Tyree tradutor Francês
94 parallel translation
Bunlar Tyree ve Paradise River devriyesi.
C'est Tyree et la patrouille de Paradise River!
Tyree, emekli olma zamanım geldi!
Il est temps que je prenne ma retraite!
- Çavuş Tyree... - Evet efendim. Size tekrar gönüllü olmanızı emrediyorum.
Sergent Tyree, je vous ordonne d'être à nouveau volontaire.
Hiç korktunuz mu, Yüzbaşı Tyree?
Avez-vous jamais eu la frousse?
Ama ordunun Brittles'la işi bitmemişti. Peşinden hızlı bir atlı gönderdi. Bu, Çavuş Tyree'nin yetki alanına giriyordu.
Mais l'armée n'en avait pas fini avec lui... et l'on envoya un courrier à sa recherche, le sergent Tyree.
- Tyree.
- Tyree.
At hırsızlarının arasında adı Tyree olan var mı?
Y a-t-il un dénommé Tyree parmi vos voleurs de chevaux?
İsim Tyree. 50 dolarlık ödül.
II s'appelle Tyree. 50 dollars de récompense.
- Asker Tyree?
- Soldat Tyree?
" Bölge savcılığının kendisine verdiği yetkiyle, Travis Tyree'yi
" Demande du marshal adjoint d'arrêter Travis Tyree
- Kaçak, Tyree, efendim.
- Le déserteur Tyree.
Tutuklusun, Tyree.
Tu es en état d'arrestation, Tyree.
Attan iyi anladığını biliyorum, Asker Tyree.
Je sais que vous êtes un excellent juge en chevaux, soldat Tyree.
" Asker York, Asker Tyree,
" soldat York, soldat Tyree,
Asker Tyree'ye yedi günlü sıla izni verilmiştir! İşte bu!
J'accorde au soldat Tyree sept jours de permission!
Tuzağa doğru yürüyen kişi, Tyree, burada birlikte yaşadığım arkadaşım.
L'un de ceux qui vont se faire embusquer est Tyree, l'ami avec qui j'ai vécu ici.
Tyree'nin kampı 400 m uzakta.
Nous sommes à 400 mètres du camp de Tyree.
Tyree...
Tyree...
Tyree adında bir avcı tanıyor musunuz?
Connaissez-vous Tyree, un chasseur?
Tyree'nin bir arkadaşı.
C'est un ami de Tyree.
Tyree, o çılgınlıktan gerçekten nefret ettin mi?
Tyree, as-tu vraiment haï cette folie?
Yalnız bir sevgili canavar, Tyree, benim kocaman, öfkeli erkeğim.
Seulement une adorable bête, Tyree, mon grand homme furieux.
- Yabancılar? Ölmekte olan Tyree'nin arkadaşıymış, çok eskiden.
Il paraît que le mourant est un vieil ami de Tyree.
- Mağarada mı?
- La grotte? - Tyree.
- Tyree. Onu kurtarmamı mı istiyorsun?
Veux-tu que je le sauve?
- Ve ben, Tyree'nin kadınıyım.
- Et je suis la femme de Tyree.
Tyree.
Mon vieil ami!
Onları da gördüm. Arkadaşın Tyree'yı önemli biri yapmak için birçok yolun var.
Vous avez de nombreux moyens pour faire de Tyree un homme très important.
Tyree senden çok bahsetti bana.
Tyree m'a beaucoup parlé de vous. Ne lui en voulez pas.
Beklemeliyiz. Tyree, savaşman gerektiğini varsayarsak.
Tyree, et si tu devais te battre?
Tyree'nin karısı istediği hiçbir şeyi reddedemeyeceğini söylemişti.
La femme de Tyree a dit que vous ne pouviez plus rien lui refuser. - De la superstition.
Tyree savaşmayacağı için, ilk ölenlerden biri olacak.
Puisque Tyree refuse de se battre, il mourra parmi les premiers.
Tyree de aynı şekilde düşündü.
Même Tyree pensait ainsi.
- Tyree'nin kadını.
- C'est la femme de Tyree.
Bak burada kim var Tyree.
Regarde qui est là, Tyree.
Kötü bir şey olmadı Tyree.
Il ne s'est rien passé, Tyree.
Ben, o, Tyree ve birkaç kişi daha eskiden birlikteydik.
Moi, lui, Tyree et quelques autres, nous étions ensemble.
O köpek nasıl olduysa Tyree'nin atına takıldı.
Le chien s'est mis dans les pattes du cheval de Tyree.
Ve Tyree attan düştü.
Et Tyree s'est fait éjecter.
Ve Tyree o köpeği vurdu.
Et vu son caractère, il a tiré sur le chien.
Tyree ikisini de vurmaya hazırdı.
Tyree voulait flinguer les deux.
Karakolu uyarın, çavuş.
Alertez le poste, sergent. Allez vous reposer, Tyree.
Geciktiğim için üzgünüm, Tyree.
- Désolé d'être en retard, Tyree.
- Çavuş Tyree?
Sergent Tyree!
Onu mağaraya götürün.
Emmenez-le dans la grotte. Je vais chercher Tyree.
Tyree şimdi onların lideri.
Tyree est devenu leur leader.
- Ben, Tyree.
- Je suis Tyree.
Beni Tyree'nin kampına götürmesini söyledim ona.
Je lui ai dit de m'emmener au camp de Tyree.
Tyree, konuşmalıyız.
Parlons des villageois, de leurs armes.
Tyree?
Tyree?
Peki ya arkadaşın Tyree?
Et votre ami Tyree?