Til tradutor Francês
90 parallel translation
"Jatogree" yürü demektir. Durdurmak için de "Til droven".
"Jatogree" pour "allez" et "Til droven" pour la retenir.
Koş Avatar! Til droven.
"Til droven", avatar.
"Til droven"!
"Til droven."
# Savaş bitene kadar Dover'lı dostlara katılın #
" "JOIN THE MEN FROM DOVER'TIL THE WAR IS OVER" "
Ka-til!
A-ssa-ssin!
Bu parayı al Til-gang Lin'e dön ve olaylar yatışana kadar orada kal.
Prends cet argent. Rentre à Tilgang Lin et attends que ça se tasse.
Ben, bugün buradan canlı çıkamazsam Til-gang Lin'e git ve bir daha geri dönme.
Si je ne m'en tire pas, rentre à Tilgang Lin, et restes-y!
- İki Til'amin içeceği lütfen.
- Deux Til'amines.
# It won't be long'til happiness
Ce ne sera pas long Rester heureux
- Lanet, kablo yetersiz!
Merde! Pas assez de til!
Bir ara uğra, yemek yeriz.
Donne un coup de til. On ira déjeuner.
Başka bir şey var mı?
Y a-til encore autre chose?
- Başak. Tanrı bize ne güzel bir hediye vermiş, değil mi?
Dieu ne nous a-til pas donné un don merveilleux?
Sorunu olan var mı?
Cela pose-til probleme a quelqu'un?
- Evet, ne oldu?
- Oui, qu'y-a-til?
Til ne halt ettiğini sanıyorsun sen?
DEUX ANS PLUS TÔT Qu'est-ce qui te prend?
Til, en ufak bir bela çıkarsa senin kör zenci kendini dışarıda bulur.
Til, je te jure que si jamais ton nègre fait une connerie, il dégage.
"Sen bir şekle girecek, ben bir şekle, sabaha kadar dövüşüp sevişeceğiz..."
"You'll do a line and l'll do a line, we ll fight an'screw'til the mornin'time."
O taktığı ne? Ne?
Que porte til?
Nerde o, nerde peki?
Michael est le numéro 1. Où est-til?
Yoksa bundan da faydalandın mı?
Ou ceci vous a-til donné un avantage?
Komiser bey, polisin bu konuda kayıtsız gözükmesinin sebebi bütün kurbanların hayat kadını olması mıdır?
Y'a'til un lien avec le fait que les victimes soient toutes des prostitu es?
İki kelime, ta-til.
J'ai trois syllabes pour toi. Va-can-ces.
- Yaralanan oldu mu?
Y a-til eu des blessés?
Onları ne zaman hediye etti?
Quand vous en a--til fait présent? En février.
Ne kullanıyordu?
- Que conduisait-til?
Problem neymiş?
Qu'y a til?
Kontrol etmediğimiz başka oda kaldı mı?
Y-a-til encore une pièce qu'on n'ait pas fouillée?
Dinleyin. Sır burada... Til'de hayat yok.
Ecoute, voici le secret ll n'y a pas de vie dans les mensualités égalisées..
Ama 227 nasıl 16 olabilir ki?
Que se passe-til? 227 devient toujours 16.
# Never know enough Til it's over, love
# Never know enough Til it s over, love
# Til we lose control System overload
# Til we lose control System overload
Hey, Til, sadece iş konuşabilirim, Neden konuşmayı kesmiyorsun evimizi kaybetmemizi mi istiyorsun?
Til, quand est-ce que tu vas lâcher ce boulot?
Til bu gece gelirse ne yapacagını biliyorsun değil mi?
Til vient bosser, ce soir?
Til?
Til?
- Til, onları senin için getireceğim.
- Je vais les chercher.
Ray, Bana inanmalısın - Til.
Il faut que tu me croies.
- Gordy. Til, sakın... bana ne yapıp yapmayacağımı söyleme Lake Forestli.
Til, dis-moi que c'est pas comme à Lake Forest.
Til, çıkmalıyız buradan hadi hadi.
- Viens, Tilda! - Viens!
- Til, Bu bir iş
- Ça peut marcher.
böye bir fikir varken onlara engel olamam Til.
On l'arrête pas s'il a une idée en tête.
- hadi yap, Til.
- Franchement, Tilda...
Til, Sana ne bildiğimi söyleyim.
Voilà ce que je sais.
Hey, Til, Senin rütbende birisi bu gibi şeyleri bilmeli... onlar senin en iyi mekanikçiye sahip olduğunu söylediler
Til, à propos de cette promotion que tu as demandée... J'ai dit que t'étais mon meilleur mécanicien.
Bunu neden yaptın?
Pouquoi a-t-til fait ca?
Sorun ne, Peter?
Qu'y-a-til, Peter?
Bu yakınlarda herhangi bir yerleşim yeri var mı?
Y'a-til des systèmes habités dans le coin?
Ne oluyor Ben?
Qu'y a-til?
Dur biraz peki...
Attends, Til.
Hey, Til, nasıl deniyordu o kelime benim tekerimin üzerinde mi?
C'en est où, ma bagnole?
Hey, Til, Şuna bir bak
Viens voir ça.