Tape tradutor Francês
6,051 parallel translation
Çakın.
Tape-là.
Evet. Sıkıcı, ihtiyar oyuncularla bir ilgisi yok, değil mi?
On s'en tape des vieux acteurs chiants, hein?
Bu saçmalığı bir oğlumdan öyle çok duyuyorum ki.
Je me tape ces conneries de la part d'un de mes fils.
- Hayır. - O zaman umurumda değil.
- Alors je m'en tape.
Bilmediğimden değil, takmıyorum.
Ce n'est pas que je ne sache pas autant que je m'en tape.
Umurumda değil.
- Je m'en tape.
Sen ve yanındakiler Florida'ya dönün ya da nereye isterseniz umurumda değil.
Toi et ta bande en Floride ou ailleurs, je m'en tape, mais vous ne pouvez pas rester ici.
- Kimse o palavra şeyi takmaz.
Mec, on s'en tape de cette connerie.
Programın bana yaptıklarından sonra benim mahveden adam, annemi beceren adamla aynı.
Après ce que ce programme m'a fait... en gros le mec qui m'a foutu en l'air se tape ma mère.
Elbette. Senin seks kasetini izlemeyi çok istiyorum.
Bien sûr, je veux vraiment voir ta sex tape.
Elini zorlukla itebilirdi.
Il n'allait pas lui donner une tape sur la main.
Onun tatlı kıza çakıyor olması seni rahat bırakacağı anlamına gelmiyor.
C'est pas parce qu'il se tape Sugar Snatch là bas qu'il va te laisser tranquille.
İlişkimiz öğrenilirse herkes sana aferin oğlum deyip çak yaparken ben lanet bir ajan için bütün itibarımı kaybedeceğim.
Les gens le découvrent, tu aura des "bien joué" et tape en cinq, pendant que je perdrais toute crédibilité pour baiser un agent.
Kürek çakışması!
Tape de pelles!
Onu zor duruma sokabilirdi. Fakat kendini ispatlamak istiyordun. Onu kullanarak.
Il aurait dû avoir une tape sur les doigts, mais vous vouliez vous faire un nom... [soupir] en faire un exemple... parce que vous êtes carriériste.
Seks kaseti çeken California üzümü gibiydiler.
C'était deux grains de raisins californiens faisant une sex-tape.
Çaktığın kızların adını unutuyor musun?
On oublie les noms des oiseaux qu'on se tape?
Tamam ama benim umrumda olduğunu söylenemez.
D'accord. Mais je m'en tape.
Hadi canım... Çak bakalım.
Tape-m'en cinq.
Sabahın 6'sında ne istiyor olabilirsiniz ki?
[TAPE À LA PORTE] De quoi pouvez-vous avoir besoin à 6 : 00 du matin?
Eğer çatısı olmayan bir oda gibi hissediyorsan ellerini çırp.
♪ Tape des mains si tu te sens comme une pièce sans toit ♪
Çünkü mutluyum! Ellerini çırp
♪ Parce que je suis heureux ♪ ♪ Tape des mains si tu penses ♪
Mutluluğun senin için ne olduğunu biliyorsan ellerini çırp.
♪ Tape des mains si tu sais ce que le bonheur représente à tes yeux ♪
Ellerini çırp Hissediyorsan eğer.
♪ Tape des mains si tu ressens ♪
Eğer çatısı olmayan bir oda gibi
♪ Tape des mains si tu te sens ♪
Eğer mutluluğun gerçek olduğunu hissediyorsan
♪ Tape des mains si tu penses ♪
Mutluluğun senin için ne olduğunu biliyorsan ellerini çırp
♪ Tape des mains si tu sais ce que le bonheur représente pour toi ♪
Bu yapmak istediğin şeymiş gibi hissediyorsan ellerini çırp
♪ Tape des mains si tu sens que c'est que tu as envie de faire ♪
Eğer çatısı olmayan bir oda gibi hissediyorsan
♪ Tape des mains si tu te sens comme ♪
Eğer mutluluğun gerçek olduğunu hissediyorsan
♪ Tape des mains si tu sais ♪
Yapma. Bes tane ver, ayagimiz alissin.
Allez, tape-m'en cinq, et on passe à autre chose.
Bütün bunların arkasında durup kendini harap etmemelisin.
Tu ne peux pas te frapper toi-même sans te donner une tape dans le dos aussi.
Yeni en yakın arkadaşım Robin ve kimse ona çakmayacak.
Robin est ma nouvelle meilleur amie... personne ne se la tape.
Demek Stu fahişelere merak sardı.
Donc Stu se tape des prostituées ces temps-ci?
Eğer bu dizi başarısız olursa her reklam panosunda benim resmim olacak biliyorsun.
Tu sais si ce truc capote, je me tape l'affiche.
Sikeyim anlatımı, değil mi?
On s'en tape des explications!
Şöyle ya da böyle taşı gediğine koyarız.
On tape dans le mille dix fois sur dix.
Müdür yardımcısı kız arkadaşımla yatıyor.
Du vice-président du RH qui se tape ma petite amie.
İtiraz ediyorum. İlintisizlik.
Ce n'est pas de ma faute si la sex tape a fuité.
Aslında onları iki haftada bir görmem lazım ama...
Et à propos de ce qu'il s'est passé la nuit où la sex tape a été faite. - Jamie, je...
Daha çok indirim istemiş olabilir ispiyonlamakla tehdit etmiş ya da kız arkadaşı ile yatmış bile olabilir.
Quelqu'un voulait une plus grosse part, a menacé de tout balancer, s'est tapé la mauvaise fille.
Bu yüzden bir sürü losyon sürmek zorunda kalıyorum. Ve biliyorum bu çok saçma geliyor ama parmağım klavyede kaymış olmalı ve sonra da... Yanlış hisseye tıklamış olmalıyım.
Et je sais, cela a l'air ridicule mais mes doigts doivent avoir glissé sur le clavier et j'ai mal tapé la ligne.
Yunan bir kadına çaktın mı hiç? 40 yaşından sonra amlarında diş çıkıyor.
Vous vous êtes déjà tapé une Grecque?
Hadi, vur diyorum.
Allez, tape-moi!
Gözlerinin takılı kaldığı o şanslı herifin bana ismini söyle.
Donne - moi le nom du chanceux garçon qui t'a tapé dans l'oeil.
Yeni olduğum için Eddie Pascucci beni dövdü.
Eddie Pascucci m'a tapé parce que je suis nouveau...
Görünüşe göre bazı kabloları halletmişiz ve bütün TV kanalları yalan olmuş durumda.
Apparemment, on a tapé dans quelques fils, et débranché toutes les stations télé locales.
Benimle birlikteyken kardeşimle yattın, değil mi?
Tu t'es tapé mon frère alors que tu étais avec moi, n'est-ce pas?
Bahse varım kardeşimle bundan daha sert işi pişirmişsindir.
Je parie que tu t'es tapé mon frère plus fort que ça.
Bebeğim, buraya gelen herkese, üç kişinin tamamına yeşillendin zaten.
Tu t'es tapé tous ceux qui sont venus ici, tous les trois
Ne yapıyorsun?
La plupart des avocats à la cour diraient que la diffusion publique de la sex-tape influencerait négativement un jury potentiel.