Turist tradutor Francês
966 parallel translation
Herkes seni turist zannedecek.
tu n'emmèneras pas ça Tu ressembles à une touriste.
Arada sırada uğrayan,.. ... canı istediğinde, turist gibi.
Qui vient me voir, comme ça, quand ça lui fait plaisir, de temps en temps, en touriste.
Çılgın Köpek " Roy Earle'ün 395 numaralı otoyol üzerinde bulunan Palmville'de, bir turist kampı işletmecisine saldırdığı belirlendi.
le Chien Enragé a été identifié! " " Il a assommé un propriétaire de Palmsville! "
Tipik bir turist gibi hareketlisin.
Tu as l'énergie du touriste américain typique.
Sıradan bir turist misiniz?
Êtes-vous une touriste typique?
Bu turist rehberini okuyup P ve T harfleriyle başlayan bütün köylerin, vahaların ve sınır çizgilerinin ismini yazdım.
J'ai épluché tous les noms de ce guide, passé tous les lieux commençant par "P" ou "T".
Müessesem turist çekiyor, yüklü vergi ödüyor...
Je favorise le tourisme et paie de gros impôts.
İyi bir turist gibi davranıp tepeye çıkarak deniz manzarasını izleyebilirdim.
Je pourrais admirer la mer en parfait touriste.
- Buraya sadece turist ve öğrenciler gelir.
- Il n'y vient que des touristes. - Et des amants?
3000 memur ve günde 2000 turist arasından mı?
Parmi 3000 employés et 2000 spectateurs par jour?
İkisine de McMasters'da turist kampı satın aldı kardeşi hapisten çıktıktan sonra işletirler diye.
Il leur a acheté un motel à McMasters, pour quand son frère serait libéré.
Bu öyküyü anlattığım her turist burada biraz daha kalmak ister.
Tous les touristes qui ont entendu ça veulent rester un peu plus.
- Ben turist sayılmam pek.
- Moi, c'est différent.
Kimlik kontrolleri yapın. Turist kamplarını, otelleri ve otobüs terminallerini tutun.
Fouillez les voitures, les campings, les hôtels, les arrêts de bus.
Güzel bir bahar havası, açık anıtlar ve diğer binalardaki turist toplulukları.
C'est le printemps, il fait beau et une foule de touristes se masse devant les monuments.
Alın turist vizesi.
Visa turista.
Turist vizesi.
Visa turista.
Bizim turist olduğumuzu düşünüyorlar, Bobby.
Ils croient qu'on est des touristes.
Size bir hikâye anlatayım. Bir turist Napoli'de, yol kenarında duruyormuş. Aniden, herkesin şapkasını çıkarıp, kendisine selam verdiğini görmüş.
On raconte qu'un étranger... qui était sur un trottoir de Naples... remarque soudain que beaucoup de gens le saluent.
Bitimsiz bir tatile çıkmış bir turist gibi.
C'est comme être un touriste toujours en vacances.
Champs Elysées'de turist bir cenaze..... levazımatçısı gibi gezinemezsin!
On ne peut pas vous laisser sur les Champs Élysées avec l'air d'un croque-mort en vacances.
Sokaklar turist kaynıyor, rahatsız olmanı istemem.
Les rues sont pleines de touristes, je veux pas qu'on te malmène.
Kuzenimin Ozark gölünde bir turist kampı var, ama...
J'ai un cousin qui a un camping dans les Ozarks...
Amerikalı turist gibi konuşmuyorsun.
Vous ne parlez pas comme un touriste américain.
"Turist gibi davranmayın" deyen kitapları bilmez misin?
Il est recommandé de ne pas se comporter en "touriste"!
Turist misiniz?
Êtes-vous une touriste?
- Biz de onlar gibi turist oluruz.
- Des touristes. - On est des touristes.
Bu antik turist tuzağını bir daha görmezsem mutlu olurum. Antik turist tuzağı mı?
Je l'ai assez vu votre château antédiluvien!
Wildwood Turist Kulübeleri'nde kalıyorum.
Je loge dans un bungalow du Wildwood Tourist Cabins.
Oteller turist dolu.
Les hôtels sont pleins, avec ces touristes.
Bir ara Bellagio'ya çok İngiliz turist gelirdi şimdilerdeyse kimse gelmiyor.
Dans le temps y avait des touristes anglais.
Hatta ne yapalım biliyor musun? Bir arabaya atlayalım ve birlikte turist gibi bir şehir turu yapalım tamam mı?
On va prendre un fiacre pour faire un tour.
Sadece manzaraya bakan bir turist değilsin sen.
C'est curieux de se voir comme ça.
Bir otobüs dolusu turist daha geldi.
Voilà encore un car de touristes.
Artık tek istediğim bir turist olmak ve etrafı gezmek.
Je veux jouer à la touriste fascinée par les monuments.
Orada bir kaç turist olur, "zorla satış" diye bilinen tekniği uygulayacağım onlara.
Il y aura des touristes, et cette fois, je ferai du boniment.
Şu dışarıdakiler turist mi?
Dites, ces gens, là dehors, ce sont des touristes?
Londra Kalesi'nde turist fotoğrafı çekmek.
Photographe de rue, comme moi. À la tour.
Ama biz turist değiliz, askeriz.
Nous sommes des soldats, pas des touristes.
- Neden az turist var?
- Pourquoi si peu de touristes?
Ama hiç turist gelmedi.
Mais les touristes ne sont jamais venus.
Şöyle diyor, "Fotoğraf, Amerikalı bir kadın turist tarafından bir kosterden çekildi".
"Photo prise par touriste US, depuis un caboteur".
Yani ülkeye turist olarak girmiyor musunuz?
Vous ne venez donc pas pour tourisme?
Ama ben VIP değilim, bu yüzden, normal bir Fransız turist gibi işlemleri yaptırmalıyım.
Je dois passer à la douane comme tout touriste.
Uğurlar olsun, turist!
Bon... En route, le touriste.
Şunu boynuna tak, Amerikalı bir turist gibi görünürsün.
T'auras l'air d'un touriste américain.
Fark etmişsinizdir, Bay Klotz, kısa bacaklarım ve siyah koca kafam sağ olsun,... Güney Avrupalılar arasındayken, özellikle de İtalya'dayken,... hiç turist gibi durmuyorum.
Grâce à mes jambes courtes et ma grosse tête noire, parmi les méditerranéens, et spécialement en Italie, je ne passe pas pour un touriste.
- Hayır, biz turist değiliz.
- Nous ne sommes pas des touristes.
İki masum turist gibi gezin.
Vous etes deux innocentes touristes.
Turist misiniz?
Vous êtes touristes?
Ortalık turist ve genç erkek kaynıyor.
Il y a des touristes, les gars!