Sweetwater tradutor Francês
78 parallel translation
Sweetwater'daki orman yanginini duymadin mi?
N'as-tu pas entendu parler du feu de forêt autour de Sweetwater?
O bana Sweetwater'da silahlarımın iyi para yapacağını söyledi.
Mes armes coûtaient moins cher qu'à Sweetwater.
Eğer Sweetwater'e gelirsen, otele gel ve benimle temas kur.
Si j'allais à un hôtel de Sweetwater, on me contacterait.
Sen, onun yerini almamı ister misin? Sweetwater'dan silahları alıp ve aracı ile temas kurayım.
Vous voulez que j'aille à Sweetwater rencontrer le contact à sa place?
- Ed McBain. Biz bir McBain tanıyoruz. Ve bu McBain'in Sweetwater'de bizim bir adamımızı öldürdüğü söylendi.
On connaît un McBain qui aurait tué un des nôtres à Sweetwater.
Bak dinle, kasabaya gideceğim, çok iyi bir ata atlayacağım ve doktoru getireceğim.
Ecoute, je vais en ville et j'irai à cheval à Sweetwater.
Sweetwater kasabasından gelenlere bir gecelik konaklama için.
C'est l'arrêt de la diligence de Sweetwater.
Sweetwater yerine sürüyü buraya koyabiliriz.
On s'arrêtera peut-être ici plutôt qu'à Sweetwater.
Sweetwater'dan gelecek doktor yola çıkmıştır.
Le médecin de Sweetwater est en route.
Sweetwater'a kadar herkes duyacak.
On l'entendra jusqu'à Sweetwater.
Kendimizi araziye vurmadan... Sweetwater'a gidebilir ve... geceyi orada eğlenerek geçirebilirdik.
On aurait pu filer à Sweetwater et s'offrir une vraie soirée avant de monter au nord.
Sirk ile Sweetwater'a gelmişti.
C'était au cirque de Sweetwater.
Onları şimdi hapse atarsın... ve Sweetwater'da şerife birilerini gönderebilirsin.
On les mettrait en prison et on enverrait quelqu'un chercher le marshal de Sweetwater.
Sanırım, bu Sweetwater'daki yargıcı ilgilendiren bir durum.
Ça regarde le juge de Sweetwater.
Seni Sweetwater'a götürmeliydim.
- J'aurais dû aller à Sweetwater.
Sweetwater.
Sweetwater.
Sweetwater ha!
Sweetwater!
Ancak onun gibi bir kaçık o lanet çöl parçasına'Tatlısu'der zaten.
Seul un fou comme lui pourrait appeler ce sale bout de désert Sweetwater.
Sweetwater!
Sweetwater!
Güzel bir kasaba olacak, Sweetwater.
Ça va être une belle ville, Sweetwater.
SWEET WATER JOHNSON KASABASI
"Sweetwater Comté de Johnson"
Ben Marge Sweetwater.
Je suis Marge Sweetwater.
- Sweetwater'ı bilir misin?
Tu connais Sweetwater?
Brian Chadwick kasaba Şerifi'nin ofisi Sweetwater'da.
Brian Chadwick est au bureau du shérif à Sweetwater.
San Angelo ve Sweetwater arasinda her yol, her çiftlik aranacak.
On va ratisser les routes et les fermes de San Angelo à Sweetwater.
Sen Sweetwater'da Çavuş King'i öldüren adamsın.
C'est vous qui avez tué le sergent King à Sweetwater?
Strozzi, Sweetwater'da kalır. Doyle ve takımı da Alamo'da.
Y a Strozzi au Sweetwater... et la bande de Doyle plus bas, à Alamo.
Sweetwater'daki ahbaplarınla kalmadığına şaşırdım.
Je suis surpris que tu restes pas au Sweetwater.
Sürüyü Sweetwater'a teslim edemediğimizden paramızı alamadık.
On ne devait être payés qu'à la livraison des bêtes à Sweetwater.
Sadece Sweetwater öldüğünü gördüğüm kızın nasıl canlı olup, nefes alabildiğini merak etmiştim.
Comment peut-elle être vivante, je l'ai vue morte à Sweetwater?
Ivy'e sorun.Sweetwater'daydı.
Demandez-le à Ivy.
Ne yapabileceklerini gördü.
Elle était à Sweetwater. Elle sait.
Nakavt! Sweetwater için bir başka zafer daha!
Encore une victoire pour Sweetwater!
Sweetwater mahkumu
l'enfant de Sweetwater, Monroe...
Eski dünya ağırsiklet boks şampiyonu George Iceman Chambers. Artık yeni bir taşınıyorsun. Hırsızlar ve katillerle birlikte yeni tamamlanan Sweetwater Hapishenesi'ne gidiyorsun.
George Iceman Chambers, ex-champion du monde poids lourds, dans quelques jours, vous rejoindrez des assassins et des voleurs, dans la nouvelle prison de Sweetwater, en plein désert.
Artık yeni bir eve taşınıyorsunuz. Hırsız ve katillerle birlikte çöldeki Sweetwater hapishanesinde yaşayacaksınız.
Dans quelques jours, vous rejoindrez des assassins et des voleurs dans la nouvelle... prison de Sweetwater, en plein désert.
Bay Chambers, burası Sweewater. Burada güvenlik 5. seviyede yaklaşık 700 mahkum kalıyor.
M. Chambers, vous êtes à Sweetwater, institution correctionnelle de haute sécurité, près de 700 prisonniers.
Burada bir dünya şampiyonu ve daha yenilgi yüzü görmemiş bir boksör ağırlıyoruz.
Quel match? On a le champion du monde poids lourds et un espoir invaincu, ici, à Sweetwater.
Şimdi de rap gurubumuz "Cat Boyz" milli marşı söyleyecek.
Et maintenant, les "Cut Boys" de Sweetwater vont chanter l'hymne national!
Burada olamayan boks fanatikleri, bugün Sweewater hapishanesinde olamadıkları için, bizi kıskanıyorlar!
Les fans de boxe du monde entier vont rêver d'être au trou. Rêver d'habiter la prison de Sweetwater, ce soir!
Arkadaşlar şimdi Sweewater'ın yenilmeden 68 zafer kazanan şampiyonunu alkışlayalım. 120 kilo ağırlığında. Kırmızı-siyah şortlu.
Mes amis, applaudissez bien fort notre chouchou, champion en titre de Sweetwater, invaincu, 68 victoires en prison, zéro défaite, 90 kg, short bordeaux et noir.
Sweetwater'ın gururu pek iyi gözükmüyor.
Ca va mal pour le chouchou de Sweetwater.
Sweetwater'da gerçekleştiği için çok memnunum.
Je suis heureux que ça se passe à Sweetwater!
Tam olarak bilmiyorum ama, Sweetwater denilen bir yerde olduğunu duymuştum.
La dernière fois que j'ai entendu parler de lui, il était à Sweetwater.
- Sweetwater?
- Sweetwater?
Sweetwater'lı.
De Sweetwater.
Sadece Sweetwater Land şirketi almak istedi.
Les seuls qui m'ont fait une offre sont la Sweetwater Land Corp.
Sweetwater Land beni incitmek istemez.
Sweetwater Land ne me veut aucun mal.
Sweetwater'daki yargıç.
Le juge.
Sweetwater'a geliyor.
Il arrive à Sweetwater.
Sweetwater'da haneye tecavüz.
Un cambriolage chez Sweetwater.