il fait soif derrière.
- Susuzluktan ölüyorum.
J'ai terriblement soif.
Susuzluktan ölüyorum.
Je suis déshydratée.
Yahni için özür dilerim ama susuzluktan ölüyorum burada.
Ecoute, je suis désolé pour les choses ragoutantes Mais je suis... Je suis en train de mourir de soif
Neyse, bir baktım... tek başıma Rubülhali Çölü'nün ortasındayım... susuzluktan ölüyorum ama tek damla yok. Resmen Natalie'ye elveda mektubu yazmaya başladım.
Soit, j'étais là, seul, en plein Quart Vide, sans eau, assoiffé, en train d'écrire une lettre d'adieu à Natalie.
Susuzluktan ölüyorum, haberin olsun.
Et je suis assoiffée.
Tıpkı açlık ve susuzluktan ölmek gibi, sessizlikten ölüyorum.
- Oh non... - Oui, crever de silence!
Susuzluktan ölüyorum.
Je meurs de soif.
Susuzluktan ölüyorum.
Moi, je meurs.
Susuzluktan ölüyorum.
- Quelle barbe! Super.
Susuzluktan ölüyorum.
Je suis desséché.