Uniformanı tradutor Francês
264 parallel translation
Üniformanı teslim edip çıksan da olur. Haftalık 56 dolar çok değil belki, ama 56 dolar 56 dolardır.
Autant rendre son uniforme et démissionner 56 $ par semaine, ce n'est pas grand chose, mais c'est 56 $
- Nasılsınız? - Üniforman nerede?
Où est votre uniforme?
Üniforman nerede?
Pourquoi êtes-vous en civil?
- Üniformanızı giyin, bayım.
Mettez votre uniforme.
Üniformanın içinde epey hoş duruyordum.
Et l'uniforme m'allait bien.
Üniformanı yıkayıp, ütüledim.
J'ai nettoyé et repassé ton uniforme.
Üniforman burda, al bakalım.
J'ai votre uniforme.
- Üniformanı neden giymiyorsun? - Evet!
Mets ton uniforme!
Üniformanıza saygısızlık.
Vous faites honte a l'uniforme!
Üniformanın altında diğer erkeklerden farkları yoktur.
Sous l'uniforme, il ressemble à vous autres.
- Üniformanın da katkısı var.
- L'uniforme, ça aide.
- Üniforman ne kadar güzel.
- Très classe, votre uniforme.
- Üniforman yok.
- Et votre uniforme?
Üniforman nerde? - Uzaylılar peşimize düşünce attım.
Je l'ai jeté quand les Martiens me couraient après.
Üniforman nerede?
As-tu...
Üniformanın içinde zor tanıdım seni.
Je ne t'avais pas reconnu dans cette tenue.
Yanki Üniforman var diye...
Ce n'est pas parce que vous avez un uniforme Yankee que vous allez...
- Üniformanı giy ve atını eğerle. Gidiyoruz.
Mets ton uniforme et en selle!
Üniformanız sizi durdurur.
Votre uniforme rigide vous soutiendra.
Üniformanı giymişsin.
Vous portez l'uniforme.
Üniformanın bir parçası, bayanlarınki hariç.
Il fait partie de la tenue de cérémonie, à part les dames.
- Üniforman yok mu?
Pas d'uniforme?
Üniformanı temizlesinler.
Je vais faire nettoyer votre équipement.
Üniformanızı neden giymiyorsunuz?
Tu devrais mettre ta tenue...
Üniformanı neden giymiyorsun, Doktor?
Pourquoi ne mettez-vous pas la tenue réglementaire?
Üniforman nerede?
Ton équipe?
Üniformanı giy. Korsanlara benzememize neden oluyorsun.
Endossez votre uniforme, vous avez l'air d'un pirate.
- Evet, ondan korkmuştur! - Üniforman olmalı.
Oui, ça a dû lui faire peur.
Üniformanız size, üzerimizde yetki sahibi ve bizden sorumlu olma hakkı vermiyor.
Nous ne relevons plus de votre autorité ni de votre responsabilité.
Üniformanı dezenfekte et.
Décontamination.
- Üniformanı giy ve bunu hemen hallet.
- En uniforme et programmez ça.
Üniformanızı çıkardım, efendim.
J'ai sorti votre uniforme.
Üniformanıza takılacak çizgileri aldım.
J'ai déjà acheté vos galons.
- Üniforman, Kaptan.
- Votre uniforme.
Üniformanı giy ve kulaklarını sakla.
Mettez cet uniforme et cachez-moi ces oreilles.
Üniformanın yeşil-kırmızı deri çizgileri vardı tam önünde çapraz inen büyük pirinç düğmeler vardı.
Du cuir vert, avec des rayures rouges... et une rangée de boutons en cuivre, là, en travers.
Üniformanı çıkart.
Toi! Enlève cet uniforme.
Üniformanın toplam değeri...
La valeur totale de l'uniforme...
Üniformanın toplam değeri...
La valeur totale de l'u...
Üniformanın toplam değeri...
La valeur totale de l'uni...
Üniformanın toplam değeri...
La valeur totale de l'unifor...
- Üniformanın...
- La valeur totale de...
- Üniformanı giy. - Bu çok aptalca.
Mettez votre uniforme.
Üniformanı giyeceksin ve bir mum hariç evdeki bütün ışıkları söndüreceğiz. Ve beni sevdiğini söylemene izin vereceğim.
Mettez votre uniforme, n'allumons qu'une bougie et dites-moi que vous m'aimez.
Üniformanı tarif et Kolb.
Décrivez votre uniforme.
Üniforman senin kredin. Teşekkür ederim.
- Vous faites honneur à l'uniforme.
Üniforman nerede?
Où est ton uniforme?
Üniformanın içinde ne kadar hoş görünüyorsun.
Comme tu es mignon avec ton uniforme.
Üniformanın her zaman işe yaramadığını söylememiş miydim sana?
Ne te disais-je pas que l'uniforme avait de la valeur, avant?
Üniformanın her yanı yiyecek oldu.
Ton uniforme est couvert de bouffe.
Üniformanın rehberin olmasına izin ver.
Votre uniforme sera votre guide.