Ucret tradutor Francês
323 parallel translation
2 ) Ücret artışı...
2 ) La majoration du salaire...
Cumartesi Dans Gecesi Yer : İtfaiye Binası - Ücret : 25 sent
DANSE SAMEDI SOIR CASERNE DES POMPIERS 25 CENTS
Ücret toplayıcı.
Contrôleur.
Ücret artışı alacaksın... iki misli.
Te donner une prime.
Ücret ödüyorsam ona yolcu denemez, değil mi?
Ça tombe sous le sens vu que je le paie!
- Ücret mi?
- Oui?
- Ücret.
- En liquide.
- Ücret.
- Oh, en liquide!
Ücret bir şilin. Pek makul görünmüyor gerçi. Geç oldu.
C'est un shilling l'entrée.
Ücret aylık $ 10.
Le salaire est de 10 dollars par mois.
Ücret başta çok fazla değil ama burada aldığımdan daha fazla. O yüzden...
Petit salaire mais mieux qu'ici.
- Ücret ne kadar?
- Tu paies combien?
Ücret ne kadar?
Combien c'est payé?
Ücret kişi başı 200 Pound.
Le prix sera de 200 livres chacune.
Ücret kırıcı.
T'es un jaune!
Ücret çok değil.
Bien sûr, le cachet n'est pas gros.
Ücret hiç önemli değil.
Le prix n'est pas important.
- Yeterli değil... - Ücret sorun değil.
Le chiffre me va.
Ücret ve ev kadınlığı.
Le travail et les tâches domestiques.
Ücret hemen hemen bu kadar.
Ce sont les salaires.
- Ücret?
- C'est combien?
Ücret haftalık. "
- Salaire à la semaine "
Çok uğraştım. Ücret çok düşüktü.
C'est si peu payé!
- Ücret nedir? - Önce bir gör.
- D'abord regardez-le boxer.
- Ücret kötüyse neden oyalanayım?
- Pourquoi perdre notre temps?
- Ücret 300 dolardı, o kadar param yoktu.
- Je n'avais pas 300 paquets.
Ücret, bir adamı öldürmeyi haklı yapmaz.
Ça ne donne pas le droit de tuer.
- Ücret yerini kendin doldur.
- Fixez votre propre salaire.
Ücret meselesinde oldukça cömert olacağım.
Vous ne me trouverez pas pingre en matiére d'honoraires.
- Ücret almıyoruz.
Rien du tout.
Ücret ne kadar?
Combien ça paie?
- Ücret ne kadar? - 20.
- Combien ça paie?
Ücret istemez.
C'est gratuit.
Ücret karşılığı çalışırım. Bu şekilde...
J'ai besoin d'être payé!
Ücret mi?
La traversée?
Ücret, lütfen.
Vos papiers, s'il vous plaît.
Ücret konusunda Albert Graves yetkili kılınmıştır.
Albert Graves s'occupera de vos honoraires.
- Ücret ne kadar?
Et le salaire?
Ücret 200 dolar demiştin Shu.
Vous parliez de 200, Shu.
Ücret bir buçuk milyon yen.
Je te paierai 1,5 million. 3 secondes?
Ücret?
Le fric?
Ücret, efendim.
Dos pesos, monsieur,
Ücret, - haftada £ 50 pound. Komisyon da almıyorum.
Vous recevrez... 50 livres, sans un sou pour moi.
- Ücret almadan mı? - Aynen öyle dedim.
C'est bien ça.
Ücret almıyorum çünkü parayla ilgilenmiyorum.
Etant donné que l'argent ne m'intéresse pas je ne demande d'argent à personne.
- Seni görevlendiriyorum. Ücret yok.
Tu seras mon adjoint.
ÜCRET
TARIF PASSAGER
ÜCRET : 10 SENT BOZUK PARA VERİNİZ 10 senti olan var mı?
PEAGE 10 cts. PREPAREZ LA MONNAIE Quelqu'un a-t-il 10 cents?
Ücret artışı komitesinin başkan yardımcısıyım.
Je suis vice-président du Comité de financement.
Ücret almak!
Bouge-toi!
Ücret mi?
Un prix?