Uygulama tradutor Francês
1,132 parallel translation
Uygulama tamamlandı.
Application terminée.
O eylemsel bir uygulama olmak zorundadır.
Il doit avoir une application quelque part.
işte o an uygulama vaktidir.
En voilà justement l'application.
- Ama uygulama böyle.
- Mais c'est la règle.
Ama uygulama kısmında, yapmamız gereken çok şey var.
Mais à un niveau pratique, on a beaucoup à apprendre.
Tamam, bu iyi bir uygulama oldu, çocuklar.
Bon travail, les enfants.
Herhangi bir genetik olarak geliştirilmiş insan Yıldız Filosu hizmetinden men edilir Ayrıca bir de tıbbi uygulama işinde.
L'individu génétiquement modifié n'a pas le droit de servir Starfleet ni de pratiquer la médecine.
Her zaman teorik yönü uygulama yönünden daha güçlüydü.
Elle a toujours été plus forte en théorie qu'en pratique.
Bilgisayar, emri uygulama.
C'est le moment.
Yine de bağlantının aynı zamanda doğal tıbbi bir uygulama olduğunu anlamamış olabilirsin.
Mais le lien a également des applications médicales.
Ne düşünüyorsun? Sadece bir uygulama komitesi mi, yoksa beni kullanacak adamlar mısınız?
Seulement le comité exécutif ou je peux vous servir?
Mevcut tıp uygulama ve teorilerini geliştirme arzunda bir yanlışIık görmüyoruz.
II n'y a rien de maI a desirer eIargir Ie champ de Ia pratique medicale.
Beyindeki kan hacmini artırmak için bu, asırlık bir uygulama.
Une pratique ancestrale qui permet d'augmenter le volume du cerveau.
Ama uygulama fırsatı bulamadım.
Mais je ne pouvais pas en profiter.
Gelecek sefere emirlerimi uygulama... bende seni atık çöpün içine atacağım, bunu anladın mı?
La prochaine fois que vous ne suivez pas mes ordres... Je vais vous jeter à la de repos de la poubelle, vous avez compris?
Kural uygulama oldukça tehlikeli bir iş değil mi?
Vous faites un métier dangereux, non?
Ya şöyle olsaydı- - ve inan ki... bu sadece bir varsayım- - size şirketin hisselerinden pay verilmesini sağlayan... bir uygulama yapılsa, sizin için iyi olmaz mı?
Que diriez-vous, et ceci n'est qu'une hypothèse, si on vous offrait, par exemple, des stocks options ou un système de participation aux bénéfices? Ça vous plairait?
Ama uygulamada değil. Uygulama kırışıklıklara yol açar.
Ça ride, regarde-toi.
Peki kişi bu.. bu uygulama konusunda ne hissediyor?
Et que ressentent les sujets pendant ce... traitement?
Dedektif, bu uygulama şu anda kanunlara aykırı mı?
Inspecteur, cette pratique est-elle contraire à la loi? Oui.
Bu uygulama kurban tarafından başlatılmalı.
La procédure doit être lancée par la victime.
Çıkarmayacak. Haydi ama, efendim. Biliyorsunuz bu standart uygulama.
non. allons, colonel, vous savez que c'est la procédure.
Dr Fraiser ve General Hammond bir uygulama hakkında konuşuyorlardı,.. ... bizim ikimizin üzerinde işe yaramayan bir uygulama.
Fraiser et Hammond parlaient d'une procédure qui n'avait pas marché sur nous deux.
Uygulama Teal'c'in ve benim üzerimizde işe yaramadı.
ça n'a pas marché sur moi et Teal'c.
Olağan uygulama. Korkacak birşey yok.
METHODES D'APPRENTISSAGE ll n'y a rien à craindre.
- Hayır. Bu standart uygulama.
- non. c'est la procédure normale.
Bu uygulama askerî diktatörlüktür.
Ce sont des procédés de dictature militaire!
Biri uçağı düşürdü ve olaya kaza süsü verdi, planı hatasız uygulama becerisi olan biri.
Quelqu'un a fait s'écraser l'avion et maquillé ça en accident. Quelqu'un d'assez habile pour y parvenir sans accroc.
İnan bana birara seninle konuşmak istiyorum özellikle tasarım ve uygulama konularında.
J'aimerais vous tirer les vers du nez. Conception / application, surtout.
Tüm tasarım ve uygulama bilgileri hala harddiskimde saklı.
j'ai toute la conception et l'application sur disque dur.
Standard uygulama.
Procédure normale.
Şey, bu olağan bir uygulama, anlaşmamızı tamamlamak için.
Pour sceller le pacte.
Uygulama dersini kaçırdın.
T'es pas venu t'entraîner.
Beth, Vassar üniversitesinde okuyor. Araştırma konusu yasa uygulama.
Beth est étudiante et prépare un exposé sur l'ordre public.
Bu şekilde olması daha iyi. Sana yardımı oluyor, hem de o uygulama yapmış oluyor.
Non, ça te rend service et elle, elle s'exerce un peu.
Gentek adındaki bir ilaç şirketi Alzeimer için yeni bir uygulama tanıttılar.
Une compagnie pharmaceutique du nom de Gentec créée un nouveau traitement pour la maladie d'Alzheimer.
Sakin olun, bu sadece sıradan bir uygulama!
C'est une visite de routine!
Uygulama.
Démo.
Uygulama için bile olsa, başka bir adamı öptüğünde bu dünyaya, belki de benim zengin olmadığımı söylemektir.
Si tu embrasses d'autres hommes, même à titre démonstratif... les gens vont penser que je ne suis pas riche.
Bu kişinin nerede olduğu hakkında bilgisi olan herkes yasal uygulama gereği, derhal temasa geçmeli.
On a besoin d'informations concernant la suspecte... si quelqu'un la voit, il doit nous avertir.
- Ona iyi öğrettim. - Sapık bir Wan Kenobi. 200 yıllık uygulama.
- Un vrai mentor pour psychopathe. 200 ans d'expérience, il n'a plus grand-chose à apprendre.
Bu uygulama biraz yavaş görünebilir, moral bozabilir, hatta sonuca zarar verebilir...
Par moments, le processus pourra vous sembler lent, frustrant, même contre-productif...
Tecritten gelenler için standart uygulama.
Procêdure normale pour quelqu'un en isolement.
Sigortayla ilgili bir uygulama.
C'est une question d'assurance.
Öyle mi düşünüyorsun? Ne yapıyoruz? Deneyebileceğimiz bir uygulama var.
Vous croyez? Que faisons-nous? il y a un moyen que l'on peut tenter.
Başka bir uygulama bulana kadar.
Tant que nous n'avons pas d'autre solution.
Bana da Astor gibi kafayı yedirtebilecek olan uygulama.
Je risquerais de perdre la tête comme Astor.
- Ya da işe yarayabilecek ama ciddi beyin hasarlarıyla sonlanabilecek olan uygulama.
- Si ça marchait, je pourrais avoir de graves lésions au cerveau.
Tamam, bu iyi bir uygulama oldu, çocuklar.
Bien... ça devrait être bon.
İlk uygulama, gizli iç dünyayı ortaya çıkartmak için tasarlanmıştır ama kişiler arasındaki değil cisimler arasındakini.
Et Noel s'en occupait. Je suppose qu'il était mignon ce jour-là.
Ama önünde sadece "uygulama" yazan bir şey için okuldan atılmak mı istiyorsun?
Mais tu veux te faire renvoyer pour un test préparatoire?