English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ T ] / Tahran

Tahran tradutor Francês

310 parallel translation
Tahran'a dönüyorum.
Je retourne à Téhéran.
- Tahran Konferansının gizli dakikaları.
Les minutes de la conférence de Téhéran.
Tahran Konferansı ile ilgili bilgiler hakkında ne düşünüyorsun?
Que pensez-vous des informations sur la conférence de Téhéran?
Tahran'ı hatırla. Cindy doğarken hastaneye kadar 12 mil Coca Cola kamyonuyla gitmiştik.
Tu te souviens du Téhéran quand Cindy est née... et qu'on a conduit 18km dans un camion de Coca-Cola?
- Annemin kardeşi, amcamın Tahran'daki elçilikte etkili olan bir arkadaşı vardı.
Mon oncle avait un ami très influent à l'ambassade de Téhéran.
Tebriz'den... Tahran'dan... Kaşhan'dan, Sarak'tan...
- Tabriz Téhéran Kazvin, Sarouk.
Tahran'da Yüzbaşı.
Téhéran, capitaine.
Jody benden Tahran'da 100 riyal borç aldı.
Jody m " a emprunté 100 rials à Téhéran.
İRAN'DA BİR ÇÖL TAHRAN'IN 330 KM. GÜNEYDOĞUSU 25 NİSAN 1980 SAAT : 04 : 00
DÉSERT IRANIEN, 300 KM AU SUD-EST DE TÉHÉRAN 25 AVRIL 1980 - 4HOO
Bir saat önce ordumuzun özel antiterör birimince, Tahran'da rehin tutulan Amerikalı rehinelere yönelik yapılan operasyon bir faciayla sonuçlandı.
Il y a une heure, la tentative de sauvetage des otages américains à Téhéran s'est soldée par une débâcle pour les forces spéciales antiterroristes.
Tahran'a doğru yola çıkmışlar.
Ils sont en route pour Teheran.
Tahran'da
Pourquoi tu veux les mettre au musée?
Güzel... Ben de Tahran'lıyım askerliğimi İsfahan'da yapmıştım.
C'est drôle, je suis de Téhéran et j'ai fait mon service à Ispahan.
Tahran'daki futbol maçına gidebilmek için içinde film olmayan kamerasıyla para karşılığı insanların fotoğraflarını çeken çocuğa benziyorum. Ama uyuyakalıp maçı kaçırmıştı.
Je suis comme le petit garçon du film qui prend des photos des gens alors que son appareil n'est pas chargé pour pouvoir aller à Téhéran voir un match de foot, mais qui s'endort et rate le match.
O, Tahran'ın dışına bile nadir çıkmıştır.
Elle a rarement quitté Téhéran.
Tahran Üniversitesinden.
De l'université de Téhéran.
Tahran'da artık Amerikan elçiliği yok.
Il n'y a plus d'ambassade américaine à Téhéran.
Tahran'dan, Zagros dağlarını aşıp, Kürdistan üzerinden Türkiye.
De Téhéran, à travers les montagnes de Zagros puis le Kurdistan, vers la Turquie.
Tahran'da biraz daha kalırsan seni bulacaklardır.
Ils vous trouveront si vous restez à Téhéran.
Tahran'ın dışındaki ilk kontrol noktasında dikkatli olmalısın.
Attention au poste de contrôle à la sortie de Téhéran.
Tahran'a gitmiştir. Maalesef hayır.
Ils sont peut-être allés à Téhéran voir le match de foot.
Televizyonları yoksa, maçı televizyonda seyretmek için Tahran'a gitmişlerdir belki.
Mais non... les pauvres! Ils n'ont pas de télé, alors ils sont allés le voir à Téhéran.
- Tahran'dan mı geldiniz? - Evet.
Vous êtes de Téhéran?
Sınıfımı geçince babam beni Tahran'a götürdü.
J'ai réussi mes examens... et papa m'a emmené à Téhéran.
Tahran'ın yaklaşık 400 kilometre hayır, 350 kilometre kuzeyinde geçen yıl depremin her şeyi yerle bir ettiği Koker'deyiz.
Nous sommes à Koker à environ 400 km... non, 350 km au nord de Téhéran où un tremblement de terre a tout détruit l'an dernier.
Tahran'da onca sorunları var.
Avec les problèmes qu'ils ont à Téhéran.
- Tahran'da yaşıyorlar.
- Ils vivent à Téhéran.
Bu yüzden, Tahran'da 12 milyon insan yaşıyor!
C'est pourquoi, à Téhéran, vivent 12 millions de personnes!
Tahran'da.
À Téhéran.
- Ne kadardır Tahran'dasın?
Ça fait combien de temps que t'es à Téhéran?
Tahran'da ayaklananlar elçiliği ele geçirdi. Bir gecede ülke değişti.
Mais à Téhéran, les intégristes envahirent l'ambassade.
Sosyal Yardım Bürosu Müdürlüğüne. Bu mektupla size bildirmek isteriz ki... Tahran'ın Valiasr semti, Saveh Yolu, Sajadi Caddesi 10 Numarada, yaşayan-ya da daha doğrusu yaşam savaşı veren
Monsieur le directeur du bureau d'aide sociale, nous vous informons qu'à la cité de Valiasr, Téhéran, route de Saveh, avenue Sajadi, n10, vit ou plutôt survit une famille composée d'un homme,
Tahran'a iki bilet lazım.
Deux places pour Téhéran, s'il te plaît.
TAHRAN 14 : 30 Kaçırılan kızımı bu korkunç şehirde nasıl bulacağım Phillip
Comment retrouver ma fille dans ce pays hostile?
Nerede olduğunu söyle yoksa Tahran'daki otele dönersin.
Vous me dites où il est, ou vous rentrez à l'hôtel, à Dharan.
Tahran'dan küçük bir hediye.
C'est un petit cadeau de Téhéran.
- Tahran'a mı gittin?
- Tu es allé à Téhéran?
Tahran'a gidip okuyamacak.
Il ne pourra pas aller étudier à Téhéran.
Tahran'daki gibi, her zaman meşguldu.
A Téhéran, c'était pareil, toujours occupé.
Tahran'da çilekler daha iyidir.
A Téhéran, on trouve de meilleures fraises qu'ici.
Tahran'a şöyle ya da böyle ne zaman döneceğimizi bilmemiz gerek.
Il faut savoir, à un ou deux jours près, finalement quand on retourne à Téhéran.
Eğer biz Tahran'a gitmek istesek, 700 km uzakta.
Si nous voulons aller à Téhéran, c'est 700 km.
Tahran'a, 700 kilometreyi, bir günde gitmek zorundayız!
On doit aller à Téhéran, 700 km, en une journée!
Eğer dediğin olursa raporumuzu alır Tahran'a döneriz.
Si ça se fait, on fait notre reportage et on rentre à Téhéran.
Tahran'a gitti Doktorumuz hakkında kavga ettik.
De retour de Téhéran, on a eu une dispute à propos du médecin.
Tahran olayını bizim için başarıyla halletti...
Il a réglé la crise iranienne avec maestria.
Tahran'dan beri yok.
Pas depuis Téhéran.
Eğer sana Tahran'da ne yaptığını soracak olurlarsa, Şöyle dersin...
Si on te demande ce que tu fais ici, à Téhéran, tu peux dire...
Tahran'da mı?
Téhéran.
- Hüseyin Tahran'da mı? - Hayır.
Hossein est à Téhéran?
TAHRAN
Téhéran : 14h30.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]