Tök tradutor Francês
892 parallel translation
Tök ezledi. Nigel tök ezleyip geçti. Simon yine başarısız.
Mais la police a des films de Dinsdale vous clouant la tête au sol.
İşte Nigel. Tök ezledi.
Nigel a trébuché,
Nigel tök ezleyip geçti.
Nigel a trébuché et il passe.
Bu laflara benim karnım tok!
Ne me fais pas avaler ce qui ne me va pas.
Bu sayede daha tok bir ses çıkar.
Ça permet de moduler le cri.
Tok ve zengin görünüyorsun.
Vous semblez très à l'aise.
Bay Rawitch, bu dediklerinize karnım tok.
M. Rawitch! Vous n'êtes qu'un cabot.
Birinin ne soğuk ne sıcak, ne de, ne aç ne tok olduğu bir yerde var olmaktan usandım.
J'en ai assez de n'avoir ni chaud ni froid, De ne connaître ni la faim ni la satiété.
Bir kahraman olduğunu unutmuş değilim. Ama benim bunlara karnım tok.
Bien sûr, je sais que tu as été un héros, une fois, mais... j'en ai assez de ça aussi.
Diğer çocuklar beni zorla- - Çeneni yorma! Palavralarına karnım tok.
Tes mensonges ne m'intéressent pas.
Bütün işlerim bitti, karnım tok
Tout sera terminé.
Ve belki de onların öldüğü ve benim de tok olduğuma hiç dikkat etmedim.
Peut-être que je m'en fichais. Aprês tout, je mangeais.
Karnını tok tutmaya çalışmaktan başka ona dair bir endişem yok.
Un garçon gentil et sérieux.
İkinci hedefiniz Tok-Tong'daki yakıt istasyonu.
Votre cible secondaire sera ce dépôt de carburant à Tok-Tong.
Ben dilencilik yaptım. Yarı aç, yarı tok ölmeden yaşadım. Bırak gitsin!
Je suis réduit à la mendicité pour le restant de mes jours.
Karnının tok olması yeter ona.
Juste un peu bizarre, mais si elle a de quoi manger tous les jours, tout va bien.
Sakin, tok sesinden
Par sa voix calme
Bir adamın kafası en iyi tok karnına çalışır.
On réfléchit mieux la panse pleine!
Tok karnına yumruk yersen sende de olur.
Si t'es touché au bide avec l'estomac plein, terminé. Tu crèves.
Bir kadın... tok bir karın ve başını sokacak bir çatı.
Une femme, un ventre plein et un toit sur la tête. Il apprendra. Tu sauras le mater.
Özürlerine karnım tok.
Tu geins toujours!
Gözü tok bir yamyam, sarhoş bir Hıristiyan'dan iyidir.
Mieux vaut un cannibale sobre qu'un chrétien ivre.
Yatacak yer arıyordum, açtım, asılmak üzereydim. Sonra kurtarıldım. Karnım tok, sırtım pek.
Je cherchais un lit, je mourais de faim, on voulait me tuer, et j'ai la vie sauve, La bouche pleine, un lit, et une femme.
Sen düğüne ha aç gitmişsin, ha tok ne fark eder.
Tu n'as pas de raison d'y aller, estomac vide ou non.
Tok karnına izleyebilirsin.
Vous la verrez l'estomac plein.
Para istiyorum, vaazlara karnım tok.
Je veux de l'argent, j'ai assez eu de sermons.
- Şapkanı doğru tok, yamuk polis.
Ta casquette est de traviole.
Senin sızlanmalarına artık karnım tok.
Crois-moi! J'ai l'habitude d'entendre ça! Tu es maligne, mais tu ne m'auras pas.
Geliyor musunuz, Dr. Tok?
Vous venez, Dr Tok?
UN Uzay Bakanlığı'ndan Dr. Tok mu?
Dr Tok de l'agence spatiale?
Margaret Hoy, Bay Glushkov ve Dr. Tok.
Margaret Hoy, M. Glushkov et le Dr Tok.
" Bu laflara karnım tok
" J'en ai trop souffert
Mucizelere karınları tok.
Ils sont en panne de miracles.
Onu tok tutmakta zorlanıyorum.
Il est si difficile de le garder plein.
Roma halkının karnı küçük zaferlere tok.
Rome n'est pas intéressée par de petits conquérants.
Ölmektense karnım tok olsun, derler ya?
Tu sais, mieux vaut bien nourrie que morte.
- Yapabileceğin bir şey tok.
- Vous ne bougez pas.
Marat, sırtımız pek, karnımız tok olmalı!
Marat, il nous faut des vivres, des vêtements.
Sartre tartışabileceğim biri. Edebiyat, heykel ve resimden anlayan ben çırılçıplak uzanırken sakin ve tok bir sesle şiir okuyan. - Çıplak mı?
Avec qui parler de Sartre, de littérature, de sculpture, de peinture, avec qui réciter de la poésie, calmement, sereinement, dans le plus simple appareil.
Bu sizin "zaman tüneli kazası" öykünüze karnım tok.
Je ne crois pas à votre histoire d'accident temporel.
Karnı tok adamın, çalmaya ihtiyacı olmaz.
La panse pleine, ils ne bougeront pas.
Bu laflara karnım tok. Sen amir Kinzaburo Ayuzawa'sın!
Non, tu es l'intendant Ayuzawa Kinzaburo!
Bu bir bant kaydı. Kayıt daha iyi, daha tok bir ses veriyor.
Je l'ai enregistré sur bande, ça rend mieux, le son est plus rond.
Tok sesimi denedim, "Jürinin anlaması gereken..."
J'essayais de prendre ma grosse voix : "Les jurés doivent comprendre".
Yağ çekmeyi bırak. Benim bunlara karnım tok.
Arrête un peu de faire le lèche-bottes.
Batmış girişimciler, benim paramla zengin olmak isteyen adamlara karnım tok.
J'en ai plein le dos des vagabonds, des faux prospecteurs et de ceux qui s'enrichissent sur mon dos.
Bu laflara karnımız tok artık, oy kullanalım!
Passons au vote!
- Karnın tok olduğu sürece, tabii.
- Sauf quand on a faim.
Karnı aç olanlar, tok olanlardan nefret eder.
Celui qui a faim hait celui qui est rassasié.
Karnı tok ve sırtında güzel elbise olanları bir düşman olarak görürler.
Celui qui est nu hait celui qui est vêtu. "
- Karnım tok.
- J'en peux plus.