English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ T ] / The observer

The observer tradutor Francês

41 parallel translation
MİLYONLAR ASKERE YAZILIYOR.
The Observer-Star DES MILLIONS D'HOMMES MOBILISÉS
Evet, "The Observer" gazetesinde olduğunuzu söylediniz ama işi söylemediniz.
Vous travailliez pour L'Observer, mais précisément?
Herif bana "The Observer" i uzatırsa, "The Post" hesabına yumrukluyordum "The Post" u uzatırsa, "The Observer" hesabına yumrukluyordum.
Si on tendait L'Observer, je cognais pour Le Post, et vice versa. C'était très simple.
Broadway'le kesişen bir sokaktaydı. "The Observer" uzatan adamı dövmüştüm.
Un jour, sur la 3ème et Broadway, je cogne parce qu'on me tend L'Observer.
"The Observer" oğlunuzu onun öldürdüğünü şimdiden ima ediyor.
L'Observer insinue déjà qu'il l'aurait tué.
Ama yanınızda ben ve "The Observer" olursak seçim garantidir. - İyi düşünün.
Avec L'Observer et moi de votre côté, c'est gagné.
Bu olayda bir sürü baskı yapılıyor, özellikle "The Observer" vasıtasıyla ben de burada oturup...
On m'attend au tournant. Surtout L'Observer. Je ne peux croiser les bras.
- The Observer'i gördün mü Paul?
Tu as vu L'Observer, Paul?
- The Observer gizli bir tanık varmış diyor.
L'Observer parle déjà d'un témoin secret.
- Matthews, The Observer'in yayıncısı dışarıda...
Matthews, de L'Observer, est dehors.
The Observer'in palavra şeyler bastığını mı sanıyorsun?
Tu ne prends pas L'Observer au sérieux?
Nick "The Observer" e ipotek koydurmuş ; onun söyledikleri yapmak zorunda.
il a hypothéqué auprès de Nick.
En tuhafı da şu Paul Madvig'e attığı iftiradan sonra Nick "The Observer" in iflâsını isteyecek.
Mais voilà le plus drôle : Après ça, Nick mettra L'Observer en faillite. La presse ne l'intéresse pas.
"The Observer" benimle röportaj yapmak istiyor.
L'Observer aimerait m'interviewer.
"The Observer" benimle röportaj yapmak istermiş.
L'Observer aimerait m'interviewer.
Dan Ruettiger, takıma dışarıdan katılan bir son sınıf. Dün öğrenci gazetesi The Observer'da hakkında bir makale yayınlanmıştı.
Dan Ruettiger, un senior non recruté dont on a parlé hier dans le journal étudiant, l'Observateur.
Ve, aslında, bilmeyenler için söylüyorum... The Observer'ın, Tüm Zamanların En İyi 100 Kitabı listesinde 8. sıradadır.
Et je rappelle, pour ceux qui ne le sauraient pas, qu'il a été classé huitième dans la liste de The Observer des 100 plus grands livres de tous les temps.
Vivian'ın babasının Gözlemci'de çalışan bir arkadaşı varmış.
Le père de Vivian a un ami au journal The Observer.
- bir de bana sor. Pauletta benimle "the observer" için röportaj yapmıştı.
Pauletta m'a interviewé pour ce récent article dans "The Observer",
Adım, Penny Carter. Observe gazetesinin bilim muhabiriyim.
Penny Carter, Correspondante Scientifique pour The Observer.
Observer için röportaj yapacaktım.
J'avais une interview prévue pour "The Observer".
Bu yana. Observer'a.'
C'est pour The Observer.
Dinle, The Observer başka bir 6 öğünlük lokanta incelemesi daha yapmamızı istiyor.
The Observer veut qu'on refasse des évaluations de restaurants. Les 6 déjeuners?
The Observer'in bunu yeniden yapmamızı istemesine şaşırdım. Yani...
Ça m'étonne que The Observer veuille qu'on refasse ça...
- Bilmiyorum. Sanırım The Observer.
The Observer.
GARRY MULHOLLAND RÖPORTAJI THE OBSERVER DERGİSİ
Pas du tout.
The Observer'de çalışıyor muydu?
Hinton. Elle travaillait pour The Observer?
Konuştuğun The Observer gazetecisi, Rebecca Hinton.
Tu sais, cette journaliste de The Observer a qui tu as parlé, Rebecca Hinton.
- Rebecca Hinton'un cinayetini araştırıyoruz. Sizin ilgilenebileceğiniz bir hikayenin peşinde olan bir The Observer gazetecisi.
Nous enquêtons sur le meurtre de Rebecca Hinton, une journaliste qui travaillait sur une histoire qui pourrait vous intéresser.
... bana "The Observer" i uzatırsa, mesele yok.
Si le gars me tendait L'Observer, ça allait.
The Observer.
De l "'Observer ".
"'Fındık faresi, yine uyuyor'Çılgın Şapkacı söylüyor. Ve onun burnuna sıcak çay döküyor.
'Tiens, le Loir s'est rendormi', fit observer le Chapelier, et il lui versa un peu de thé chaud sur le museau.
"Çılgın Şapkacı dedi ki" Fındık faresi yine uyyor " Ve onun burnuna sıcak çay döküyor.
'Tiens, le Loir s'est rendormi', fit observer le Chapelier, et il lui versa un peu de thé chaud sur le museau.
Rachel Gibson, yirmidokuz yaşında. Gotham Observer'da yazıyor.
Rachel Gibson, 29 ans, écrit pour The Gotham Observer.
The New York Observer'da yardımcı asistan olarak başladığını söyledim mi?
Oh, est ce que je t'ai dit qu'elle avait commencé en tant qu'assistante au "New York Observer"?
- Evet. - The New York observer'ı?
- Le "New York Observer"?
The Independent Observer'a makaleler yolladım.
J'écris des articles pour le Independent Observer.
Kimse The Independent Observer okumuyor.
Personne ne lit le Independent Observer.
Bunlar The Observer'a göre.
The Observer dit : " En Italie, rien n'arrive à la cheville du Piémont...
Üstüne bir de dün The New York Observer'da 35. yaş günü partin için fahişe tuttuğun yazıldı.
Et puis hier l'article dans le New York Observer disant que vous avez engagé des prostitués pour la soirée de vos 35 ans.
Unlike Donald O'Hare, who wanted to watch the blaze,... bu zanli ayni stili paylasmiyor onunla.
Contrairement à Donald O'Hare, qui voulait observer les flammes, cette cible ne semble pas partager le même mode opératoire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]