Süit tradutor Francês
280 parallel translation
Çünkü güzel bir otele gidip, süit oda isteyebilir, ve kimse bir şey demez.
Y peut prendre une suite dans un hôtel - une suite! - et ça passe!
58 numaralı süit efendim.
C'est le numéro 58, monsieur.
Kendim ve Bay Cardetti için bir süit lütfen.
Une suite, pour M. Cardetti et moi-même.
Ufak bir süit oda istiyorum. Mutlaka sessiz olmalı.
Un petit appartement s'il vous plaît.
— Evet. Daha büyük bir süit ayırt.
Prenez une cabine double.
- Birinci sınıflara süit vermiyorlar.
Pour votre 1 re année, vous ne pouvez avoir une suite!
Okyanusa bakan küçük süit odanız müsait mi?
Vous auriez une petite suite avec vue sur la mer?
Buyurun Bay Gordon, 56 numaralı süit.
Voilà, M. Gordon, suite 56.
Bitişik iki süit için telgraf çekmiştim.
J'ai réservé deux suites voisines à l'avance.
- Ben anımsıyorum! İki süit istiyorum.
Je veux deux suites.
İki bitişik süit, öyle mi?
Deux suites voisines?
Bay Webster otelde bir süit ayırtmış.
M. Webster a loué une suite dans un hôtel.
Ben de size bir süit ayırtırım.
Je veux dire, je vais vous payer la suite.
Az kalsın unutuyordum, size Royal Plaza'da süit ayırttım.
Oh, j'allais oublier. Tenez, votre suite au Royal Plaza.
- Bir süit oda istiyorum.
- J'aimerais une suite à l'extérieur.
Sizin için bir süit oda ayarladık...
Nous vous avons réservé une suite...
Sebastian'ın benim için yazmaya başladığı, içinde iki yeni süit olan yeni bir klavye kitabım vardı.
J'avais un nouveau petit livre de clavier que Sebastian avait commencé pour moi avec deux nouvelles suites.
Sonraki yıl Aziz Michael festivali için bir klavye alıştırmasının ilk bölümü olan yeni bir süit besteleyip dikte etti.
Et pour la foire de la Saint-Michel de l'année suivante, il fit graver dans le cuivre une telle suite, comme la 1ère partita d'une méthode de clavier.
Chicago'ya giden Super Chiefte bir süit. New York için 20th Century'de bir süit.
Une suite sur Super Chief pour Chicago, une sur le 20th Century pour New York.
Chicago ve New York'a süit.
Des suites pour Chicago et New York.
Kendimize bir süit tutup sonra da çılgınlar gibi kumar oynayacağız.
On va prendre une suite et on va jouer gros.
Sahilin bitişindeki süit sizinki,... tıpkı istediğiniz gibi Bay Jane.
Vous avez la suite au bord de l'eau, tout comme vous avez demandé, M. Jane.
Süit'imden Paris'in en muhteşem manzarasını görebilirsin.
Je t'assure, ma suite a une des plus belles vues de Paris.
Nasıl bunu dersin? - Süit 211, lütfen.
Suite 211, s'il vous plaît.
Süit, 15 temmuzla 15 ağustos arasında hazır olacak.
La suite. Elle sera prête. Du 15 juillet au 15 août.
Süit mi? Hiç süitimiz yok... ama çok güzel çift kişiliklerimiz...
Non, on n'a pas de suites, mais on a de très belles doubles...
Bu oda yeterince büyük mü yoksa bir süit mi tercih edersin?
Est-ce assez grand ou tu préfères une suite?
O zaman senin için bir süit ayırıyorum.
J'ai retenu ta suite.
- 1035 numaralı süit.
- Vous avez la suite 1035.
Süit 1024, ama önce arayayım.
Suite 1 024, mais je l'appelle pour voir...
Bir süit olsun, en iyisini istiyorum.
Une suite, la meilleure de l'hôtel.
Carlyle'da bir süit almaya ne dersin?
On se prend une suite au Carlyle?
Oteldeki odanız, büyük süit bir oda. Kontrol ettik, her şey düzgün.
Vous avez une suite grande et belle, on a vérifié.
Size iki kraliçeli bir süit ayırdık.
Deux grands lits jumeaux?
Süit 610 doğu tarafında.
Voilà. Suite 610, aile Est.
Mars'a seyahat, Hilton'daki süit - Bunların hepsi REKALL-Ego-Turunun unsunları.
Tout ce qui a suivi, les poursuites, le voyage sur Mars, le Hilton, sont des éléments de votre ego trip.
- Bungalow mu yoksa süit mi?
- Un bungalow ou une suite?
- İki süit için rezervasyon yaptırmıştım.
- j'ai deux suites réservées. - A quel nom?
- Ben de süper bir Hologram var ve Quark'tan bir süit ayırttım.
- J'ai un holoprogramme merveilleux. J'ai réservé une suite pour nous deux chez Quark.
Quark'a birlikte Sanal Süit'e gireceğiz mi dedin?
Vous avez dit à Quark que nous voulions une holosuite?
Faust mu demek istiyorsun? Faust Süit.
La suite Faust?
Salome Süit'i demek istiyorsun.
Vous voulez dire la suite Salomé.
Bu yanlış süit. Salome Süiti'nde olmam gerekiyordu.
C'est la mauvaise suite.
Evet, duyuyorum. Güzel süit.
Belle suite.
Süit'imizdeki diğer oda boştu. Ta ki bir gün...
La dernière chambre de la suite, un lit simple, était restée inoccupée jusqu'au jour où...
Dana Eti yavaşça koyulur ve ardından tek yatak odalı süit'de ayrılır beyaz şarapla birlikte.
Le veau est légèrement giflé, puis séquestré dans une suite personnelle, avec une intraveineuse de vin blanc.
Bir adam başarılı oldu diye kendi kasabasını unutmaz. - Sizin için ne yapabilirim Bay Wayne? Evet, bir süit istiyorum.
Devine ce que j'ai acheté pour toi, comme cadeau de Pâques.
Ve Sherry'de bir süit tutacağız.
C'est là que vont toutes les stars.
Bir süit tutmuşlar.
Dans une suite! ...
Faust! Evet. Faust Süit.
Ca devait être ma suite ça.
Yanlış süit.
Je veux la suite Salomé.