Sörenson tradutor Francês
101 parallel translation
- Bana Lisa Sorenson'ı anımsattın. - Kim?
- Vous me rappelez Lisa Sorenson.
Evet Sorenson ikinci işareti koymuş.
Ah, Sorenson vient de placer le deuxième marqueur.
Bu Sorenso'nun kazığı.
C'est le quadrant de Sorenson.
Bu Sorenson.
Voilà Sorenson.
Tully Sorenson.
Tully Sorenson.
Adım Tully Sorenson.
Je suis Tully Sorenson.
Bay Sorenson ve Bay Diggs.
M. Sorenson et M. Diggs.
Sorenson nerede?
Où est Sorenson?
İçmeye başlamıştık, ve çenemiz açılmıştı ve fark etmeden önce Sorenson denilen adam olaya müdahil oldu.
On s'est mis à boire et à l'ouvrir et d'un coup, y a eu ce Sorenson sur le coup.
Sorenson ve Diggs tarafından öldürüldü.
C'est Sorenson et Diggs qui l'ont tué.
Diggs ve Sorenson hükümet tarafından gözleniyor olmalıydı çünkü indiğimizde etrafımızı polisler sarmıştı.
Diggs et Sorenson devaient être surveillés parce qu'on a été accueillis par plein de poulets à l'atterrissage.
Sorenson ateş etmeye başladı.
Sorenson s'est mis à tirer.
Ben ve Jamie Sorenson'u bir başkasını öldürmeden önce haklayabileceğimizi fark ettik.
Avec Jamie, on pensait pouvoir contrôler Sorenson avant qu'il n'en tue d'autres.
Ben bir Meksika hapishanesinde 3 ay kaldım FBI bana Diggs ve Sorenson aleyhinde şahitlik etmemi önerene kadar.
J'ai passé trois mois en prison à Mexicali avant que le F.B.I. ne m'offre l'immunité en échange de mon témoignage contre Diggs et Sorenson.
Sonunda Sorenson'u kafesinden çıkardılar.
Sorenson a fini par sortir du trou.
Onu yakaladım!
Sorenson, je l'ai!
- Yapamam. Ama Senatör Sorenson onurlu bir adamdır.
Mais le sénateur Sorenson est un homme honorable.
"Gümüş Kaşıklar" daki çocuğun gerçekten iyi olduğunu duydum.
Le petit Sorenson a l'air bien.
Sorenson'un Reston'ın elinde ne olduğunu öğrenmesini sağlayabiliriz ama senin Orville Dryfoos'u araman gerekiyor.
Sorensen fera pression sur Reston. Mais tu devras appeler l'éditeur.
Donanma kameramanı Sam Sorenson.
Sam Sorenson, cameraman de la marine.
- Robert Sorenson.
- Robert Sorenson.
Eve giderken normalde gitmediği bir yolu tercih ettiğini söylemiş. Sorenson bunun yalnızca güzel bir yürüyüşten daha öte olduğunu ima edecektir.
Elle a pris un chemin inhabituel pour rentrer et Sorenson va insinuer que ça n'était pas une simple balade.
Sorenson, aynı anda üç dilekçe mi?
- Vous déposez trois motions?
Sorenson kazanırsa, bunu herkes bilecek ve ve gelecek sefer bir milyoner metresini öldürünce...
Si Sorenson gagne, ça se saura. Et la prochaine fois qu'un millionnaire tue sa maîtresse...
- Günaydın Avukat Sorenson.
Maître Sorenson.
- Sorenson.
- Sorenson.
- Ah, Grant Sorenson.
Grant Sorenson.
Bunu bana getirmekle iyi bir iş yaptınız Bay Sorenson.
Vous avez eu raison de venir me voir, M. Sorenson.
Sorun değil - Ah, Grant Sorenson.
- Grant Sorenson.
Sanırım Isabel bu Sorenson denen adamla ciddiye gidiyor.
La relation entre Isabel et ce Sorenson est sérieuse.
Sanırım Sorenson'la başlamalıyız.
On devrait commencer avec Sorenson.
- Valenti'yi getirmeye gidiyorum. Sorenson'u kontrol edeceğiz..
- Valenti et moi irons voir Sorenson.
Grant Sorenson.
- Grant Sorenson.
Sorenson. Doğru.
Sorenson, oui.
- Bakın Bay Sorenson...
- Ecoutez...
Deputy Hanson, zamanı değil...
Le moment est mal choisi. M. Sorenson, que puis-je faire pour vous?
Mr. Sorenson, Sizin için ne yapabilirim?
J'ai trouvé ça dans la forêt ce matin.
Sorenson
Sorenson.
Sorenson'a saldırdığına dair bir telefon aldım.
Vous avez à nouveau attaqué Sorenson?
Grant Sorenson'u gözetim altına almanı istiyorum.
- Faites-le surveiller.
Sorenson kazılarından birinde buldu ve bana getirdi.
Sorenson l'a trouvé en faisant des fouilles.
Tamam... Sorenson'a aramızdaki farklılıkları düzeltmeye gittim tamam mı?
Je suis allé voir Sorenson pour régler nos différends.
Grant Sorenson silahı getirmiş olabilir, ama sana söylüyorum...
Sorenson vous a remis l'arme.
Grant Sorenson
Grant Sorenson.
Ne iş yapıyorsunuz, Mr. Sorenson?
Que faites-vous dans la vie?
Bu Grant Sorenson'un çalışma güzergahında. Ve bütün bunların çalındığının rapor edildiği zamanlarda bu yerlerde bulunmuş.
Selon l'itinéraire de Sorenson, il était à chacun de ces endroits au moment où les vols ont été déclarés.
Size birkaç soru sorabilir miyim, Bay Sorenson?
J'ai quelques questions, M. Sorenson. Allez-y.
Sorenson Tucson un yarı yolunda.
Sorenson est presque à Tucson.
Sorenson! Bunu yapmak istemezsin...
- Pas une bonne idée.
- Sorenson?
- Sorenson? - J'en suis sûre.
Grant Sorenson'u Melissa Foster'la görmüş.
Elle a vu Sorenson avec Melissa Foster.