English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ U ] / Uygunsuz

Uygunsuz tradutor Francês

2,652 parallel translation
Bu kesinlikle uygunsuz bir ilişki. - Tamamen uygunsuz.
Cette relation est totalement inappropriée!
- Benimle uygunsuz ilişkiler hakkında mı konuşacaksınız?
Vous voulez me parler de relations inappropriées?
Bu hastanede elimi sallasam uygunsuz ilişkilere çarpıyor.
Partout dans cet hôpital, il y a des relations inappropriées.
İşte bu uygunsuz. O aynen böyle bir adam.
Ça, c'est inapproprié!
Geç kalmamız çok uygunsuz olur.
Parce que ça serait pas top si on arrivait en retard.
Hayır, profesyonelliğinin uygunsuz şeyler yapmasını önleyeceğine eminim.
Son professionnalisme retiendra tout geste déplacé.
Bu uygunsuz olurdu işte.
Oui, ce serait inapproprié.
Seni sınıf arkadaşlarının önüne sıçratmak oldukça uygunsuz olur.
Ce serait déplacé envers vos camarades de vous faire pistonner.
Evet bu uygunsuz bir davranıştı ama sence de biraz sert bir tepki vermiyor musun?
{ \ pos ( 192,220 ) } C'était malvenu. Mais tu crois pas que t'es trop sévère?
- Ne zaman ki Amerika... - Anti-Amerikan görüşünü vurgulamak için ele geçen iyi bir fırsat ya da daha fazla gazete satmak ya da bloglar ya da elinde her ne varsa... Bu, oldukça ters ve uygunsuz.
Utiliser ceci afin de propager une opinion anti-américaine et vendre plus de journaux, de blog ou je-ne-sais-quoi est, franchement, inopportun et contre-productif.
Ve onu uygunsuz şekilde bekleyen kişinin odasına giriyor.
Il entre dans sa chambre alors qu'elle se châtie.
Buna uygunsuz demek az kaçar.
C'est indécent.
Hayır, hayır ben gidiyorum. Yani isteyeceğim son şey uygunsuz olarak görülmektir.
Je pars, parce que je ne voudrais pas qu'on me dise indécente.
Siz ve Mary de yanımda olursanız uygunsuz bir durum oluşmaz.
Mary et vous pouvez me chaperonner.
Umarım uygunsuz konuşmuyordu, Lordum.
Vous a-t-elle importuné?
Ben de dedim ki : " Bu, Lord Hazretleri için uygunsuz olur.
Je lui ai répondu que Monsieur n'apprécierait pas.
ÖA'larımdan biriydi, ama buna bir son verdik, çünkü bunun uygunsuz olacağını düşündük.
Elle était mon assistante. Mais pas plus, parce que j'ai trouvé ça inapproprié.
Peder McMurray'ı uygunsuz bir davranışla itham eden bir kadın var... cinsel yönden.
Une femme a accusé le père McMurray de comportement déplacé, de nature sexuelle.
Çok uygunsuz oldu.
Sérieusement inapproprié.
"S" kelimesi çok uygunsuz bir kelime ve yabancıların yanında söylememeliyim.
J'ai dit un vilain mot qu'il faut pas dire devant les gens.
Geçmişinde uygunsuz veya olmayacak adamları seçmişsin hep.
Vous choisissez des hommes inadéquats ou indisponibles.
Espri için uygunsuz bir zamandı, şimdi anlıyorum.
It was the wrong time for comedy, I know that now.
Buna uygunsuz diyorsanız, bir de buna bakın.
Vous trouvez ça déplacé, Attendez de voir ça.
Seninle uygunsuz bir yetişkin muhabbeti yapmayacağım, tamam mı?
Je ne veux pas avoir une conversation déplacée avec toi.
Şimdi, ben sigara içip aileni görmeni yasaklarken, sana uygunsuz bir duş aldırmama izin ver.
Laisse-moi te donner une douche inappropriée pendant que je fume et que je t'interdis de voir tes parents.
Uygunsuz bir tür kızla birlikte olan eşcinseldim.
J'étais un mec avec une fille louche.
Belki Janowitz ona uygunsuz şeyler teklif etmiştir, hazır kocası ortada yokken, savunmasızken.
Peut-être que Janowitz lui faisait du rentre-dedans qui était inapproprié parce que son mari n'était pas en évidence, et qu'elle était vulnérable.
Bu uygunsuz,... ve bir o kadar da,... sahip olduğum en güzel şeydi.
C'était inapproprié, et c'était de loin la plus jolie chose que je possédais.
G.I. Joe oyuncaklarını birbirlerine uygunsuz bir şekilde sürttürürdüm.
Mes G.I. Joe se caressaient bizarrement.
O derece ileri gitmek uygunsuz olur.
Ça serait totalement inapproprié d'aller aussi loin.
Raydor, Newton olayı cinayetine burnunu sokuyor, işimin her santimetre karesini kontrol ediyor uygunsuz- - uygun- - uyg- -
Raydor qui fouine dans la fusillade de Newton, épluchant le moindre de mes faits, en quête d'inco... D'incorrections?
Gürültülü ve uygunsuz, sanırım?
Bruyantes et détestables?
Bu sabah ya da son zamanlarda mahallede tuhaf ya da uygunsuz davranan birini fark ettiniz mi?
Avez-vous vu quelqu'un dans le quartier ce matin ou récemment qui semblait bizarre ou inhabituel?
Söylediğim sözler, uygunsuz, hoş olmayan türde ve aynı zamanda duyarsızcaydı.
C'était inapproprié et méchant et insensible.
Uygunsuz hem de kaba mı?
Est-ce que c'est odieux et impoli?
Ben de o uygunsuz resim için buradayım.
Si je suis là, c'est pour ces photos obscènes.
Joe, o uygunsuz resmin senin tarafından gönderildiğini biliyoruz. Çünkü kendi kişisel e-posta adresinden göndermişsin.
Je sais que la photo vient de toi, tu l'as envoyée avec ton mail perso :
Davacı müvekkilim hakkında uygunsuz ifadeler gösterdi.
- Ou je peux te battre. La plaignante a tenu des propos désobligeants.
Biraz uygunsuz.
C'est juste un peu impersonnel.
Cy hiç Tammy'e uygunsuz şekilde davrandı mı?
Cy s'est déjà mal comporté avec Tammy?
Bunun çok uygunsuz olduğunun farkındayım.
Je sais que c'est vraiment gênant.
Uygunsuz bir şey söylediysem özür dilerim.
Je suis désolé si j'ai dit quelque chose d'inapproprié.
Bunu söylemem inanılmaz derecede uygunsuz, biliyorum. Ama seni öpmek istiyorum.
Je sais que le moment est terriblement mal choisi, mais j'ai très envie de t'embrasser.
Çok uygunsuz bir vakitte geldiniz.
Vous êtes venu à un moment extrêmement inopportun.
Bence uygunsuz bir durum ama beni ilgilendirmez.
C'est une sacrée pagaille, mais je ne prends pas parti. Je sais.
Sürekli yersiz ve uygunsuz davranırdı.
Dépasser les bornes était son truc.
Ama ben uygunsuz giyinmişim.
Je ne suis pas assez bien habillée.
Uygunsuz herifin teki.
Voilà!
Ama kesinlikle uygunsuz.
- Absolument.
Uygunsuz.
Inapproprié.
Bayrak direğinde iç çamaşırınla ilgili yaptıklarım çok uygunsuz davranışlardı.
Tout ce qui implique des mâts et des sous-vêtements...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]