Sweat tradutor Francês
659 parallel translation
Mavi kazaklı kızı tanıyorum.
Wells, cette grande femme en sweat bleu, je la connais!
Belki spor ceket yaparım.
Pourquoi pas le transformer en sweat-shirt, hein?
- Eşofman giyiyor.
- D'un sweat-shirt.
- Benim sweatshirt'ümü giymişsin.
Bien. - Tu as mis mon sweat-shirt.
- O pis şeyi giymek zorunda mısın?
- Tu dois vraiment porter ce sweat-shirt?
Body Heat. Sweat City.
Le top de la sueur!
Siyah pantolonun üzerine daha aydınlık bir renkte bir süveter bulacağım.
Je vais te chercher un sweat un peu plus coloré pour mettre avec.
Tişörtüme bakın.
Regardez mon sweat-shirt.
Alt çekmecede bir sweatshirt var, belki uyumak için bir şey istersin ve de sabah üstünü değiştirmek için birkaç eski giysi.
Y a un sweat-shirt dans le tiroir du bas si vous en voulez un pour dormir, et y a des vieilles fringues pour vous changer, demain.
No sweat.
Ne t'en fais pas.
# Some sweat-hoggin'mama with a face like a gent #
METTEZ VOS LUNETTES PROTECTRICES
Joe Sweat Sock kendini yemek tepsinin arkasına saklamadan ve...
Vous aussi, vous vous prenez des insectes dans la gueule?
Üstünüzü çıkarın.
Allez... enlevez votre sweat.
Güvelerin yediği gri kazağın gibi..
Comme ton vieux sweat gris bouffé par les mites.
Marie o kazağı seviyorum.
J'adorais ce sweat, Marie.
Bunun için üzgünüm Debra... ama Frank paçavra kazağını geri almak için oldukça ısırarcı.
Je suis désolée, Debra, mais Frank tient à récupérer son vieux sweat tout moisi.
Ah... Galiba bir yerlerde sana göre temiz bir gömlek vardı.
Je dois avoir un sweat-shirt propre à vous prêter.
Üzerinde gri bir svetşirt vardı.
Il a un sweat gris. Personne ne l'a vu?
Sweatshirt'ünü çıkarabilir misin?
Euh, vous voulez bien enlever votre sweat?
Tişörtünde büyük bir leke var.
Il y a une grosse tache sur ton sweat.
Peki, işin ne zaman bitiyor?
Je vais chercher mon sweat. Vous finissez à quelle heure?
O da ben oturdğumda... üzerindeki sviti çıkarıp... omuzlarımın üzerine koydu ve... beni kurulamaya başladı... çok, çok nazikçe.
Il a pris son sweat et... tandis que j'étais assis, il me l'a mis sur les épaules. Et il m'a séché. Si doucement.
Dartmouth tişörtü giymiş bir halde omuzları üzerinde oturuyorum.
Je suis sur ses épaules, je porte un sweat-shirt de Dartmouth.
Brent, seni kaçırdıklarında, tişört kot pantolon ve siyah ayakkabı mı giyiyordun?
Brent, quand ils vous ont emmené, portiez-vous un sweat-shirt, un jean et des chaussures noires?
Şapka, bol kazak ya da diğer aldatıcı kıyafetler olmayacak.
Pas de casquettes, sweat-shirts ou autres habits trompeurs.
İlk seferinde, kot pantolon, kazak, Jordan ayakkabı.
Première fois, jean bleu, sweat-shirt, Jordan.
Blood Sweat, and Tears'ı bir kere daha dinleseydim, yemin ederim- -
Si je devais écouter un autre album de free-jazz...
Hiç de inek değiliz. Bir inek bu isyankar tişörtü giyer miydi?
Est-ce qu'un ringard porterait un sweat-shirt comme celui-ci?
Wisconsin Üniversitesi penyeni giymişsin!
Tu portes ton sweat "Université du Wisconsin".
Biliyormusun, Babamın Parasını Harcadım Üniversitesi penyeni de giyebilirdin!
Tu pourrais aussi bien porter un sweat "Université où j'ai gâché l'argent de mon père".
- Kazağını gerçekten güzelce dolduruyorsun.
Tu portes très bien ce sweat.
Bak şu hoş kazak takımına bak.
Regarde ce mignon petit ensemble gilet et sweat.
Ve tum Gucci suveterime kanadin.
Mon beau sweat-shirt est plein de sang.
Ve güzel birşeylerin içine girince.
Dans un sweat.
- / / Thatmakes mesweat / /
/ / That makes me sweat / /
Destek yani eski dost gibi. Soğuk gecede giydiğin eski kazağın gibi.
C'est comme un bon copain, un vieux sweat-shirt douillet qu'on enfile un soir d'hiver
T-shirtler sweat shitler ve şapkalar.
T-shirts et sweat-shirts. Casquettes.
Bana nasıl hissettiğini söyle, kaşındaki ter
Tell me what it feels like, the sweat in your brow
Bu onun süveteri mi?
C'est à elle ce sweat-shirt?
- Gri bir süveter, sanırım.
- Un sweat gris, je crois.
- Harvard mı? Emeklemeye başladığından beri, oraya gidebilmesini istiyorum gerçekten.
Je lui ai ramené un sweat d'Harvard quand elle avait 4 ans, bien sûr trop grand pour elle
Bakalım, bir süveter, özel yapım yer paspası, müzik sistemi!
Voyons voir. Un sweat, un tapis personnalisé, la stéréo.
Ve Joe C. Annen o eşofmanı böyle esnetmeni ister miydi?
Et Joe C., que dirait ta maman en voyant que tu as étiré ton sweat-shirt?
Gidişim mümkün olduğunca sakin olacak. Şimdi süveterimi ve tişörtümü ve ceketimi ve diğer ceketimi alacağım.
Et je veux le faire aussi doucement qu'une sortie puisse l'être, donc je vais juste prendre mon pull, mon sweat-shirt et ma veste... et mon autre veste.
Şu mavi kazaklı pencerenin yanındaki çocuk.
Le mec près de la fenêtre avec le sweat bleu.
Galiba bu benim en sevdiğim süveter.
Mais c'est mon sweat-shirt préféré!
Hep böyle Keith Sweat havaları çalıyorsunuz yahu.
Je serai le premier à y dépenser le peu de fric que j "ai. Avec vous, c" est toujours le même vieux refrain :
Boogio Down productions, Rob Base, Dana Dane, Marley Marl, Olatunji, Chuck D., Ray Charles, EPMD, EU, Alberta Hunter, Run DMC, Stetsasonic, Sugar Bear, John Coltrane, Big Daddy Kane, Salt'n'Pepa, Luther Vandross, McCoy Tyner, Biz Markie, New Edition, Otis Redding, Anita Baker, Thelonious Monk, Marcus Miller, Branford Marsalis, James Brown, Wayne Shorter, Tracy Chapman, Miles Davis, Force MD's, Oliver Nelson, Fred Wesley, Maceo, Janet Jackson, Louis Armstrong, Duke Ellington, JimmyJam, Terry Lewis, George Clinton, Count Basie, Mtume, Stevie Wonder, Bobby McFerrin, Dexter Gordon, Sam Cooke, Parliament Funkadelic, Al Jarreau, Teddy Pendergrass, Joe Williams, Wynton Marsalis, Phyllis Hyman, Sade, Sarah Vaughn, Roland Kirk, Keith Sweat, Kool Moe D, Prince, Ella Fitzgerald, Diana Reeves, Aretha Franklin, Bob Marley, Bessie Smith, Whitney Houston, Dionne Warwick, Steel Pulse, Little Richard, Mahalia Jackson, Jackie Wilson, Cannonball ve Nat Adderly, Quincy Jones, Marvin Gaye, Charles Mingus, ve Mary Lou Williams.
Boogie Down Productions, Rob Base, Dana Dane, Marley Marl, Olatunji, Chuck D, Ray Charles, EPMD, EU, Alberta Hunter, Run DMC, Stetsasonic,
- Hey kahrolası önüne baksana.
Ton sweat me plaît.
Güzel Tişört.
Beau sweat.
- Blood, Sweat and Tears çok iyidir.
- C'est de Ia bonne musique.