Tabiki tradutor Francês
3,189 parallel translation
Tabiki!
Bien-sur!
Tabiki!
Bien sûr!
Belki biraz pazarlık yapabiliriz atları şimdi alırız sana daha sonra ödeme yaparız faiziyle tabiki.
On peut s'arranger. On prend les chevaux et on vous paie plus tard, avec les intérêts.
Tabiki bende görüntüleri gördüm ve onları rahatsız edici buldum.
J'ai vu les images et elles sont troublantes.
Tabiki var.
Bien sûr que je les ai.
Selam Paul. Evet. Hayır, tabiki başvurumu sana gönderdiğimi hatırlıyorum.
{ \ pos ( 192,220 ) } Bien sûr, je vous ai envoyé un CV.
Tabiki tüm gece sürecek dans partisi yapacağız. - Dans partisi.
Bien sûr que ça va durer, c'est une soirée dansante.
Hayır, tabiki çıkmalısın.
Non, tu peux avoir des rencards.
- Tabiki çekiyorlar.
Ils sont en deuil. Je sais.
Tabiki almıştır, tamam mı?
Évidemment qu'elle l'a pris. Ok?
- Suçlu değil. Tabiki.
Non coupable, bien sûr.
- Fazla hapse düşmek istiyorsa fazla zamanı yok tabiki.
- Dures, mais pas autant que s'il décide d'aller au procès.
Sorell tekrar geldi tabiki.
Sorell a reconstruit, bien sûr.
Tabiki geleceğim.
Évidemment que je suis là.
Tabiki geleceğim.
Bien sûr que je suis là.
Tabiki kaldıramıyorlardı.
Bien sûr.
- Tabiki.
- Bordel, oui.
Tabiki Bay Reynolds Size yolu tarif etmekten memnuniyet duyarız!
Bien sûr, ce serait un plaisir de vous indiquer la route.
Bir çocuğun gülmesi çok güzel bir şey gaz çıkarmadıklarında tabiki.
Le rire d'un enfant est une chose magnifique quand ils ne sont pas choqués.
Şey, tabiki.
Bien sûr.
Ben ve karım yoğun akademisyenleriz ve tabiki...
Ma femme et moi sommes des universitaires occupés, on a
Geliyor, tabiki.
Il arrive... Apparemment.
Tabiki de sen gerçeksin.
Mais si vous existez.
Tabiki. Eğer başka bir aşırı doz alırsa senin makalen için iyi olurdu.
Ce serait bien pour ton article qu'elle fasse une autre overdose.
Tabiki yok.
D'accord.
Hayır, öyle. Tabiki öyle.
Si, t'as raison.
Yatak odası sırası sizde miydi? Lucy'nin uyku saatlerini filan düşününce, herkese daha uygun olur diye... isterseniz değişebiliriz tabiki.
Je pensais que c'était mieux avec les siestes de Lucy et tout, mais on peut échanger si vous voulez.
Kafayı çıkar, tabiki, 'Çünkü onu çoktan patlattım. - Doğru.
Sans la tête, bien sûr, vu que je l'aurais explosée.
Ölümcüldü, tabiki. - Teşekkürler.
Elle est morte direct.
Tabiki İçeri girin.
Mais bien sûr, entrez!
- Teoride tabiki bitirebilirim.
- En théorie, oui...
Tabiki değil.
Bien sur que non.
Tabiki, veriyorsun.
- Biensûr que oui.
Yaşadığın yeri tabiki biliyorum.
Je l'a connait.
Bu sınıfın amacı rahipleri ve tabiki sıradan insanları şeytanın yaşamlarındaki varlığı hakkında bilgilendirmektir.
L'objet de ce cours. PERE ROBERT GALLO EXORCISTE / PROFESSEUR est d'éduquer les prêtres, et les laïcs bien sûr, sur la présence du Malin dans leur vie, de nos jours.
- Tabiki. - Merak ediyorum.
Je suis curieux.
- Tabiki.
D'accord.
- Evet, tabiki.
Bien sûr.
Tabiki geri çevirecekler.
C'était à prévoir.
- Yani, tabiki öyle.
Évidemment.
Böyle bir şey daha önceden oldu mu? Hayır tabiki!
- Ça lui est déjà arrivé?
Tabiki yaşayabilirsin.
- Bien sûr que oui.
Tabiki. Ne istiyorsun?
Levez votre main.
Tabiki. Buraya seni doyurmaya geldim.
Je viens te border.
Tabiki.
Bien sûr.
Tabiki Brian.
Entre, Brian.
Tabiki etmedim!
Bien sûr que non!
Tabiki gidebiliriz.
- Évidemment.
- Tabiki.
- De rien.
Tabiki doğru.
Tout est vrai.
- Tabiki.
Volontiers.