Troels tradutor Francês
188 parallel translation
Troels.
Troels?
- Ve dostum Troels'e de tabii.
Et à mon ami, Troels Hartmann.
Troels Hartmann, biri seninle konuşmak istiyor.
Troels Hartmann, on vous demande.
Troels Hartmann görüşmeyi kabul etti.
Il a accepté d'être entendu.
Şimdiki Eğitim Müdürü ve belediye başkan adayı Troels Hartmann'ın polis tarafından komisyondan alınması karışıklık yarattı.
Hartmann, adjoint à la scolarité et candidat aux municipales, a été interpellé et emmené au commissariat.
Nanna'nın bulunduğu aracı Troels Hartmann'ın kendisi kullanmamış mıydı?
M. Hartmann a conduit le break où on a trouvé Nanna?
Neler oluyor Troels?
Qu'est-ce qui se passe?
Neler oluyor Troels?
- Troels, c'est quoi, ce cirque?
Ama Troels toplumun karşısına kendin çıkmalısın.
Exprime-toi. Tu fais une déclaration.
O toplantıya gitme Troels.
Tu devrais pas participer à l'entretien.
Ayın 31'inde afiş partisindeydi Troels.
Troels, il était à la fête, le 31.
Biri mutlaka bir şey görmüş ya da duymuştur. Troels Hartmann değilse de başka biridir.
Quelqu'un a dû voir ou entendre quelque chose, au sujet d'Hartmann ou n'importe qui d'autre.
Sponsorlardan Pazar geç saate kadar Hartmann'ı gören yok.
Personne n'a vu Troels Hartmann avant dimanche soir.
Troels Hartmann evde mi?
Troels Hartmann est là?
Troels Hartmann, polis!
Troels Hartmann!
48 saat önce bana bir şahidim var dediniz.
Troels Hartmann, il y a 48 h, vous prétendiez avoir un alibi.
Troels Hartmann'la ilgili şüphelere ne diyorsunuz?
- Un commentaire sur Troels Hartmann?
Troels Hartmann polis tarafından birçok kez sorguya çekildi.
Pour l'enquête, Troels Hartmann a été entendu plusieurs fois.
Üzgünüm Troels.
Je regrette.
- Görüşme esnasında Troels Hartmann'ı pek çok kadınla burada gördüğünüzü söylemişsiniz. - Evet.
Vous témoignez avoir vu Hartmann avec des femmes, ici, c'est vrai?
Troels'u merak ettim ve evine gittim.
Je m'inquiétais. Je suis allé chez lui.
Troels'u arıyordum.
Je voulais voir s'il y était.
Troels'un kızla hiçbir ilgisi yok.
Il n'a rien à voir avec ce meurtre.
- Evet ama... Troels'la yalnız konuşabilir miyim?
Oui, mais... j'aimerais... parler à Troels un instant, en tête à tête.
- Evet. Münazara iptal edildi.
Troels, le débat est annulé, je regrette.
- Bu çok ciddi bir konu Troels.
- C'est sérieux.
Cuma günü ne yaptığını polise söylemelisin Troels.
Tu dois leur dire où tu étais ce soir-là.
Troels'un atılma ihtimali var.
- Il risque l'inéligibilité.
Şimdiye kadar epey zor oldu. Hartmann'ın durumunu ya da benimkini etkiler mi?
Cela a-t-il un rapport avec moi ou Troels Hartmann?
Polis, Liberal Parti'nin ofislerini ve Troels Hartmann'ın evini aradı. Hartmann dava dolayısıyla ilgili olarak sorgulandı. Ki bu da kampanya sürecine ağır- -
La police a fouillé les bureaux des libéraux, ainsi que le domicile du candidat aux municipales, Troels Hartmann.
Troels Hartmann'ın gayretine yetenekli bir politikacı oluşuna saygı duyuyorum ama kanıtlar dağ gibi büyüyor ve güvenilir bir açıklamayla karşımıza çıkamıyor.
J'ai toujours respecté Troels, un homme politique efficace, travailleur. Mais des éléments d'enquête l'ont pointé du doigt, sans qu'il puisse fournir d'explication satisfaisante.
Bu yüzden Hartmann'ın komisyon önüne çıkarılmasını oylamaya sunmaktan başka çare göremiyorum.
Je crois que nous sommes obligés de présenter Troels à la commission.
Hepimiz Troels'u tanıyoruz. Hartmann'ı hepinizden de uzun süredir tanıyorumdur.
Je le fréquente depuis plus longtemps que vous.
Ön duruşmada Troels Hartmann, 19 yaşındaki Nanna Birk Larsen'ı öldürmekle suçlanacak.
Hartmann a été mis en examen. Demain, il sera déféré et interrogé sur le meurtre de Nanna Birk Larsen.
Bu Troels Hartmann'ın adaylığının sonunu getirecek.
Il ne peut donc plus accéder à la mairie. C'est d'autant plus inattendu...
- Neler olduğunu anlat.
J'ai besoin de savoir ce que Troels a fait!
Troels ortalıkta yok diye seni aradığımda çok sakindin.
J'ai dit que je le cherchais, tu n'étais pas inquiet.
Üzülerek bildiriyorum ki Troels Hartmann'la vedalaşmak zorundayız.
C'est avec regret que nous devons nous séparer de Troels Hartmann.
Holck'un suçlu olduğunun ortaya çıkmasının ardından Konsey, Troels'u kovma kararını geri çekti.
Après les révélations sur Holck, la mairie réhabilite Troels. Le préjudice est conséquent.
Troels'un masum olduğunu seçmenlere anlatmalıyız.
Il faut rassurer l'électorat. Il est innocent.
Troels,.. ... yanıldığım için gerçekten çok üzgünüm.
Troels, je suis sincèrement désolé.
Bitti Troels.
C'est fini.
Troels Hartmann'ın kimliğini kullanmış.
Il a emprunté le pseudo d'Hartmann.
- Bitti Troels. En önemli görevimiz seçmenlerin güvenini kazanmak.
Notre priorité, la confiance des électeurs.
Troels...
- Troels.
Troels...
Troels?
Sükunetini kaybetmemelisin Troels.
Ne perds pas ton calme, ce n'est pas le moment.
Troels Hartmann'ın maruz bırakıldığı mantıksız suçlamalara hepimiz şahit olduk.
Troels Hartmann. Nous sommes témoins des accusations qu'il a essuyées.
Zavallı Troels.
Pauvre Troels.
İki hafta önce Nanna, Troels Hartmann'ın araçlarından birinde öldürülmüş hâlde bulunmuştu.
Pour l'heure, on attend encore...
- Hartmann! - Troels Hartmann?
- Est-il en état d'arrestation?