Total tradutor Francês
3,043 parallel translation
Yani bütün sessizlik gelenekseldir, değil mi?
Alors le silence total est traditionnel, c'est ça?
Bu gece tamamen bir felaket olmasına rağmen aslında birbirimizi daha çok yakınlaştırdı. Başarısızlık üzerine kurulan arkadaşlık.
je pensai que la nuit avait été un désastre total, c'était le cas en faite à nous deux plus proche amis forgés d'un échec
- Tam destek demek.
. - Le soutien total.
- Tam teslim demek.
. - L'abandon total.
Toplam 26 seçim sandığının, 12 tanesi büyük ihtimalle bizim.
12 du total des 26 bureaux de vote sont fortement en notre faveur.
Şimdi, etraf biraz kargaşa gibi görünebilir, ama Newton'un üçüncü yasasını aklımızdan çıkarmayalım,
On aurait dit le chaos total, mais en gardant en tête la 3e loi de Newton...
Ee, Stacy ile evlendin. Fakat Kathleen ile aranızda mülkiyet kavgalarıyla ilgili Bolingbrook Police teşkilatına yapılmış birkaç çağrı var. Toplam 18 çağrı.
Vous avez donc épousé Stacy, mais la police a souvent été appelée pour vos disputes avec Kathleen, 18 fois au total.
"Baker Man" için resmen aslında tamamen yatırımcılarla anlaştık.
Baker Man est officiellement financé. Un soutien financier total.
Yedi kişi daha var.
Vous êtes 7 au total.
Cesare, sessizliğini bozmayıp benim için ıstırap çekti.
Cesare, il a souffert pour moi dans un silence total.
Mos Def * inlikle.
Total ement.
Nişanlısının zavallının biri olduğunu anlayana kadar.
Jusqu'à ce qu'elle réalise que son fiancé est un total looser.
Boğulup kaldı.
Ça a été un choc total
Okul hayatıma baştan sona başarılı diyebilirim.
Je dirais que mes années lycée ont été un total succès.
Yani siz karı koca olarak ilk gününüzde bu karmaşayla uğraşmayı mı istiyorsunuz?
Alors vous voulez supporter un total chaos pour votre première journée en tant qu'époux?
Toplam yolcu sayısı 825 kişi. Ve bu iki yolcunun, hangi vatandaş olarak girdikleri belli değil.
Ça fait un total de 825 802 passagers, et ces deux-là peuvent voyager avec n'importe quel passeport...
Gerçekten!
On le sent total.
Kafayı yemek üzereyim!
Je flippe total!
Yani toparlayacak olursak tam bir eziğim.
Donc, pour résumer, je suis un échec total.
Probert, biliyorum kadınlar senin için tam bir gizem ama hiç makyaj diye bir şey duydun mu?
Probert, je sais que les femmes sont un mystère total pour vous mais avez-vous déjà entendu parler d'un petit truc appeler un relooking?
Ancak bence, üç büyük sponsoru bağlamayı başarabilirsek organizasyonun maliyetini karşılamamız mümkün.
Mais je pense que si on ajoute des sponsors, on pourrait en couvrir le coût total.
Çeyrek mil boyunca dağılacağız...
Au total, il y sept victimes confirmées.
Tatmin dolabındaki atık gibi.
Quel chamboulement total.
Bu kadın tam bir kabus.
Cette femme est un cauchemar total.
Başvuranların sayısı, 50'yi aştı.
Ceux qui sont apparus sont au total 50...
Halk, % 54'ten fazla oy alarak seçimi kazanan tercihlerini kutlamak için sokaklara akıyor.
Les gens sont descendus dans la rue pour fêter la victoire du Non, avec plus de 54 % du total des votes.
Tam bir kontrol manyağı.
( Fille ) : Monstre au contrôle total.
Toplamda kaç karakter var? İşe yarar mı?
Et le nombre total de caractères?
Yirmi dördümüz de biraradayız.
Nous sommes 24 au total.
Bu arada tüm evrak işleri, tüm yazım işlemleri 50.000 civarı olacak.
Le temps que les formalités administratives soient réglées, vous êtes probablement à environ 50.000 en amortissement. Coût total?
Bu gezi tam bir fiyasko oldu.
Cette sortie est un échec total.
Beyin cerrahı iyimser. Tamamen iyileşebilir, ama bazı yaralanmalar olabilir bunları bilemeyiz.
Le neurochirurgien est optimiste, il a pu faire une total récupération mais avec ces blessures, on ne sait pas.
Bu kavrama asla inanmazdım. Öfkelendiğin zaman nasıl o hale gelebileceğini asla anlamadım. Tüm kontrolü kaybediyorlardı.
je ne croyais pas à ça je n'ai jamais compris comment quelqu'un pouvait être tellement énervé à en perdre le controle total
İkinci el günü, bunu buluncaya kadar tam bir fiyaskoydu...
Et le vide grenier était un total fiasco jusqu'à ce qu'on trouve- -
Tam erişim.
Accès total.
Sonra tanımadığımız bu adam gelip bizi hapisten çıkarıyor ve garip şeyler söyleyip bizi buraya getiriyor. Bize dokunuyorlar, bizle konuşuyorlar ama ben onları tanımıyorum. Rahatsız hissediyorum ve eve gitmek istiyorum.
Un inconnu total nous fait sortir de prison, nous raconte ses trucs glauques, nous amène ici, avec tous ces mecs, qui nous touchent, je les connais pas, je suis mal, je veux rentrer.
Sen de yabancı birinin onu almasını veya Illinois eyaletinin vergi mükelleflerinin iki kuruşuyla ona bakmasını istiyorsun, öyle mi?
Et tu veux qu'un total étranger le prenne ou que l'État de l'Illinois en soit responsable sur le dos des contribuables?
Onları bize maliyetlerinin iki katına Byte Shop'a satarız. Böylece 100 setin de parasını ödemiş oluruz. Böylece 50 tanesi bize kalmış olacaktı.
Le Byte Shop pour les vendre le double de ce qu'il nous a coûté construire, donc payer pour la 100 au total, puis nous serait de 50 et pourrions-nous obtenir notre profit en les vendant.
ArGe'ye muhtemelen toplamda beş milyar dolar harcanmıştır.
Donc, vous savez, peut-être un total de 5 milliards de dollars en R D.
Çok zor ihtimal ama yarın gece Debbie'nin partisi var, gelir misin?
Total des longs tirs- - Est ce que tu veux venir à la pyjama party de Deb demain soir?
- Şey gibi hissediyorum. - Ne?
Maintenant je me sens comme un total...
Karına Total Eclipse of the Heart'ı mı söyledin?
T'as chanté Total Eclipse of the Heart à ta femme?
Bay Dunkerly, şirketinizin tam desteğine ihtiyacımız olacak.
Mr. Dunkerly, nous allons avoir besoin du soutien total de votre compagnie sur ce coup.
House, eğer total paralizi varsa bu sinirlerin- - - Zorunlu değil.
House, si c'est une paralysie totale, il doit - - pas nécessairement.
Yani söylediğin şey Dr. House'un tamamen ilgisiz görünmesi aslında yoğun ilgisinin bir kanıtı mı?
Donc votre témoignage est que le manque total d'inquiétude du Dr House est une preuve de sa profonde inquiétude?
Tamamen bir felaket bu.
C'est un désastre total.
Her şey birden karardı ve kendime geldiğimde Stan ölmüştü.
Le noir total. Quand je suis revenu à moi, Stan était mort.
"Sert, süper seksi, ikisi bir arada."
"dur à cuire", "super chaud", "total package"
Ama bu tam bir faciaydı.
Peut-être. c'était... un désastre total.
Tamamı 61 gümüş.
Un total de 61 taels.
Kontrol tamamen bende.
Je suis en total contrôle.