Uydurdum tradutor Francês
755 parallel translation
Bir adı yok. Şimdi sizin için uydurdum hanımefendi.
Je viens de l'improviser pour vous madame.
Şimdi uydurdum.
J'invente.
Ben de sana uyan sözler uydurdum.
Je mets des paroles pour toi.
Hepsini uydurdum.
J'ai tout inventé.
- Ben uydurdum müfettiş.
- Mon alibi est prêt.
Dinle, bütün bunları uydurdum, çünkü bütün bu olanların bir hata olduğunu sandım.
Ecoutez, j'ai inventé tout ça parce que je pensais que nous faisions une erreur.
Yok, bunu ben şimdi uydurdum.
Non, je viens de l'inventer.
Onları satabilmek için uydurdum bunu.
- C'est ce que j'ai inventé.
Kendimi korumak için yalan söyledim ve Mohei ile nişanlandığımızı uydurdum.
Pour me sauver, je lui ai dit... que j'étais fiancée à Mohei.
Uydurdum sadece. Sizinle tanışmak istedim.
J'ai inventé ça pour vous rencontrer.
Sence bunları uydurdum mu?
Tu penses que j'ai tout inventé?
Kendi çıkarlarıma uygun bir Tanrı bile uydurdum.
Je l'ai inventé pour mes propres besoins.
Senin için bahaneler uydurdum.
Je t'ai excusée.
Pekala, onu uydurdum ama bu, gördüğüm şeylere inanman içindi.
Cette fois-là, c'était inventé. Pour que vous croyiez à mes autres visions.
Galiba şimdi uydurdum.
Je viens de l'improviser.
Seni ben uydurdum, değil mi Eddie?
Je t'ai inventé, pas vrai?
Her şey gibi seni de ben uydurdum.
Je t'ai inventé, comme tout le reste.
Tanıdığım erkekler... çekip gidince, "Gerçek değildi, ben uydurdum" derdim.
Les hommes que j'ai connus, une fois partis, je disais : "Ils n'ont pas existé, je les ai inventés."
Onu şimdi uydurdum.
Je viens de l'inventer.
Babamın şerefine leke süren bir teori uydurdum.
J'ai inventé une théorie pour déshonorer mon père.
Benim evim falan yok. Her şeyi uydurdum.
Je n'ai pas de chez moi, j'ai raconté des histoires.
Ölümsüzdür. Şimdi uydurdum.
Je viens de l'inventer!
Ben uydurdum.
Je l'ai inventé.
Ona Stockholm'le ilgili hikayeyi uydurdum ama sanırım elime yüzüme bulaştırdım.
Je lui ai raconté que j'allais à Stockholm.
Çok ilginç. - Ben uydurdum.
- Ma propre invention.
Sullivan'ı uydurdum.
Sullivan est faux.
" Ben de, duymak istedikleri her şeyi uydurdum.
J'ai dit tout ce qu'ils voulaient entendre.
Ben uydurdum, Yılan Tanrı'yı, çünkü mutsuzdum.
J'ai seulement imaginé le Dieu Serpent parce que j'étais malheureuse.
Ben Chopin'i biraz uydurdum, sen fazla tepki gösterdin.
J'ai imité Chopin, et vous avez joué le jeu.
Kendime sert bir tavır uydurdum.
Je me suis fabriqué une attitude très dure.
Çünkü ben uydurdum.
Je suis le premier du genre.
Çerçeveyi cama uydurmaya çalışmak yerine camı çerçeveye uydurdum.
Au lieu d'ajuster la monture au verre, j'ajuste le verre à la monture.
ve - baylar bayanlar - o bir saat doldu. Son 17 dakikadır söylediklerimi kafamdan uydurdum.
Cette heure est maintenant révolue depuis 17 minutes, je ne cesse de vous mentir!
Bir derdim olmasını istedin, ben de bunu uydurdum.
Tu voulais entendre qu'un truc me dérange, alors j'ai pensé à ça.
Yanlış numara verdim. Uydurdum.
Le numéro, je l'ai inventé.
Michael Corleone hakkında bir sürü şey uydurdum, onları memnun etmek için.
Alors, j'ai inventé plein de trucs sur Michael Corleone pour leur faire plaisir.
Patenle kayma düşünü ben uydurdum.
Au fait, le rêve du patinage était inventé.
Sekiz yıl önce yemek yerken uydurdum.
Je l'aiinventéya bien 8ans un soirau dîiner.
Hepsini uydurdum.
J'ai fait tout ça.
Hepsini ben uydurdum.
J'ai tout inventé.
Pelesenk diye bir hayvan yok muydu, yoksa uydurdum mu?
C'est aussi le nom d'un animal, ou je l'ai rêvé...
Onu ben uydurdum, burada yılan yok.
J'ai tout inventé, il n'y avait pas de serpents.
Baharat Adaları. - O öyküleri uydurdum.
- J'ai inventé ces histoires.
Salak, uydurdum tabii.
Non, ducon, je l'invente.
Ben onu ofistekilerle dalga geçmek için uydurdum.
J'ai dit ça à tout le monde, au bureau.
Kendim uydurdum.
J'ai tout inventé.
Belki uydurdum.
Je peux te raconter des histoires.
Kesinlikle, çoğunu ben uydurdum.
Exactement... j'ai presque tout inventé.
Senin Vietnam'da yaralanmanla ilgili bir hikâye uydurdum ve bu işi yapmasını sağladım.
Il était béret vert. J'ai dit que tu avais été au Viêtnam.
- Yalanlar uydurdum. - Batı 77. cadde.
- Je picole sur la 77 ème.
Bir hikaye uydurdum yarın geri gelecekler.
Ils reviendront demain.