Tesisatçı tradutor Francês
1,009 parallel translation
Lambert tesisatçı getirecek.
Lambert est parti chercher un plombier.
- Bu civarın en iyi tesisatçısı.
- Le meilleur plombier.
- Tek tesisatçısı.
- Le seul plombier.
Saat çok geç olmaya başladı Bay Bryne ve tesisatçı, hâlâ aşağıdaki küveti tamir etmek için gelmedi.
Il se fait tard, Mr Byrne. Le plombier n'est pas venu pour ma baignoire.
Tüm gereken şey iyi bir tesisatçı.
- That's not all, Dad. Here's some more.
- Sen ve romantik tesisatçı. - Evet.
Amy, je l'aime tellement et pourtant je ne peux pas le convaincre que c'est vrai.
Marangozlar, 2.81. Tesisatçılar, 2.97.
Un plombier, 2,97.
- Tesisatçı, postacı.
- Plombier, postier? - Non.
Bir tesisatçı getirip duş tertibatı da koyduracağım.
J'appellerai un plombier pour mettre une douche et l'eau chaude.
- Su tesisatçısı geldi.
- Le plombier est là.
- Tesisatçı beklerken ona bir çekiç bul.
- Donnez-lui un marteau. qu'il s'amuse.
Cerrah olmak, marangoz olup duvarları onarmaktan ya da tesisatçı olup boruları temizlemekten fazlasıdır.
C'est de la chirurgie ce n'est pas comme couper une pomme en deux ou prendre un morceau de tarte aux pommes.
Bir tesisatçıyla evlendi.
Elle a épousé un plombier.
Tesisatçı bir yerlerde tesisat yapıyordu, çocuklar da okuldaydı.
Le plombier plombait quelque part, et tous les gamins étaient à l'école.
O gece tesisatçıya telefon ettirip ondan ve çocuklardan uzakta... tatil yaptığını söylemesini sağladım.
Ce soir-là, je lui ai fait appeler le plombier pour lui dire... qu'elle prenait un petit congé loin de lui et des gamins.
Sonra da eğer beni ihbar ederse... o mektubun bir kopyasını tesisatçıya postalayacağımı söyledim.
Alors, je lui ai dit que si elle me dénonçait... j'enverrais une photocopie de cette lettre au plombier.
Şato tesisatçılarının istilasına uğramış durumda. Hendekte sızıntı var.
Le château est envahi par les plombiers, les douves fuient.
Diyelim ki yarışı kazandım. Yine de bir tesisatçıdan daha az param olacak.
Si je gagne, j'aurai moins d'argent qu'un plombier.
Belki bir iple veya bir sakızla. Ya da en iyisi bir tesisatçı çağırırız.
Peut-être avec du fil et du chewing-gum... ou même mieux, nous appellerons un plombier.
Sen git.Tesisatçı gelmişti de.
- Il y avait le plombier et donc... - Ça va!
O bizim. Oradayken, sıhhi tesisatçıyı da ara.
Tant que tu y es, appelle le plombier.
Yarın tesisatçı gelecek.
Et le plombier viendra demain.
Su tesisatçısı?
- Goûteur d'eau? - Elle est idiote.
- Kim o? - Tesisatçı.
Qui est là?
- Tesisatçıyım.
- Moi? - Je sui plombier.
- Ben tesisatçıyım.
- Moi... - Je suis plombier.
- Tesisatçıymış.
- Vous êtes zingueur.
- Tesisatçı.
- Chauffagiste.
- Tesisatçı.
- Chauffagiste, zingueur.
- Tesisatçıyım dedin.
- Avant on disait "gras-doublier".
- Tesisatçı!
- Déboucheur de chiottes.
Bir tesisatçı çağırın!
Appelez un plombier!
Tesisatçının numarasını da ezbere biliyor.
Elle connait aussi celui du plombier par coeur!
Tesisatçılık öğrendim.
J'ai appris la plomberie.
Senin yeteneklerine sahip biri tesisatçı olamaz.
Un mec avec tes talents peut pas être plombier.
Şu andan itibaren tesisatçılığa yoğunlaşacağım.
Je vais m'en tenir à la plomberie.
Kardeşim Sol, tesisatçı, benden iki kat fazla para kazanıyor ve üç hafta da izni var.
Mon frère Sol, il est plombier. Il gagne deux fois plus et il a les congés payés.
- Tesisatçılık.
- Plomberie.
Fakat su tesisatçısı henüz gelmedi mi?
Le plombier n'est pas venu?
Hey, su tesisatçısı gelmediyse bir şey yapamayız.
Alors je ne peux rien faire.
Su tesisatçısıyla konuş.
C'est le plombier.
Su tesisatçısından sonra beni tekrar çağır, tamam mı?
Ecoutez. Appelez-moi quand le plombier aura fait son boulot.
Michelangelo Tesisatçılık. Oh, sizi gördüğüme sevindim!
Plomberie Michel-Ange.
Su tesisatçıları hala burada mı?
Les plombiers sont encore là?
Oh, su tesisatçıları.
Hein? Ah, les plombiers.
su tesisatçıları... onlar... onlar...
C'est les cigarettes. Les plombiers, ils sont...
Tesisatçı istediniz değil mi?
Tu voulais un plombier, non?
Pek sıhhi tesisatçı sayılmaz.
Il n'est pas plombier.
Ona tesisatçı demen haksızlık değil mi?
- C'est le patron.
Ben tesisatçıyım.
Oh, Miss Williams?
- Tesisatçı!
- Un plombier!