Toreador tradutor Francês
35 parallel translation
Toreador'ların Valsi'ni.
La valse des Toréadors.
Matador, matador, matador, matador!
Toreador! Toreador!
The Dead Toreador esasen daha büyük bir eserin parçasıydı Incident in a Bullfight.
Le Toréador Mort faisait partie d'un tableau plus grand : Épisode d'une course de taureaux.
El Toreador'a gidebilirim ben.
À El Toreador.
Pascual, bu Morenito, matador.
Pascual, voici Morenito, le toréador.
Bir boğa güreşçisi kesti.
C'est un toréador qui m'a fait ça.
Boğa güreşçisi olmak istediğinden hep onlarla ve çingenelerle dolaşırdı.
Il voulait être toréador, passait son temps avec des Gitans et des toreros.
Sefalar getirdin. İyisin ya? Size en iyi şarabımı getireceğim.
Voilà le plus grand toréador Servez lui une bouteille de mon meilleur vin
Boğa güreşçiliği mesleğim babamın işi gibi saygındır.
La profession de toréador est aussi digne que celle qu'avait mon père
Öğrenmeye can atıyor.
Olé, olé, toreador.
Ne var? Ne duruyorsun matador?
Qu'attends-tu, Toréador?
Hey Felaket Tellalı!
Hé, où est le toréador?
Hey matador!
Hé, Toréador.
Matadoru olmayan
Sans toréador
Hâlâ anlamıyorum. okuduğum hikâye bir cankurtarana, bir matadora ve bir öğretmene aşık olan üç sarışın Amerikalıyla ilgiliydi.
Je ne comprends pas. J'ai lu l'histoire de trois blondes... amoureuses d'un maître nageur, d'un toréador et d'un professeur.
Ruth, Luis Martinez adlı vasat ve korkak bir matadorla... tanışıp da ona âşık olunca... durum daha bir vahimleşir...
La situation s'empire quand elle rencontre Luiz Martinez... un toréador médiocre et poltron... dont elle tombe amoureuse.
Bir çeşit deliydi burnunun dibine gelene kadar bir treni duyamayacak haldeydi.
C'est le genre de type qui aurait joué au toréador avec un train lancé à 130!
Bir boğa güreşçisi ile mi çıktın?
Tu es sortie avec un toréador?
Evet, evet. Şey, eski boğa güreşçisi artık.
Oui, enfin, un ex-toréador, à présent.
Yere tükürme.
# Toreador, don t spit on the floor
Bir Taurus'la hız yarışı yapmış.
Jouait au toréador avec une voiture.
Tüm zamanların en iyi matadoru.
Le plus grand toréador de tous les temps.
Onun en sevdiği şey, televizyonda boynuzlanan rodeocuları izlemektir.
Lui, ce qu'il aime par dessus tout, c'estvoir à la télé un toréador se fait encorner.
Heybetin ve güzel parfümünle beni korkutamazsın.
Vous m'impressionnez pas avec vos airs de toréador et votre after-shave pourri!
Boğa güreşçisi. Diğer yaşamımda.
Un toréador, dans une autre vie.
Ve ne olursa olsun dik durmalısın
Et un toréador, ça se tient droit.
Ama ilk kocasının annesi
- D'après maman, oui. En fait, c'est la mère du premier mari de maman, le toréador.
Zamanında... kocam boğa güreşçisiydi ve sarı görünce sinirlenirdi.
Peut-être... Mon mari était toréador mais s'il voyait du jaune, il détalait.
Ama sen çok iyi yazıyorsun, niye bir boğa güreşçisi olmak isteyesin ki?
Mais tu écris si bien, pourquoi devenir toréador?
Boğa güreşçisi olmak muhteşem bişey.
Toréador, c'est ce qu'il y a de plus grand.
- Zelda... Sen burada kal, otur onunla iç, ben matadorla gidiyorum.
Si tu restes à boire avec lui, je vais avec le toréador.
Madrid'de gelecek vaat eden bir matadordur.
J'étais un toréador prometteur à Madrid.
- Olan şu. Boğalar her boğa güreşini kaybetmez.
Ce qu'il y a eu... c'est que c'est pas toujours le toréador qui gagne.
Bu bir boğa güreşi benzetmesi mi?
Est-ce comparable à la cape du toréador
Ve boğa güreşçisiydin.
Et un toréador.