English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ T ] / Thorne

Thorne tradutor Francês

624 parallel translation
Ben, Dick ve Thorne.
moi, Dick et Thorne.
- Thorne kim?
- Thorne?
- Leick Thorne. Ormancıdır.
- Un forestier.
- Thorne adında biri?
- un certain Thorne?
Bu da Leick Thorne.
Voilà Leick Thorne.
- Thorne, çok rüya görür müsün?
- Rêvez-vous beaucoup?
Ama bir tarafımızda Danny'nin odası, diğer tarafımızda Thorne'nin odası.
Mais la chambre de Danny d'un côté, celle de Thorne de l'autre.
- Biliyor musun...? - Sen biliyor musun Thorne'nin yatağını kayıkhaneye taşıdığını?
Et sais-tu... que Thorne a déménagé dans la remise?
- Thorne nerede? - Şehre gitti.
- Où est Thorne?
Thorne'nin o işe ayıracak vakti yok.
Thorne n'aura pas le temps de s'en occuper.
Thorne gösterdi.
C'est Thorne qui m'a appris.
- Anneni küçük düşürdün, Thorne'a hizmetçi gibi davranıp kabalık ettin.
- Tu as blessé ta mère... et traité Thorne en domestique.
Anneni, Ruth'u, Thorne'u.
Ta mère, Ruth, Thorne.
- Bay Tim Thorne LeStrange.
- M. Tim Thorne LeStrange.
Bir arkadaşıma danıştım Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nden Kip Thorne'a sordum.
J'ai posé la question à Kip Thorne, au California Institute of Technology.
Kip Thorne ve iş arkadaşları bu tarz bir zaman yolculuğunun mümkün olduğunu onayladı.
Kip Thorne et ses collègues ont ensuite prouvé, semble-t-il... qu'un tel voyage était possible.
Gerçekten mi? Daha dün, nalbant Bay Thorn Doktor'un topraklarında kamp kuran çingenelerin hırsızlık yapmalarından dolayı onunla hiç hoş olmayan bir tecrübe yaşadı.
Juste hier M. Thorne, le maréchal-ferrant, a eu une très mauvaise expérience avec le docteur à cause de ces voleurs de gitans qu'il a logés sur ses terres.
Ama hikaye daha bitmedi, Doktor Bay Thorn'u kontrol edilemez bir sinir buhranı sonunda nehre fırlatmış.
D'après la rumeur, le docteur a jeté M. Thorne dans le ruisseau dans un mouvement de rage.
Ve Bay Thorn hiç de ufak tefek bir adam değildir.
Et M. Thorne n'est pas une mauviette.
Selâm, Bay Thorne. Nasılsınız efendim?
Bonjour M.Thorne. Comment allez-vous?
- Sağ olun, Bay Thorne. Teşekkür ederim.
Merci, j'apprécie.
Tek yapmanız gereken, bu bardağı Thorne'un evine götürüp kan şekerini ölçmek için Ulusal Sağlık Kurumu'ndan geldiğinizi söylemek.
II te suffit de prendre cette tasse, d'aller chez les Thorne, de dire que tu es du ministère de la Santé et que tu veux vérifier son taux de sucre.
- Thorne hâlâ peşinde mi?
- Thorne t'ennuie toujours?
- Evet, Thorne Mick adında bir mağara adamı ve tüm basketbol takımı.
- Oui, lui, un homme de Néanderthal appelé Mick, et l'équipe de basket entière.
Diğerleri için kendi kuyunu kendi kazdın ama şu Thorne işi benim hatam.
Avec eux tu l'as bien cherché, mais pour Thorne c'est ma faute.
Ama nedense, Rusty Thorne ona kafayı takmıştı.
Mais pour une raison ou une autre Rusty Thorne l'a choisie lui aussi.
Ama bugün bile, o gece kimin daha çok korktuğunu bilmiyorum. İhtiyar Rusty Thorne mı? Ben mi?
Mais à ce jour je ne sais pas qui a eu le plus peur cette nuit-là, ce vieux Rusty Thorne ou moi.
Ve asla geri... Thorne!
- Et n'essaie pas...
Eve git, evlât.
- Thorne. Rentre à la maison.
Thorne motoru çalıştırdı.
Throne vient d'allumer le moteur.
- Thorne, iyi misin?
- Thorne, ça va?
Thorne, ben kıç bölümünü alacağım.
Thorne, je vais à l'arrière.
Rupert Thorne ve Arnold Stromwell liderliğindeki iki rakip suç ailesi şehrin yeraltı dünyasının kontrolü için savaşmaya devam ediyor.
Les familles rivales de Rupert Thorne et Arnold Stromwell... s'affrontent pour le contrôle de la pègre.
Thorne'la bir buluşma istiyorum ve bu gece olmasını.
Je veux rencontrer Thorne ce soir.
Bunu yapan Thorne. Oğlum onun elinde. Biliyorum.
C'est Thorne qui a mon fils, je le sais.
Thorne'a benle uğraşmak neymiş göstereceğim.
Il va comprendre qu'on ne se mesure pas à moi.
Göreceğiz, Thorne. Konuşma zamanı.
Parlons sérieusement, Thorne.
Üzgünüm, Bay Thorne.
Désolé, M. Thorne.
Evet ve Rupert Thorne'un suç zincirlerinden bir diğerinin daha kırıldığını söylemekten dolayı mutluyum.
Oui, et je suis fier de voir... qu'une fois de plus, une affaire criminelle de Rupert Thorne a échoué.
Tekrar seçim kampanyamda belirttiğim üzere Gotham Şehri, Thorne'dan temelli kurtulmadan dinlenmeyeceğim.
Et comme je l'ai annoncé dans ma campagne électorale... je n'aurai de repos que quand cette ville sera débarrassée des criminels comme Thorne.
Büyük konuşuyorsun sevimli çocuk ama Bay Thorne'un seninle işi bittiğinde sevimli olmayacaksın.
Tu parles bien, mignon, mais tu seras moins fier quand M. Thorne se sera occupé de toi.
Polis, Başsavcı Dent'in, Rupert Thorne'la bağlantısını kurmaya çalıştığı bir silah sevkiyatını engelledi.
La police a intercepté une cargaison d'armes qui, selon le procureur Harvey Dent... serait connectée à Rupert Thorne.
Hakim Thorne'un adamlarının davasını düşürmüş.
Le juge n'a pas retenu les preuves contre Thorne.
Ben Thorne.
Ici, Thorne.
Rupert Thorne.
Rupert Thorne.
Anlaşmalarınla ilgilenmiyorum, Thorne.
Vos magouilles ne m'intéressent pas, M. Thorne.
Birinin psikiyatrik dosyasını çalmak senin gibi bir pislik için bile çok aşağılık bir suç.
Voler le dossier médical de quelqu'un, c'est vraiment bas, Thorne... même pour un pourri comme vous.
Thorne benim!
Thorne est à moi!
- Thorne.
- Thorne!
- Thorne'la beraber.
- Avec Thorne.
Baba, Thorn'un bunu kasten yaptığına inanmıyorum.
Mais père, je ne crois pas que Thorne voulait...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]