Tost tradutor Francês
1,312 parallel translation
Tost fırınında akşam yemeği.
Un dîner réchauffé au four...
Frank'e tost getirmiştim, çocuklarınız açlıktan ölmek üzereymiş.
J'apportais du pain perdu à Frank, et j'ai remarqué que les enfants étaient affamés.
Jambondan dilimler kesip tost makinesine koyuyor.
Il coupe des tranches pour les faire griller.
Bunu tost makinesine sokmamın mahzuru olur mu, Douglas?
Douglas, ça t'embête si je la fourre dans le grille-pain?
- Bir yıl önce yeni tost makinesi aldım.
J'ai acheté un nouveau grille-pain il y a un an.
- Tost makinen bozuldu mu?
Il brûle, le toasteur?
Ayrıca tost makinesi esprisini duydum.
Et j'ai entendu ce sobriquet "Toasteur"!
Bu aile ; bal ya da reçel sürülmemiş kuru bir tost parçası gibiler
On dirait des toasts. Pas de miel, pas de confiture : secs.
Kendilerinin tamamen yavan ve kırılgan olmaları hoşlarına gidiyor, kuru tost gibi
Ils s'aiment comme ça, secs et craquants.
Mağazadaki bir tost makinesi gibiyim.
Comme au supermarche :
Tost makinesi nerede biliyor musun?
Tu sais où est le grille-pain?
Kendime peynirli tost yapacaktım.
J'allais juste me faire un toast au fromage.
Ben de fasulyeli tost yapmaya çalışıyordum.
J'essayais de me faire des toasts aux haricots.
İki Whopper, soğansız, bol ketçaplı, ekmeği tost edin, et yanmasın... iki büyük patates, iyi kızarsın, iki çikolatalı milkshake... kıvamı şefe kalmış.
2 Whoppers, peu d'oignons, le dessous grillé, pas trop cuits. 2 grandes frites dorées, 2 milk-shakes chocolat, à la discrétion du chef.
Yok, sen bana tost yap bugün.
Non, du pain grillé.
Sana leziz, bir bol yağlı tost yapacağım.
Je vais te faire des tartines à l'huile, à te faire saliver!
Size ve aileye bir tost teklif etmek istiyorum.
J'aimerais lever mon verre à vous et à votre famille.
Sara, tost.
Sara, tes toasts. J'arrive.
Tost makinesi.
Au grille-pain.
Evde bir tost makinesi vardı.
Nous avions un grille-pain à la maison.
Tost diyecektim.
La mater.
- Tost oldum!
Du gâteau!
Tost olan o!
Elle, c'est du gâteau.
Bil diye söylüyorum, tek bir yanlış harekette tost olursun.
Si vous faites un pas de travers, je vous grille.
O zaman en azından sana veda edip en iyi dileklerimi sunmak için tost yapmama izin ver.
Alors laisse-moi au moins te faire du pain grillé pour te dire au-revoir et meilleurs veoux.
- Kaptan. - Tost?
Toast?
Yukarı çıkıp tost için ruhen hazırlan.
Remonte te coucher et prépare-toi pour les toasts. Écoute, Ray.
Yassı köfte ve kızarmamış tost arasında bir şey mi olur?
On serait entre le hamburger et le jambon beurre?
Tost makinesini de kaldırmamız gerek.
On va devoir enlever le grille-pain.
Sebzeli ve buğday ekmekli tost istiyorum.
Oeufs brouillés et toasts au blé complet.
Ben tost ve buz yapmayı biliyorum.
Je sais faire des toasts et des glaçons.
Kaşarlı bir tost olabilir.
Un croque-monsieur?
Bu tost olmuş.
Il est mort.
Bir tost teklif etmek istiyorum.
J'aimerais porter un toast.
Tost makinesi, rosto tenceresi, sahil gemisi, rende makinesi.
Toasteur. Batteur. Mixeur.
Daha da iyisi bir numara kadının evinden çaldıklarını direk evine götürmüştü. Çalar saat, televizyon, tost makinesi.
Surtout que numéro un est passé près de la maison où les trucs de la vieille ont été vendus : radio-réveil, télé, toasteur.
Tost makinesini bir rakuna çevirerek test ettim bile.
Je l'ai déjà testé en transformant le grille-pain en raton laveur.
Hey, peynirli tost sever misin?
T u aimes le fromage fondu?
Cylonları son gördüğümüzde, ayaklı kromdan tost makinelerine benziyorlardı.
La dernière fois que j'ai vu des Cylons, ils ressemblaient à des grille-pains.
Sana tost yaptım.
- Je t'ai fait du fromage grillé.
Tost.
Un toast?
Bir tost.
Portons un toast.
Ve benim tost kapalı kabuk kesme, ve küçük bit içine benim yumurta kesilmiş, ve görünüm, elma ve süt var.
Tu as enlevé la croûte de mes toasts et tu as coupé mes œufs en petits morceaux. Et regardez, il y a de la compote de pomme et du lait.
Yani, yağ ile tost gibi.
On est comme les deux doigts de la main.
Annem mısır gevreklerini bombalamak yerine tost pişiriyor.
Tu fais du pain perdu au lieu de réchauffer du surgelé.
Matt, tost?
Matt, du pain perdu?
Ama eğer o patladığında geminin dışında kalırsanız.. Tost oldum demektir
Je suis carbonisé.
Warp motorları çalıştığında tost gibi kızarırız...
300 ° à peu près.
Gevrek bir tost? Sonda?
Un cathéter?
Tarçın ekmekli tost, hemen yap!
Des toasts à la canelle, fais-les.
Ben tost bile yapamıyorum. Kızın karşısında hiçbir değerim yoktu.
Je ne sais pas faire un toast.