Ucuş tradutor Francês
4,766 parallel translation
Geçen yıl Eylül ayında yine bir rapor sundum, rapor bir günde değerlendirildi ve gece uçuş oldu.
Peu après, j'envoyai mon dossier d'inscription. Je voulais être formé à devenir pilote.
ve sonraki uçuş, alacakaranlıkta kutup dairesinin arkasında gerçekleşecektir?
Depuis, je vole. Dans les régions transpolaires,
- Sergey Pavlovich, ben ikinci bir uçuş için kuvvetli birisine ihtiyaç olduğu fikrinde size katılıyorum,
Sergueï Pavlovitch, le deuxième vol requiert un homme plus endurant, c'est vrai.
Uçuş nasıl?
Vous avez compris?
Uçuş normal devam ediyor!
Le vol se passe bien.
Uçuş teknolojisi karmaşık olabilir ancak uçuş fiziği basittir.
La technologie d'un avion peut être complexe, mais la physique du vol est simple.
Daha konforlu bir uçuş isterseniz, içinde daha iyi uçakların bulunduğu bir hangar bulmalısınız.
Si vous vouliez un vol plus en douceur vous auriez dû nous trouver un hangar avec de meilleurs avions.
Uçuş planı dosyası oluşturmuşlardır.
Ils devaient remplir un plan de vol.
Evet. Uçuş planına göre uçak doğrudan Viyana'ya gidiyor. Yarın bizim saatimize göre öğlen vakti iniş yapacak.
Selon le plan de vol, l'avion est un vol direct vers Viennes, il devrait arriver demain à midi.
Pek çok insan vimanaların birer efsane olduğunu düşünür. Bizim alanımızda çalışan kişiler bile bu düşüncededir. Ama çizimlerdeki şema, uçuş planları ve tasarımlara bakacak olursak, bu şeyler en az günümüzdeki araçlar kadar modern görünüyor.
Beucoup de personnes pensent que c'est un mythe, mais es chercheurs dans notre domaine, pensent, vous voyez, mais des en se basant sur les plans et les dessins que c'est aussi sophistiqué que ce que l'on voit aujourd'hui.
Uçuş bileti.
Carte d'embarquement.
CIA gizli bir uçuş ayarlamış.
La CIA nous filent un avion furtif. - Strong va nous briefer à l'aéroport dans une heure. - Wow.
Uçuş olduğuna inanamıyorum.
Il y a un vol?
Uçuş planını bulmak güzel işti.
Bon boulot pour avoir localisé le manifeste de vol.
Belki de uçuş sersemliğinden daha kurtulamamışsındır.
Ou peut-être que tu souffres juste du décalage horaire?
İlk uçuş planı onları, Torbat Heydariyeh'da kuzeye yönlendirecek.
Un plan de vol initial les fait dévier vers le nord à Tobat Heydariyeh.
L.A.'den geldiğimiz uçuş iğrençti.
Ed : Ce vole était horrible.
Onlar pilot değildi Ed. Onlar erkek uçuş personeli.
C'était pas des pilotes, Ed, c'était des steward.
Adam uçuş riski taşıyor.
Ce type risque de fuir.
Uçuş planları gizli tutuluyor.
Les plans de vol sont privés
İnternetten uçuş planına herkes bakabilir.
Tout le monde peut regarder un plan de vol en ligne.
Yine de uçuş planını kaydetmeleri gerek.
Parfois. Mais ils doivent encore enregister le plan de vol.
Uçuş planı farklı, uçakta kız yok.
Un plan de vol différent, pas de fille à bord.
Delaware uçuş planını örtbas etmek için gösterdin. Thornhill'e sisin içinde iniş yaptın. Kırmızı Paltolu sarışın kıza ulaştın.
Vous avez déposé cet avion au Delaware en tant que couverture, atterrit à Thornhill dans le brouillard, livré une fille blonde dans un manteau rouge, et ensuite tu l'as emmenée hors d'ici.
Sadece sahte uçuş planı hazırlamam için ödeme yapıldı.
J'ai juste été payé pour simuler un plan de vol.
- Süresi dolmak üzere olan uçuş millerim vardı.
J'avais des miles qui allaient se périmer.
Baksana! - Bu uçuş için.
Un petit quelque chose pour le vol.
Tamam, peki bilet alabileceğimiz son uçuş ne zaman?
OK, ce qui est la dernière que nous avions être en mesure de réserver cela?
Tamam, Mexico City'ye sabah 6'da bir uçuş var.
OK, il ya un vol qui part pour Mexico à 6h du matin.
Umarım uçuş eğlenceli olmuştur.
J'espère que vous avez apprécié le vol.
Kiev'den uzun bir uçuş olmuş.
C'est un long vol depuis Kiev.
Evet, uçuş öncesinde silah yükünden de ben sorumluyum.
Oui, avant le vol, J'étais responsable du chargement.
Uçuş iyi miydi?
Bon vol?
Uçuş esnasında dergileri okudun mu hiç Tom?
T'as déjà lu les magasines de l'avion, Tom?
Örneğin o uçuş sırasında verilen dergiler, okumak için iyidir.
Et ces magazines, c'est de la bonne lecture.
Caracas'a uçuş 9 saat sürecek.
Mais il y a 9h de vol pour Caracas.
Evet. Eğer FAA uçuş kayıtlarında kayıt zamanından bunu taratırsak uçuş yolumuzu bulabiliriz.
Ouais, et si on compare avec la liste des vols de l'administration aérienne, à partir de l'enregistrement, on pourrait avoir notre trajectoire de vol.
Ve uçuş listesine son saniyede eklenmiş bir yolcu var.
Et il y avait un passager de dernière minute ajouté sur le manifeste du vol.
Uçuş ekibinin sicilleri kusursuz.
avec un équipage au dossier irréprochable
Hava Trafik Kontrol ve uçağın uçuş bilgisayarına sabotaj yapabilecek teknolojiye ulaşabilecek birisi.
Quelqu'un qui avait accès à la technologie leur permettant de t'intercepter le contrôle aérien et saboter l'ordinateur de bord d'un avion privé.
- Bende uçuş korkusu var.
- Ha!
Söyleyebileceğiniz şeyler "Uçuş durumları" ya da "rezervasyon"
Dites "Vérifier les vols" ou "réservations".
Sonra Iceman diyor ki : "Bir gün benim uçuş arkadaşım olabilirsin."
Alors Iceman dit, "Vous pouvez être mon allié tous les jours."
Havacı olmak istemiş ama Florida, Whiting'teki ilk uçuş eğitiminde elenmiş.
Il voulait voler, mais a été recalé de l'entrainement de vol préliminaire à Whiting Field en Floride.
Bana kalırsa Keith uçuş okulundan elendikten sonra sadece zamanını geçirmeye bakıyordu.
Une fois que Keith a été recalé de l'école de pilotage, je pense qu'il prenait son mal en patience.
Whiting Field'e başlangıç seviyesinde uçuş dersleri almaya birlikte gittik.
on est parti ensemble à Whiting Field pour l'entrainement au pilotage.
Uçuş eğitiminin son günlerinde, Terry başaramayacağını anladı.
Dans les dernières semaines d'entrainement, Terry savait qu'il ne réussirait pas.
Hatta kat ettiğiniz mesafeye göre size bedava uçuş kuponu veriyorlar.
Il y a même le système pour doubler ses miles.
Yasak hava sahasına girdik bu yüzden belirli bir uçuş rotasını izlemek zorundayız kural böyle.
Nous sommes entrés dans espace aérien réglementé, nous devons donc suivre certaines trajectoires de vol - - régulation.
Görevlerimden biri de jet uçaklarının uçuş bilgilerini genel sunuya toplamaktı.
Une partie de mon travail était de jeter les données des vols des jets sur un serveur central.
Görev dokümanındaki parametreleri kullanarak Bagram'daki uçuş kayıtları veritabanına çapraz başvuru yaptım.
J'ai comparé la base de données de l'enregistrement de vol à Bagram avec les paramètres inscrits sur les documents de la mission.